9786057877093
518977
https://www.hesapli24.com/ankarada-acilan-ilk-gurcistan-temsilciligi-ve-turk-gurcu-iliskileri
Ankara'da Açılan İlk Gürcistan Temsilciliği ve Türk-Gürcü İlişkileri
12.29
Milli Mücadele döneminde Misak-ı Millî prensipleri etrafında şekillenen TBMM Hükümeti'nin dış politikası içerisinde Kafkasya bölgesi önemli yer tutmaktaydı. Bu bölgede uygulanacak politikada temel unsurlar Elviye-i Selâse'nin (Kars, Ardahan ve Batum) ele geçirilmesi, Türklere yönelik Ermeni işgallerinin önlenmesi ve bu bağlamda sınır komşusu olan Gürcistan Hükümeti ile TBMM Hükümeti arasında iyi ilişkiler kurmak olarak belirlendi.
TBMM Hükümeti Rusya'dan ayrılan, müstakil ve kuvvetli bir Gürcistan'ın varlığını menfaatleri için uygun gördü ve bu yönde Gürcistan ile ilişkilerini iyileştirmek, Kafkasya'da yaşanan gelişmeleri daha iyi takip edebilmek ve Sovyetlerle olan ilişkilerinde daha net stratejiler belirlemek amacıyla karşılıklı temsilcilikler açılmasına karar verdi.
Kâzım (Dirik) Bey TBMM Hükümeti'nin Tiflis elçiliğine atanırken, Gürcistan Devleti'nin Temsilcisi olarak Simon Mdivani Ankara'ya gönderildi. 8 Şubat 1921 tarihinde Ankara'da Mustafa Kemal Paşa tarafından kabul edilen Mdivani, güven mektubunu sundu. Bu ilişkiler çerçevesinde Mustafa Kemal Paşa da Gürcistan Hükümeti'nin Ankara Temsilciğini iki kez ziyaret etti. Gürcistan ile diplomatik ilişkilerin kurulduğu bu kısa dönemde TBMM Hükümeti ile Gürcistan Demokratik Cumhuriyeti arasında hiç bir antlaşma imzalanmadı. Gürcistan, üç yıla yakın bağımsız kaldıktan sonra Sovyet Rusya tarafından işgal edildi ve Sovyet Rusya bu topraklarda hâkimiyetini ilan etti.
Ankara'ya atanan ilk Gürcistan elçisi olan Simon Mdivani, Bakanlar Kurulu'nun, 16 Mart'ta Moskova'da imzalanan antlaşmayı kabul edip meclise sunduktan sonra 22 Mart'ta, İstanbul'a gitmek üzere Ankara'dan ayrıldı. Bu çalışmanın amacı, Atatürk Döneminde, Ankara'da açılan ilk ve tek Gürcistan Temsilciliği'nin faaliyetlerini arşiv belgeleri ışığında, geniş boyutlu inceleyen akademik düzeyde bir araştırma yaparak söz konusu dönemin belgelerine düşen gölgesini her iki ülkeye ait belge, anı ve kayıtlarını da katarak gün yüzüne çıkarmaktır.
Milli Mücadele döneminde Misak-ı Millî prensipleri etrafında şekillenen TBMM Hükümeti'nin dış politikası içerisinde Kafkasya bölgesi önemli yer tutmaktaydı. Bu bölgede uygulanacak politikada temel unsurlar Elviye-i Selâse'nin (Kars, Ardahan ve Batum) ele geçirilmesi, Türklere yönelik Ermeni işgallerinin önlenmesi ve bu bağlamda sınır komşusu olan Gürcistan Hükümeti ile TBMM Hükümeti arasında iyi ilişkiler kurmak olarak belirlendi.
TBMM Hükümeti Rusya'dan ayrılan, müstakil ve kuvvetli bir Gürcistan'ın varlığını menfaatleri için uygun gördü ve bu yönde Gürcistan ile ilişkilerini iyileştirmek, Kafkasya'da yaşanan gelişmeleri daha iyi takip edebilmek ve Sovyetlerle olan ilişkilerinde daha net stratejiler belirlemek amacıyla karşılıklı temsilcilikler açılmasına karar verdi.
Kâzım (Dirik) Bey TBMM Hükümeti'nin Tiflis elçiliğine atanırken, Gürcistan Devleti'nin Temsilcisi olarak Simon Mdivani Ankara'ya gönderildi. 8 Şubat 1921 tarihinde Ankara'da Mustafa Kemal Paşa tarafından kabul edilen Mdivani, güven mektubunu sundu. Bu ilişkiler çerçevesinde Mustafa Kemal Paşa da Gürcistan Hükümeti'nin Ankara Temsilciğini iki kez ziyaret etti. Gürcistan ile diplomatik ilişkilerin kurulduğu bu kısa dönemde TBMM Hükümeti ile Gürcistan Demokratik Cumhuriyeti arasında hiç bir antlaşma imzalanmadı. Gürcistan, üç yıla yakın bağımsız kaldıktan sonra Sovyet Rusya tarafından işgal edildi ve Sovyet Rusya bu topraklarda hâkimiyetini ilan etti.
Ankara'ya atanan ilk Gürcistan elçisi olan Simon Mdivani, Bakanlar Kurulu'nun, 16 Mart'ta Moskova'da imzalanan antlaşmayı kabul edip meclise sunduktan sonra 22 Mart'ta, İstanbul'a gitmek üzere Ankara'dan ayrıldı. Bu çalışmanın amacı, Atatürk Döneminde, Ankara'da açılan ilk ve tek Gürcistan Temsilciliği'nin faaliyetlerini arşiv belgeleri ışığında, geniş boyutlu inceleyen akademik düzeyde bir araştırma yaparak söz konusu dönemin belgelerine düşen gölgesini her iki ülkeye ait belge, anı ve kayıtlarını da katarak gün yüzüne çıkarmaktır.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.