9786059513760
791260
https://www.hesapli24.com/adaletin-felsefesi
Adaletin Felsefesi
12.42
Adaletin toplumsal kurumların bir erdemi ya da toplumsal bir erdem olduğunu öne süren tezlerin karşısında adaletin
bireysel bir erdem ve her yurttaşın kişisel sorumluluğu olarak değerlendirilmesi gerektiğini savunan anlayışlar da vardır.
Bu tür bir anlayışın temsilcisi, “adalet eğer bir yerde bulunacaksa, bu yer bizim içimiz olmalıdır” diyen Robert C.
Solomon'dur. Odağı, kişiyle ilgisi olmayan kurumlardan ve yönetim politikalarından alıp, bireylere ve bireyin kişisel
tutkularına kaydırmak isteyen Solomon, adaleti kişisel karakterin bir işlevi, büyük bir kuram değil sıradan olana ilişkin
günlük bir his olarak düşünmektedir. Solomon, adalet hakkındaki düşüncelerinin bir kuram değil, düşünce evrenimizi
dolduran adalet kuramları için bir tamamlayıcı olduğunu ifade etmektedir. Dolayısıyla adalet, mükemmel toplum için
ütopik bir plan değil, bireye ait kişisel ve kolektif bir duygu, paylaşım ve sorumluluk hissidir. Soyut bir kuramsal ideal
değil, bir duygular demeti ve karaktere ait bütünüyle sıradan bir erdemdir. Solomon, adalet hakkında yapılan açıklama ve
kuramların adaleti her geçen gün bireyden uzaklaştırdıklarını öne sürmektedir. Bu nedenle Solomon, kişisel olarak
hissedilmediği müddetçe adalet diye bir şeyin olamayacağını savunmaktadır.
Adaletin toplumsal kurumların bir erdemi ya da toplumsal bir erdem olduğunu öne süren tezlerin karşısında adaletin
bireysel bir erdem ve her yurttaşın kişisel sorumluluğu olarak değerlendirilmesi gerektiğini savunan anlayışlar da vardır.
Bu tür bir anlayışın temsilcisi, “adalet eğer bir yerde bulunacaksa, bu yer bizim içimiz olmalıdır” diyen Robert C.
Solomon'dur. Odağı, kişiyle ilgisi olmayan kurumlardan ve yönetim politikalarından alıp, bireylere ve bireyin kişisel
tutkularına kaydırmak isteyen Solomon, adaleti kişisel karakterin bir işlevi, büyük bir kuram değil sıradan olana ilişkin
günlük bir his olarak düşünmektedir. Solomon, adalet hakkındaki düşüncelerinin bir kuram değil, düşünce evrenimizi
dolduran adalet kuramları için bir tamamlayıcı olduğunu ifade etmektedir. Dolayısıyla adalet, mükemmel toplum için
ütopik bir plan değil, bireye ait kişisel ve kolektif bir duygu, paylaşım ve sorumluluk hissidir. Soyut bir kuramsal ideal
değil, bir duygular demeti ve karaktere ait bütünüyle sıradan bir erdemdir. Solomon, adalet hakkında yapılan açıklama ve
kuramların adaleti her geçen gün bireyden uzaklaştırdıklarını öne sürmektedir. Bu nedenle Solomon, kişisel olarak
hissedilmediği müddetçe adalet diye bir şeyin olamayacağını savunmaktadır.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.