9786257170727
752883
https://www.hesapli24.com/alti-metre-davetiye
Altı Metre Davetiye
10.64
“İran kedilerinin o en aksi bakışıyla Cemal Bey'e bakmaya başladı. Ne de olsa kediydi, insanların göremediklerini görüyordu ama bu dünyaya ait hiçbir şeyin artık karşısındaki adamı etkileyemeyeceğini bilmiyordu tabii. Nerede kaldı ki yaşlı, kısırlaştırılmış, korkak bir ev kedisinin aksi bakışlarının…”
‘Vakitli Öten Horoz'dan
“Yaşlı adam, bazı günler, başını hep yaptığı gibi hafif sağa eğer, o yorgun sesiyle masal anlatır gibi, şarkı söyler gibi, şiir okur gibi, baharatın nasıl lezzet demek olduğunu, onsuz ağız tadı olmayacağını, damak zevki olanın yemeğinde, olması gerektiği kadar bulunmasını anlatırdı genç adama. Şimdiye kadar genç adam, o bin bir türlü ota, köke hiç böyle bakmamıştı. Yemek pişer, önüne gelir, o da yerdi; hepsi bu…”
‘Günün Kapanış Konuşması'ndan
“Akşamüstü iki şık hanımefendi ile bir yakışıklı beyefendi, Uğurlu Fırın'da oturmuşlar, kahvelerini içip artık müşteriler arasında pastanenin spesiyalitesi haline gelmiş olan eklerlerini yiyorlardı. Yedikleri sadece ekler olsa neyse, bir şeyden habersiz biçare Nevin de gelen iki kadın tarafından neredeyse moleküllerine ayrılarak didikleniyordu.”
‘Ayçöreği Neli Olsun?'dan
“İran kedilerinin o en aksi bakışıyla Cemal Bey'e bakmaya başladı. Ne de olsa kediydi, insanların göremediklerini görüyordu ama bu dünyaya ait hiçbir şeyin artık karşısındaki adamı etkileyemeyeceğini bilmiyordu tabii. Nerede kaldı ki yaşlı, kısırlaştırılmış, korkak bir ev kedisinin aksi bakışlarının…”
‘Vakitli Öten Horoz'dan
“Yaşlı adam, bazı günler, başını hep yaptığı gibi hafif sağa eğer, o yorgun sesiyle masal anlatır gibi, şarkı söyler gibi, şiir okur gibi, baharatın nasıl lezzet demek olduğunu, onsuz ağız tadı olmayacağını, damak zevki olanın yemeğinde, olması gerektiği kadar bulunmasını anlatırdı genç adama. Şimdiye kadar genç adam, o bin bir türlü ota, köke hiç böyle bakmamıştı. Yemek pişer, önüne gelir, o da yerdi; hepsi bu…”
‘Günün Kapanış Konuşması'ndan
“Akşamüstü iki şık hanımefendi ile bir yakışıklı beyefendi, Uğurlu Fırın'da oturmuşlar, kahvelerini içip artık müşteriler arasında pastanenin spesiyalitesi haline gelmiş olan eklerlerini yiyorlardı. Yedikleri sadece ekler olsa neyse, bir şeyden habersiz biçare Nevin de gelen iki kadın tarafından neredeyse moleküllerine ayrılarak didikleniyordu.”
‘Ayçöreği Neli Olsun?'dan
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.