9786258153859
762260
https://www.hesapli24.com/anglo-amerikan-hukuku-ile-karsilastirmali-olarak-medeni-usul-hukukunda-bilirkisilik
Anglo Amerikan Hukuku ile Karşılaştırmalı Olarak Medeni Usul Hukukunda Bilirkişilik
26.90
Bilim ve teknoloji alanında yaşanan gelişmeler, bireyler arasındaki uyuşmazlıklara da yansımakta, bu anlamda uyuşmazlıkların çözümü, çoğunlukla uzmanlığa bağlı özel ve teknik bilgiyi gerektirmektedir. Bu çerçevede, hâkim, birçok uyuşmazlığı ancak uzmanlarla sonuca ulaştırabilmekte, istisnai bazı uyuşmazlıklar dışında uzman bir kişinin görüşünü almadan karar vermesi düşünülememektedir. Dünyamızı yavaş yavaş değiştiren yapay zekâ, insansı robotlar, 3D yazıcılar, değişen para ve ödeme sistemleri, bilgisayar teknolojileri, insansız hava araçları, otonom arabalar ve artırılmış gerçeklik gibi birçok teknolojik ve bilimsel gelişme dikkate alındığında bu sürecin artarak devam edeceği söylenebilir. Bunun yanında uzman görüşlerinin, hâkimin vereceği karar üzerindeki etkisi de artmaktadır. Birçok uyuşmazlıkta uzmanların vereceği görüşler, doğrudan kararın esasını etkilemekte, hâkim uzmandan alacağı görüşe bağlı olarak bir taraf lehine veya aleyhine karar verebilmektedir. Bütün bu unsurların sonucu olarak bilirkişinin yargılamadaki rolü günden güne artmakta, buna karşılık hâkimin ve tarafların rolü zayıflamaktadır. Taraflar bakımından da sadece iyi bir avukat ile çalışmak davada başarılı olmak için yeterli olmamaktadır. Bu çerçevede, taraflar açısından sahip oldukları hakların öncelikli olarak tespit edilmesi ve bu hakkın teminine yönelik faaliyet çerçevesinde sübjektif hakkı gerçekten savunmanın yolu ancak bu konuda yetkin olan uzmanlar vasıtasıyla mümkün olabilmektedir. Çalışmamızın ilham kaynağı da bilirkişiliğin yargılamada artan bu etkisi ve önemidir. Bu bağlamda, benimsediğimiz bilirkişilik anlayışı ile farklı hukuk sistemlerinin benimsediği bilirkişilik anlayışlarını, yaşanan sorunları göz önünde bulundurarak incelemek, yargılamada ve bilirkişilik faaliyeti ile ulaşılmak istenen amaçlar ile mevcut ve gelecek gelişmeler kapsamında bu sistemlerin durumunu karşılaştırmak ve çağın gereklerine uygun olabileceğini düşündüğümüz bilirkişilik sistemi hakkında değerlendirmelerde bulunmak çalışmamızın temel amacıdır. Bu yönlendirme ile çalışmamızda Türk hukukunda ve Anglo Amerikan hukukunda benimsenen bilirkişilik sistemleri hakkında incelemelerde bulunulmuştur. Bu kapsamda, öncelikle ülkemizde benimsenen bilirkişilik sistemi incelendikten sonra Amerika Birleşik Devletleri ve İngiltere'de öngörülen bilirkişilik sistemleri değerlendirilmiş ve Türk hukuku ile karşılaştırma yapılmaya çalışılmıştır. İnceleme konularımız olan Türk hukuku ve Anglo Amerikan hukuk sistemi altındaki Amerika Birleşik Devletleri ve İngiltere hukukları birbirinden farklı anlayış ve kuralları kabul eden yapılar üzerine kurulmuştur. Bu anlayış farkları, konunun bir bütün halinde ele alınmasını güçleştirmekte, bazı kural ve kurumların anlaşılabilmesi için ilgili sistem hakkında genel bilgi sahibi olunmasını gerektirmektedir. Bu bağlamda, çalışmamızda farklı hukuk sistemlerinin kendine has özelliklerinden kaynaklanabilecek karışıklığın önlenmesi ve konunun daha iyi aktarılabilmesi için bütün