9789756358993
412265
https://www.hesapli24.com/alevi-islam-gercegi-inanc-ve-ibadetleri
Alevi İslam Gerçeği İnanç ve İbadetleri
9.52
Beni "Alevi İslam İnançları ve İbadetleri" konusunu işlemeye zorlayan sebeplere değinmek istiyorum.
Hz. Muhammed'in ölümünden sonra, devir Kureyş ulularına geçtikten sonra, ilk iş olarak Hz. Muhammed'in yazılı hadislerini yok etmekle işe giriştiler. Bunların tamamını yok ettikleri gibi, bu hususta bir de fetva çıkardılar. Çıkartmış oldukları fetvanın mahiyeti şu şekildeydi: "Her kim ki Muhammed'e tapıyor ise bilmiş olsunlar ki o da bizim gibi bir insandı. Doğdu, yaşadı, ömrünü tamamladı ve öldü. Ve her kim ki Allah'a tapıyor ise bilmiş olsun ki O daima sağdır." Bu sözler halkın beynine ilk cahiliye taassubu tohumunu ekmiş oldu. Ve devamla; "Aramızda Allah'ın Kuran'ı vardır. O bize yeter" dendi.
Bu sözleri dedikten sonra yerinden ayrılarak, hilafet makamını gasp etmiş oldular. Bununla beraber, Hz. Muhammed'e ait ne kadar yazılı belge varsa tamamını yok ettiler. O günden sonra günümüze kadar, şer ehline bağlı olanlar mütemadiyen hakikat ehline bağlı olanların yazmış oldukları yazılı belgelerini yok ederek, kendi düşüncelerini savunan yazılı eserlerini çoğaltarak piyasaya sürdüler. Yani demek istediğim Alevi İslam din kültürünü halkın gözünden saklamak için ellerinden gelen her türlü fırsatı hunharca değerlendirdiler.
Son yıllarda Alevi inanç ve ibadetleri adı altında birçok yazar kendi fikirlerini ileri sürerek Aleviliği tarif etmeye çalıştılar. Şu bir gerçektir ki bunların birçoğu daha kendilerinin nasıl bir inanca bağlı olduklarından haberleri dahi yoktu. Bunun içindir ki bu yazarların bazıları Aleviliği bir kültür olarak, bazıları ise İslam içi bir mezhep olarak, bir başkaları ise İslam dışı bir inanç şekli olarak tanıtmaya giriştiler.
Beni bunları yazmaya zorlayan konuların başında bu olaylar gelmekteydi.
Beni "Alevi İslam İnançları ve İbadetleri" konusunu işlemeye zorlayan sebeplere değinmek istiyorum.
Hz. Muhammed'in ölümünden sonra, devir Kureyş ulularına geçtikten sonra, ilk iş olarak Hz. Muhammed'in yazılı hadislerini yok etmekle işe giriştiler. Bunların tamamını yok ettikleri gibi, bu hususta bir de fetva çıkardılar. Çıkartmış oldukları fetvanın mahiyeti şu şekildeydi: "Her kim ki Muhammed'e tapıyor ise bilmiş olsunlar ki o da bizim gibi bir insandı. Doğdu, yaşadı, ömrünü tamamladı ve öldü. Ve her kim ki Allah'a tapıyor ise bilmiş olsun ki O daima sağdır." Bu sözler halkın beynine ilk cahiliye taassubu tohumunu ekmiş oldu. Ve devamla; "Aramızda Allah'ın Kuran'ı vardır. O bize yeter" dendi.
Bu sözleri dedikten sonra yerinden ayrılarak, hilafet makamını gasp etmiş oldular. Bununla beraber, Hz. Muhammed'e ait ne kadar yazılı belge varsa tamamını yok ettiler. O günden sonra günümüze kadar, şer ehline bağlı olanlar mütemadiyen hakikat ehline bağlı olanların yazmış oldukları yazılı belgelerini yok ederek, kendi düşüncelerini savunan yazılı eserlerini çoğaltarak piyasaya sürdüler. Yani demek istediğim Alevi İslam din kültürünü halkın gözünden saklamak için ellerinden gelen her türlü fırsatı hunharca değerlendirdiler.
Son yıllarda Alevi inanç ve ibadetleri adı altında birçok yazar kendi fikirlerini ileri sürerek Aleviliği tarif etmeye çalıştılar. Şu bir gerçektir ki bunların birçoğu daha kendilerinin nasıl bir inanca bağlı olduklarından haberleri dahi yoktu. Bunun içindir ki bu yazarların bazıları Aleviliği bir kültür olarak, bazıları ise İslam içi bir mezhep olarak, bir başkaları ise İslam dışı bir inanç şekli olarak tanıtmaya giriştiler.
Beni bunları yazmaya zorlayan konuların başında bu olaylar gelmekteydi.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.