9786258267976
765322
https://www.hesapli24.com/acaba-el-alem-ne-der
Acaba El Alem Ne Der?
12.06
Başkaları tarafından kabul edildiğini hissetmek neredeyse evrensel bir insan arzusudur. Ne
de olsa akranlarımıza uyum sağlamanın, güven ve saygı duymanın başarı ölçütü olduğu
gruplarda hayata tutunabilmek için onlara yönelik aidiyet duygusu taşırız. Ait olma ihtiyacı
DNA'mızda var.
Ancak bazen aidiyet ihtiyacı doğamız gereği ön plana çıkar ve başkalarının bizim
hakkımızda düşündükleri, bizim kendimiz hakkında düşündüklerimizden daha fazla önemli
olur.
Romalı Stoacı Filozof Marcus Aurelius'un neredeyse iki bin yıl önce gözlemlediği gibi ister
arkadaş, ister yabancı, ister düşman olsunlar, "Hepimiz kendimizi diğer insanlardan daha çok
seviyoruz ama onların fikirlerine kendi düşüncelerimizden daha çok önem veriyoruz."
Bazen ait olma ve başkaları tarafından sevilme ihtiyacımız devreye girer ve başkalarının
bizim hakkımızda düşündükleri, bizim kendimiz hakkında düşündüklerimizden ve
hissettiklerimizden daha önemli hâle gelir.
Başkalarının bizi sevmesini ve bize saygı duymasını istemek insanî bir duygudur. Ancak
başkalarının bizim hakkımızdaki düşüncelerini çok fazla kafaya takıp onların düşüncelerini
hayatımızın merkezine koyarsak ve o düşüncelere göre hayatımızı yaşarsak bu düşünceler,
sağlıklı ve mutlu bir hayatın önündeki en büyük engellerdir.
Başkaları tarafından onaylanma düşüncesi ve kendi hayatını başkalarının yönetmesinden
kurtulma zamanı! Sen bir seçim yaparken “Başkası acaba ne der, bana onay verirler mi, bu
fikrimi beğenirler mi?” kaygıları mı taşıyorsun? Kendi beğenilerinden, mutluluğundan, eş
seçiminden, evinden yemek düzenine kadar kendi zevklerinden vazgeçip başkasının fikrine
göre yaşayanlardan mısın? Mutsuz göründüğünde senin hakkında diğerlerinin ne düşündüğü
önemli mi? Ne yapacağına, ne giydiğine, nasıl bir evlilik yapacağına, eşinin ve evinin nasıl
olacağına karar verirken insanların neler düşündükleri senin için çok mu önemli? İnsanların
onayına ihtiyacın var mı sence?
Peki, mutluluk senin için ne anlama geliyor? Arkadaşım mutlu olsun, ben mutsuz olayım
diyenlerden misin? İnsanlar hiçbir zaman hakkımda olumsuz düşünmesin, insanlar benim
hakkımda daima iyi düşünsün, insanları hep mutlu edeyim düşünceleri ile mi hayat yolundan
geçiyorsun?
“Ben hapishane hayatı yaşamaya razıyım, yeter ki çevremdekiler memnun olsun”
diyenlerdensen işte bu kitap tam sana göre. Başkalarının senin hayatında yönetmen olması
yüzünden kendin olamamışsın bugüne kadar. Artık kendin ol, hayallerini gerçekleştir.
Kendi hayatının yönetmeni ve kahramanı olma zamanı geldi. Kendin için kendin ol, kendin
için anne ol, kendin için eş ol, kendin için evlat ol. Kendi tercihlerinin sonucunu yaşa. Kendi
hayatının dizginleri senin elinde olsun.
Mutluluk senin de hakkın. Ve bunun şimdi tam sırası! Erteleme asla! Çünkü hayat
ertelemeye gelmez.
Başkaları tarafından kabul edildiğini hissetmek neredeyse evrensel bir insan arzusudur. Ne
de olsa akranlarımıza uyum sağlamanın, güven ve saygı duymanın başarı ölçütü olduğu
gruplarda hayata tutunabilmek için onlara yönelik aidiyet duygusu taşırız. Ait olma ihtiyacı
DNA'mızda var.
Ancak bazen aidiyet ihtiyacı doğamız gereği ön plana çıkar ve başkalarının bizim
hakkımızda düşündükleri, bizim kendimiz hakkında düşündüklerimizden daha fazla önemli
olur.
Romalı Stoacı Filozof Marcus Aurelius'un neredeyse iki bin yıl önce gözlemlediği gibi ister
arkadaş, ister yabancı, ister düşman olsunlar, "Hepimiz kendimizi diğer insanlardan daha çok
seviyoruz ama onların fikirlerine kendi düşüncelerimizden daha çok önem veriyoruz."
Bazen ait olma ve başkaları tarafından sevilme ihtiyacımız devreye girer ve başkalarının
bizim hakkımızda düşündükleri, bizim kendimiz hakkında düşündüklerimizden ve
hissettiklerimizden daha önemli hâle gelir.
Başkalarının bizi sevmesini ve bize saygı duymasını istemek insanî bir duygudur. Ancak
başkalarının bizim hakkımızdaki düşüncelerini çok fazla kafaya takıp onların düşüncelerini
hayatımızın merkezine koyarsak ve o düşüncelere göre hayatımızı yaşarsak bu düşünceler,
sağlıklı ve mutlu bir hayatın önündeki en büyük engellerdir.
Başkaları tarafından onaylanma düşüncesi ve kendi hayatını başkalarının yönetmesinden
kurtulma zamanı! Sen bir seçim yaparken “Başkası acaba ne der, bana onay verirler mi, bu
fikrimi beğenirler mi?” kaygıları mı taşıyorsun? Kendi beğenilerinden, mutluluğundan, eş
seçiminden, evinden yemek düzenine kadar kendi zevklerinden vazgeçip başkasının fikrine
göre yaşayanlardan mısın? Mutsuz göründüğünde senin hakkında diğerlerinin ne düşündüğü
önemli mi? Ne yapacağına, ne giydiğine, nasıl bir evlilik yapacağına, eşinin ve evinin nasıl
olacağına karar verirken insanların neler düşündükleri senin için çok mu önemli? İnsanların
onayına ihtiyacın var mı sence?
Peki, mutluluk senin için ne anlama geliyor? Arkadaşım mutlu olsun, ben mutsuz olayım
diyenlerden misin? İnsanlar hiçbir zaman hakkımda olumsuz düşünmesin, insanlar benim
hakkımda daima iyi düşünsün, insanları hep mutlu edeyim düşünceleri ile mi hayat yolundan
geçiyorsun?
“Ben hapishane hayatı yaşamaya razıyım, yeter ki çevremdekiler memnun olsun”
diyenlerdensen işte bu kitap tam sana göre. Başkalarının senin hayatında yönetmen olması
yüzünden kendin olamamışsın bugüne kadar. Artık kendin ol, hayallerini gerçekleştir.
Kendi hayatının yönetmeni ve kahramanı olma zamanı geldi. Kendin için kendin ol, kendin
için anne ol, kendin için eş ol, kendin için evlat ol. Kendi tercihlerinin sonucunu yaşa. Kendi
hayatının dizginleri senin elinde olsun.
Mutluluk senin de hakkın. Ve bunun şimdi tam sırası! Erteleme asla! Çünkü hayat
ertelemeye gelmez.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.