hukuk sistemleri ve bu sistemlerde düzenlenen bilirkişilik süreci, her hukuk sisteminin benimsediği anlayış ve düzenlemeler çerçevesinde ayrı bölümler altında ele alınmaya çalışılmıştır. Ancak bu temel bölümler altında mümkün olduğunca benzer alt başlıklar kullanılmaya çalışılarak farklı hukuk sistemlerinin ilgili konulara bakış açısının karşılaştırılabilmesi ve anlaşılabilmesinin sağlanması amaçlanmıştır. Çalışmamız dört ana bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde Türk hukukunda düzenlenen bilirkişilik sistemi hakkında bilgi verilmeyi çalışılmıştır. Bu kapsamda, öncelikle bilirkişi kavramı ve tanımı hakkında açıklamalarda bulunulmuş, bilirkişi ve bilirkişi görüşünün hukuki nitelikleri hakkında doktrinde ileri sürülen görüşler ele alınmış ve benzer kavramlarla karşılaştırma yapılmak suretiyle Türk hukukunun bilirkişiliğe bakış açısı genel olarak irdelenmeye çalışılmıştır. Bunun yanında bilirkişiye başvurulabilecek ve başvurulamayacak haller incelendikten sonra bilirkişinin atanma kararının nasıl alınabileceği, bilirkişinin seçimi, bilirkişi sayısı ve bilirkişiliği kabul yükümlülüğü gibi konular üzerinde durulmuştur. Ayrıca bilirkişi görüşünün kapsamı, hazırlanması, şekli, mahkemeye teslim süresi ile bu görüşün mahkeme ve taraflarca değerlendirilmesi ve itiraz süreci incelenmiştir. Bunun gibi bilirkişi ücretinin nasıl tespit edilip, ödendiği ve yargılama gideri olarak kabul edilmesine değinildikten sonra bilirkişinin hukuki sorumluluğu mahkemeye sunulan görüş ve diğer zarar verici eylemler noktasında yapılan ayrım çerçevesinde ortaya konulmaya çalışılmıştır. Çalışmamızın ikinci bölümünde Amerika Birleşik Devletleri hukukunda uygulanan bilirkişilik sistemi hakkında bilgi verilmeye çalışılmıştır. Bu kapsamda, bilirkişilik sürecinin daha iyi anlaşılabilmesi için öncelikli olarak yargılama ve mahkeme sistemi hakkında genel açıklamalarda bulunulmuştur. Bu açıklamalardan sonra tanık kavramı ve bu sistemde kendisi de bir tanık olarak kabul edilen bilirkişi kavramı irdelenmiştir. Bunun yanında bilirkişi delilinin kabul edilebilirlik şartları ve özellikle güvenilirlik kriteri, bu kavrama yön veren mahkeme kararları ile birlikte değerlendirilmiştir. Ayrıca Amerika Birleşik Devletleri hukuk sisteminde kullanılan bilirkişilik türleri ve benzeri kurumlar ele alınmış ve bu sistemde asıl olanın taraf bilirkişileri olduğu vurgulanmıştır. Bu bağlamda, taraf bilirkişilerinin yükümlülükleri ve kullanılması yargılama safhaları dikkate alınarak incelenmiştir. Öte yandan bilirkişi görüşünün oluşturulması ve değerlendirilmesi hakkında bilgi verilmiştir. Bunun gibi bilirkişi ücretinin belirlenmesi ve yargılama gideri olarak sayılmaması yönündeki düzenlemeler incelendikten sonra bilirkişinin sorumluluğu Anglo Amerikan hukuk sisteminde kabul edilen tanık dokunulmazlık doktrini kapsamında ele alınmıştır. Çalışmamızın üçüncü bölümünde İngiliz hukukunda kabul edilen bilirkişilik sistemi hakkında bilgi verilmeye çalışılmıştır. Bu kapsamda, öncelikli olarak yapılan reform çalışmaları ile Anglo Amerikan hukukunda kısmen ayrılarak Kıta Avrupa hukuk sistemine yaklaşan medeni yargılama hukuku ve mahkeme sistemi hakkında açıklamalarda bulunulmuştur. Bunun yanında, bütün Anglo