Aksak İstanbul Hikayeleri / Ev–Kakofonik Bir Oyun / Noter (3 Oyun Bir Arada)

Stok Kodu:
9786054630738
Boyut:
125-195-0
Sayfa Sayısı:
184
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2019-11-12
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
8,66
9786054630738
537568
Aksak İstanbul Hikayeleri / Ev–Kakofonik Bir Oyun / Noter (3 Oyun Bir Arada)
Aksak İstanbul Hikayeleri / Ev–Kakofonik Bir Oyun / Noter (3 Oyun Bir Arada)
8.66
Aksak İstanbul Hikayeleri Ara sıra her şeyin bir çeşit nedeni olduğunu düşünürüm. Her şey sanki tılsımlı bir değnekle bir yerlere yerleşir. Hayatlar kesişir, bölünür, parçalanır, biter, gider ve ardından bir başkası gelir. Ev–Kakofonik Bir Oyun Sıcak ekmek, zeytinyağlılar, tarhana çorbaları, saat üçte içilen çaylar. Her gün utanmadan serilen bembeyaz çarşaflar, cicianneannenin ördüğü dantelli masa örtüleri ve tığ işi yastık yüzleri... Sabah saat yedide kahvaltı, gül reçeli, yine sıcak ekmek, cicianne-annenin damarlı elleri, koltuğunun üzerinde dün gece bıraktığı tığ işi, çekmecelerde kavanozlarda sakladığı lokumlar, öğlen on iki buçuk yemek vakti, bahçede domatesler... Noter Kısaca ‘memur bey' diyebilirsiniz bana. Sohbet? Bazen edebiliriz. Havadan sudan. Bazen kavga da edebiliriz. Nadiren bir yerlere gider bir şeyler içeriz. Herakşam saat 5 gibi Gaziosmanpaşa'daki evimden çıkar buraya gelirim. Aynı minibüse biner, aynı yoldan gelirim. Yolda minibüste ölebileceğimi düşünürüm. Gaziosmanpaşa'nın minibüs şoförleri ünlüdür! Buraya girmeden evvel bir sigara ya-karım. Geceye merhabamdır sigaram. Masamın çekmecesinde iki resim saklarım. Biri nişanlımın diğeri de anamın. İşte böyle. Ne demiştik? Evet, işte gece ilerliyor. Kim bilir başka nelere gebe... Note-rimizin damgaları tıngır takır, sıra sıra imzalar, burada her şey aslı gibidir. Ben dahil!
Aksak İstanbul Hikayeleri Ara sıra her şeyin bir çeşit nedeni olduğunu düşünürüm. Her şey sanki tılsımlı bir değnekle bir yerlere yerleşir. Hayatlar kesişir, bölünür, parçalanır, biter, gider ve ardından bir başkası gelir. Ev–Kakofonik Bir Oyun Sıcak ekmek, zeytinyağlılar, tarhana çorbaları, saat üçte içilen çaylar. Her gün utanmadan serilen bembeyaz çarşaflar, cicianneannenin ördüğü dantelli masa örtüleri ve tığ işi yastık yüzleri... Sabah saat yedide kahvaltı, gül reçeli, yine sıcak ekmek, cicianne-annenin damarlı elleri, koltuğunun üzerinde dün gece bıraktığı tığ işi, çekmecelerde kavanozlarda sakladığı lokumlar, öğlen on iki buçuk yemek vakti, bahçede domatesler... Noter Kısaca ‘memur bey' diyebilirsiniz bana. Sohbet? Bazen edebiliriz. Havadan sudan. Bazen kavga da edebiliriz. Nadiren bir yerlere gider bir şeyler içeriz. Herakşam saat 5 gibi Gaziosmanpaşa'daki evimden çıkar buraya gelirim. Aynı minibüse biner, aynı yoldan gelirim. Yolda minibüste ölebileceğimi düşünürüm. Gaziosmanpaşa'nın minibüs şoförleri ünlüdür! Buraya girmeden evvel bir sigara ya-karım. Geceye merhabamdır sigaram. Masamın çekmecesinde iki resim saklarım. Biri nişanlımın diğeri de anamın. İşte böyle. Ne demiştik? Evet, işte gece ilerliyor. Kim bilir başka nelere gebe... Note-rimizin damgaları tıngır takır, sıra sıra imzalar, burada her şey aslı gibidir. Ben dahil!
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat