9786256781009
817179
https://www.hesapli24.com/ahlak-ve-devlet
Ahlak Ve Devlet
14.19
Platon ve Aristoteles'in, toplumdaki tüm bireylerin kendi alanında yetkinleşmesi, kendi işini yapması, birbirlerinin uzmanlık alanlarının sınırlarına bağlı kalması ve erdemli olması durumunda o toplumda refah ve huzurun artacağı yönündeki argüman bu tezin merkezinde durmaktadır. Buna eşlik eden ve tez boyunca savunulan bir diğer iddia bizzat yönetici erkin de kendi alanında yetkinleşmiş olması, diğer uzmanlık alanlarına gereken saygıyı göstermesi ve toplumdan beklediği erdemli davranış biçimlerini kendisinin sergilemesi gerektiğidir. Dolayısıyla burada söz konusu olan ve birbirine koşut olarak ilerleyen üç boyut söz konusudur: bireysel ahlak, toplumsal ahlak ve devlet ahlakı. Bu üç boyutun Platon ve Aristoteles düşüncelerinde bütünüyle açıldığına şahit oluyoruz. Bu türden bir tanıklık bizi ahlak ve siyaset felsefelerini karşılaştırmalı olarak incelemeye yönlendirdi. Bu incelemenin arka planında iki peşin kabul bulunmaktadır. Öncelikle söz konusu felsefelerin tarihsel şartlara karşılık olarak inşa edildiğinin farkındayız. Bu farkındalıktan ötürü tez boyunca tarihsel bir takım referanslar bizim açımızdan kaçınılmaz oldu. Diğer taraftan varsaydık ki, bu iki filozofun karşılıklı bir ilişki içinde ifade ettiği ahlak ve devlet felsefeleri şayet modern toplumlarda da etkileri olmaya devam etseydi ahlakın yukarıda zikrettiğimiz üç şubesinde (bireysel, toplumsal ve siyasi ahlak) söz konusu yozlaşma bu düzeyde olmayabilirdi. Bu iki peşin kabul doğrultusunda Platon ve Aristoteles'in ahlak ve devlet felsefelerinde şu konulara özellikle eğildik. Devlet ve ahlakın amacı, işlevleri, devletin doğası ve yasaları ve insanın mahiyeti ve erdemleri. Bunu yaparken sistem felsefesinin bu iki büyük isminin ayrıldığı ve birleştiği hususları gözden kaçırmamaya özen gösterdik.
Platon ve Aristoteles'in, toplumdaki tüm bireylerin kendi alanında yetkinleşmesi, kendi işini yapması, birbirlerinin uzmanlık alanlarının sınırlarına bağlı kalması ve erdemli olması durumunda o toplumda refah ve huzurun artacağı yönündeki argüman bu tezin merkezinde durmaktadır. Buna eşlik eden ve tez boyunca savunulan bir diğer iddia bizzat yönetici erkin de kendi alanında yetkinleşmiş olması, diğer uzmanlık alanlarına gereken saygıyı göstermesi ve toplumdan beklediği erdemli davranış biçimlerini kendisinin sergilemesi gerektiğidir. Dolayısıyla burada söz konusu olan ve birbirine koşut olarak ilerleyen üç boyut söz konusudur: bireysel ahlak, toplumsal ahlak ve devlet ahlakı. Bu üç boyutun Platon ve Aristoteles düşüncelerinde bütünüyle açıldığına şahit oluyoruz. Bu türden bir tanıklık bizi ahlak ve siyaset felsefelerini karşılaştırmalı olarak incelemeye yönlendirdi. Bu incelemenin arka planında iki peşin kabul bulunmaktadır. Öncelikle söz konusu felsefelerin tarihsel şartlara karşılık olarak inşa edildiğinin farkındayız. Bu farkındalıktan ötürü tez boyunca tarihsel bir takım referanslar bizim açımızdan kaçınılmaz oldu. Diğer taraftan varsaydık ki, bu iki filozofun karşılıklı bir ilişki içinde ifade ettiği ahlak ve devlet felsefeleri şayet modern toplumlarda da etkileri olmaya devam etseydi ahlakın yukarıda zikrettiğimiz üç şubesinde (bireysel, toplumsal ve siyasi ahlak) söz konusu yozlaşma bu düzeyde olmayabilirdi. Bu iki peşin kabul doğrultusunda Platon ve Aristoteles'in ahlak ve devlet felsefelerinde şu konulara özellikle eğildik. Devlet ve ahlakın amacı, işlevleri, devletin doğası ve yasaları ve insanın mahiyeti ve erdemleri. Bunu yaparken sistem felsefesinin bu iki büyük isminin ayrıldığı ve birleştiği hususları gözden kaçırmamaya özen gösterdik.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.