Amerikan hukukunu da yakından ilgilendiren bilirkişilik sisteminin tarihi gelişim süreci incelenmiş, tanık ve bilirkişi kavramı üzerinde değerlendirmelerde bulunulmuştur. Bunun yanında bilirkişi delilinin kabul edilebilirliği, Amerika Birleşik Devletleri hukukundan ayrılan yönleri ile ele alınmıştır. Öte yandan bu sistemde kabul edilen bilirkişi türleri, yapılan reform çalışmaları ile ortaya çıkan müşterek bilirkişi de dikkate alınarak incelenmiş, taraf bilirkişileri ile müşterek bilirkişilerin kullanıldığı uyuşmazlık çeşitleri, bu bilirkişilere getirilen eleştiriler ve bu bilirkişilerin taraflarla ve mahkeme ile olan ilişkileri de ele alınmıştır. Bunun gibi bilirkişilerin yükümlülükleri, bilirkişi görüşünün oluşturulması ve bu görüşlerin paylaşılması ve değerlendirilmesi hakkında açıklamalarda bulunulmuştur. Son olarak da İngiliz hukukunda bilirkişi ücreti, bu konuda hâkime verilen yetkiler ve Amerika Birleşik Devletleri hukukundan farklı olarak bu ücretin yargılama gideri sayılması yönündeki değerlendirmeler çerçevesinde incelendikten sonra bilirkişinin hukuki sorumluluğu üzerinde durulmuştur. Çalışmamızın dördüncü bölümünde ise incelediğimiz yargılama sistemleri genel olarak karşılaştırıldıktan sonra bu sistemlerde öngörülen bilirkişilik süreci genel olarak ve bütün sistemlerde ortak amaçlar olarak kabul edilen hakikatin bulunması, tarafsızlık ve bağımsızlık, masraf ve yargılama süresi, yargılamaya ve verilen karara güven gibi hususlar çerçevesinde karşılaştırılmaya çalışılmıştır. Bu bölümün sonuç kısmında ise incelediğimiz bütün hususlar dikkate alınarak, Türk hukukunda nasıl bir bilirkişilik sisteminin öngörülebileceğine dair öneriler sunulmaya çalışılmıştır.
Bilim ve teknoloji alanında yaşanan gelişmeler, bireyler arasındaki uyuşmazlıklara da yansımakta, bu anlamda uyuşmazlıkların çözümü, çoğunlukla uzmanlığa bağlı özel ve teknik bilgiyi gerektirmektedir. Bu çerçevede, hâkim, birçok uyuşmazlığı ancak uzmanlarla sonuca ulaştırabilmekte, istisnai bazı uyuşmazlıklar dışında uzman bir kişinin görüşünü almadan karar vermesi düşünülememektedir. Dünyamızı yavaş yavaş değiştiren yapay zekâ, insansı robotlar, 3D yazıcılar, değişen para ve ödeme sistemleri, bilgisayar teknolojileri, insansız hava araçları, otonom arabalar ve artırılmış gerçeklik gibi birçok teknolojik ve bilimsel gelişme dikkate alındığında bu sürecin artarak devam edeceği söylenebilir. Bunun yanında uzman görüşlerinin, hâkimin vereceği karar üzerindeki etkisi de artmaktadır. Birçok uyuşmazlıkta uzmanların vereceği görüşler, doğrudan kararın esasını etkilemekte, hâkim uzmandan alacağı görüşe bağlı olarak bir taraf lehine veya aleyhine karar verebilmektedir. Bütün bu unsurların sonucu olarak bilirkişinin yargılamadaki rolü günden güne artmakta, buna karşılık hâkimin ve tarafların rolü zayıflamaktadır. Taraflar bakımından da sadece iyi bir avukat ile çalışmak davada başarılı olmak için yeterli olmamaktadır. Bu çerçevede, taraflar açısından sahip oldukları hakların öncelikli olarak tespit edilmesi ve bu hakkın teminine yönelik faaliyet çerçevesinde sübjektif hakkı gerçekten savunmanın yolu ancak bu konuda yetkin olan uzmanlar vasıtasıyla mümkün olabilmektedir. Çalışmamızın ilham kaynağı da bilirkişiliğin yargılamada artan bu etkisi ve önemidir. Bu bağlamda, benimsediğimiz bilirkişilik anlayışı ile farklı hukuk sistemlerinin benimsediği bilirkişilik anlayışlarını, yaşanan sorunları göz önünde bulundurarak incelemek, yargılamada ve bilirkişilik faaliyeti ile ulaşılmak istenen amaçlar ile mevcut ve gelecek gelişmeler kapsamında bu sistemlerin durumunu karşılaştırmak ve çağın gereklerine uygun olabileceğini düşündüğümüz bilirkişilik sistemi hakkında değerlendirmelerde bulunmak çalışmamızın temel amacıdır. Bu yönlendirme ile çalışmamızda Türk hukukunda ve Anglo Amerikan hukukunda benimsenen bilirkişilik sistemleri hakkında incelemelerde bulunulmuştur. Bu kapsamda, öncelikle ülkemizde benimsenen bilirkişilik sistemi incelendikten sonra Amerika Birleşik Devletleri ve İngiltere'de öngörülen bilirkişilik sistemleri değerlendirilmiş ve Türk hukuku ile karşılaştırma yapılmaya çalışılmıştır. İnceleme konularımız olan Türk hukuku ve Anglo Amerikan hukuk sistemi altındaki Amerika Birleşik Devletleri ve İngiltere hukukları birbirinden farklı anlayış ve kuralları kabul eden yapılar üzerine kurulmuştur. Bu anlayış farkları, konunun bir bütün halinde ele alınmasını güçleştirmekte, bazı kural ve kurumların anlaşılabilmesi için ilgili sistem hakkında genel bilgi sahibi olunmasını gerektirmektedir. Bu bağlamda, çalışmamızda farklı hukuk sistemlerinin kendine has özelliklerinden kaynaklanabilecek karışıklığın önlenmesi ve konunun daha iyi aktarılabilmesi için bütün hukuk sistemleri ve bu sistemlerde düzenlenen bilirkişilik süreci, her hukuk sisteminin benimsediği anlayış ve düzenlemeler çerçevesinde ayrı bölümler altında ele alınmaya çalışılmıştır. Ancak bu temel bölümler altında mümkün olduğunca benzer alt başlıklar kullanılmaya çalışılarak farklı hukuk sistemlerinin ilgili konulara bakış açısının karşılaştırılabilmesi ve anlaşılabilmesinin sağlanması amaçlanmıştır. Çalışmamız dört ana bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde Türk hukukunda düzenlenen bilirkişilik sistemi hakkında bilgi verilmeyi çalışılmıştır. Bu kapsamda, öncelikle bilirkişi kavramı ve tanımı hakkında açıklamalarda bulunulmuş, bilirkişi ve bilirkişi görüşünün hukuki nitelikleri hakkında doktrinde ileri sürülen görüşler ele alınmış ve benzer kavramlarla karşılaştırma yapılmak suretiyle Türk hukukunun bilirkişiliğe bakış açısı genel olarak irdelenmeye çalışılmıştır. Bunun yanında bilirkişiye başvurulabilecek ve başvurulamayacak haller incelendikten sonra bilirkişinin atanma kararının nasıl alınabileceği, bilirkişinin seçimi, bilirkişi sayısı ve bilirkişiliği kabul yükümlülüğü gibi konular üzerinde durulmuştur. Ayrıca bilirkişi görüşünün kapsamı, hazırlanması, şekli, mahkemeye teslim süresi ile bu görüşün mahkeme ve taraflarca değerlendirilmesi ve itiraz süreci incelenmiştir. Bunun gibi bilirkişi ücretinin nasıl tespit edilip, ödendiği ve yargılama gideri olarak kabul edilmesine değinildikten sonra bilirkişinin hukuki sorumluluğu mahkemeye sunulan görüş ve diğer zarar verici eylemler noktasında yapılan ayrım çerçevesinde ortaya konulmaya çalışılmıştır. Çalışmamızın ikinci bölümünde Amerika Birleşik Devletleri hukukunda uygulanan bilirkişilik sistemi hakkında bilgi verilmeye çalışılmıştır. Bu kapsamda, bilirkişilik sürecinin daha iyi anlaşılabilmesi için öncelikli olarak yargılama ve mahkeme sistemi hakkında genel açıklamalarda bulunulmuştur. Bu açıklamalardan sonra tanık kavramı ve bu sistemde kendisi de bir tanık olarak kabul edilen bilirkişi kavramı irdelenmiştir. Bunun yanında bilirkişi delilinin kabul edilebilirlik şartları ve özellikle güvenilirlik kriteri, bu kavrama yön veren mahkeme kararları ile birlikte değerlendirilmiştir. Ayrıca Amerika Birleşik Devletleri hukuk sisteminde kullanılan bilirkişilik türleri ve benzeri kurumlar ele alınmış ve bu sistemde asıl olanın taraf bilirkişileri olduğu vurgulanmıştır. Bu bağlamda, taraf bilirkişilerinin yükümlülükleri ve kullanılması yargılama safhaları dikkate alınarak incelenmiştir. Öte yandan bilirkişi görüşünün oluşturulması ve değerlendirilmesi hakkında bilgi verilmiştir. Bunun gibi bilirkişi ücretinin belirlenmesi ve yargılama gideri olarak sayılmaması yönündeki düzenlemeler incelendikten sonra bilirkişinin sorumluluğu Anglo Amerikan hukuk sisteminde kabul edilen tanık dokunulmazlık doktrini kapsamında ele alınmıştır. Çalışmamızın üçüncü bölümünde İngiliz hukukunda kabul edilen bilirkişilik sistemi hakkında bilgi verilmeye çalışılmıştır. Bu kapsamda, öncelikli olarak yapılan reform çalışmaları ile Anglo Amerikan hukukunda kısmen ayrılarak Kıta Avrupa hukuk sistemine yaklaşan medeni yargılama hukuku ve mahkeme sistemi hakkında açıklamalarda bulunulmuştur. Bunun yanında, bütün Anglo Amerikan hukukunu da yakından ilgilendiren bilirkişilik sisteminin tarihi gelişim süreci incelenmiş, tanık ve bilirkişi kavramı üzerinde değerlendirmelerde bulunulmuştur. Bunun yanında bilirkişi delilinin kabul edilebilirliği, Amerika Birleşik Devletleri hukukundan ayrılan yönleri ile ele alınmıştır. Öte yandan bu sistemde kabul edilen bilirkişi türleri, yapılan reform çalışmaları ile ortaya çıkan müşterek bilirkişi de dikkate alınarak incelenmiş, taraf bilirkişileri ile müşterek bilirkişilerin kullanıldığı uyuşmazlık çeşitleri, bu bilirkişilere getirilen eleştiriler ve bu bilirkişilerin taraflarla ve mahkeme ile olan ilişkileri de ele alınmıştır. Bunun gibi bilirkişilerin yükümlülükleri, bilirkişi görüşünün oluşturulması ve bu görüşlerin paylaşılması ve değerlendirilmesi hakkında açıklamalarda bulunulmuştur. Son olarak da İngiliz hukukunda bilirkişi ücreti, bu konuda hâkime verilen yetkiler ve Amerika Birleşik Devletleri hukukundan farklı olarak bu ücretin yargılama gideri sayılması yönündeki değerlendirmeler çerçevesinde incelendikten sonra bilirkişinin hukuki sorumluluğu üzerinde durulmuştur. Çalışmamızın dördüncü bölümünde ise incelediğimiz yargılama sistemleri genel olarak karşılaştırıldıktan sonra bu sistemlerde öngörülen bilirkişilik süreci genel olarak ve bütün sistemlerde ortak amaçlar olarak kabul edilen hakikatin bulunması, tarafsızlık ve bağımsızlık, masraf ve yargılama süresi, yargılamaya ve verilen karara güven gibi hususlar çerçevesinde karşılaştırılmaya çalışılmıştır. Bu bölümün sonuç kısmında ise incelediğimiz bütün hususlar dikkate alınarak, Türk hukukunda nasıl bir bilirkişilik sisteminin öngörülebileceğine dair öneriler sunulmaya çalışılmıştır.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.