Ansiklopedik Hukuk Sözlüğü

Stok Kodu:
9786056513503
Boyut:
170-250-0
Sayfa Sayısı:
806
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2023-08-24
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
1.Hamur
Dili:
Türkçe
15,06
9786056513503
812483
Ansiklopedik Hukuk Sözlüğü
Ansiklopedik Hukuk Sözlüğü
15.06
Yazılı bilgilerin yeni kuşaklara aktarılmasında çok önemli görevler üstlenen Sözlükler, Türkçe - Fransızcai oluşturan sözcük ve deyimleri alfabe (abece) sırasıyla açıklayan, tanımlarını yapan ve başka Türkçe - Fransızcalerdeki karşılıklarını veren yazılı belgelerdir. Aynı Türkçe - Fransızcadeki kelime ve tâbirlerin hepsi, sâdece o lisânı kullanan, konuşan ulusların öz Türkçe - Fransızcai olmayabilir. Diller arasındaki geçişlerde zamanın tesiri, yeni buluşların varlığı, egemenlik değişikliklerinin etkisi yadsınamaz. İslâm dînini benimsedikten sonra Türkler Arap ve komşu Fars (İran) lisânlarından epey kelime almış ve bir süre sonra halk arasındaki konuşma Türkçe - Fransızcainin dışında resmî literatürde Osmanlıca olarak ifâde olunan Türkçe-Arapça-Farsça karması bir Türkçe - Fransızca ortaya çıkmıştır. Hukukumuzun da bu durumdan uzak kalmasının düşünülemeyeceği tartışma götürmez bir gerçektir. Cumhuriyet''le birlikte Mecellenin çağın gereksinimlerini karşılayamayacağı, hukukun tüm dallarını zâten taşımadığı bilinip uyarlamasından zorunlu şekilde vazgeçilince, zaman kaybının önlenmesi ve uygarlık yolunda hızla ilerleyebilmek açısından Avrupa Devletlerinde kullanılan kanunlar olanaklar ölçüsünde ve bâzı değişikliklerle Türkçeleştirilip kabul eTürkçe - Fransızcaerek hayli uzun bir süre tatbik olunmuş, yetersizlikleri, halkımızın gereksinimlerini karşılayamadıkları görüldüğünden Yasama Organı/Yüce Meclisimizce yeni yasalar çıkarılmıştır. Ne var ki bu dönüşümde eskinin tümden etkisiz bırakılamadığı, bünyeden ayrıştırılamadığı, bir takım kalıntıların varlıklarını korudukları da gözden kaçmamaktadır. Yasalarımızdaki tüm yeni terimlerin milletimizce özümsenmediği, sevilen, yerleşen bir kısım ıstılahların terk eTürkçe - Fransızcaemediği de görülmektedir. Ancak, yasalarımızda ve hukuk literatürümüzde kullanılan Türkçe - Fransızcain epey değiştiği, kabul târihleri eski ve şu anda yürürlükteki bir kısım kanunlarımızda yer alarak bizce yanlış bir isimlendirmeyle Osmanlıca olarak nitelendirilen sözcüklerin zaman içerisinde taşıdıkları manâları anlamakta bazen güçlük çekildiği cihetle çağa uygun hâle getirilmeleri gerekip bunun da gelişme-Türkçe - Fransızcain kendisini yenilemesi olduğu, olacağı tartışmasızdır. Öncelikle hukuk sözlüğü yazma düşüncemin ne şekilde oluştuğunu belirtmek istiyorum; Ankara Hukuk Fakültesine 1955 yılında kayıtlandığım sırada saygıdeğer hocalarımızca kaleme alınmış kitaplarda yer verilen hukukî tâbirleri, ıstılâhları-ilmî sözleri kavramakta zorlandığımız için çâreyi Türk Hukuk Kurumu tarafından 1944 yılında bastırılmış Hukuk Lûgati''nden edinerek sayfa (sahîfe) kenarlarındaki boşluklara karşılıkları olan terimleri yazmakta bulmuştum. Birinci sınıfta elemeleri aldıktan sonra, tarihi kurayla belirlenen ve bir günde gerçekleştirilip öğrencilerin dinlemelerine açık olan, 4 dersten sözlü sınavda (târihteki öğrenciler bilirler) ilk kez o yıl göreve başlayan Medenî Hukuk hocasının sorduğu nişanlanmanın zevali konusunu anlatmış (743 Sayılı T. Kanunu Medenîsi, md. 82-87), bu müessesenin tarafların evlenmeleriyle de sona ereceğini ifâde etmemi hocamız beğenmemiş olacak ki birkaç kez tekrarlattırdıktan sonra nişanlılık evlenmekle sona erer ermesine de yanıtın [nişanlılık evliliğe kalbeTürkçe - Fransızcair-dönüşür- şeklinde olmalıydı] demişti. Böyle bir açıklamanın kitapla bulunmadığını (kişisel ve ailevî terbiyemi asla bozmadan) bildirince olabilir, hukuk fakültesinin birinci sınıfında okusan da hukukçu olarak bilmen gerekirdi şeklinde düşüncesini açıklamıştı. Şansımdan yıl içerisinde dersimizi veren, ders kitabının yazarı- hocamız sınıfa uğramış, durumu öğrenip yanıtlarımı dinleyerek bilgimi (7) puanla değerlendirmişti. Bu olayın etkisiyle olacak sosyal bilimler tahsili yapan fakülte öğrencilerinin, mesleklerinin ilk yıllarında olan genç hukukçuların, tatbikatçıların, hâkim, savcı ve avukatların yararlanabilecekleri bir sözlük yazmayı amaçlamış, gerekli eserleri toplamaya girişmiş, görevlerim nedeniyle bu işe ayıracak yeterli vakti bulamayınca gerçekleştirme aşamasını emekliliğime bırakmıştım. Kısmet bugüne imiş. Hukuk lisânının herkes tarafından kolaylıkla anlaşılamadığı bir gerçektir. Kendine has terminolojisinin bulunması, eski târihlerde kabul eTürkçe - Fransızcamiş kanunların oldukça fazla sayıda yabancı sözcükler, terimler, tamlamalar (terkibler) içermesi bu durumun ortaya çıkmasına neden olmuş, yeterli hukukî bilgisi bulunmayan ve uygulamadan uzak kalanların etkisiyle hukuk Türkçe - Fransızcai hayli karmaşık bir şekle bürünmüştür ve hatalı kullanımlarla doludur. Yasaların tüm yurttaşlarımızca bilinmesi esâs ise, metinlerinin tereddütlere yol açmadan, kolaylıkla anlaşılır tarzda yazılması şarttır. Aykırı düşünceyle bir kısım hukukçuların yasaların her okuyan tarafından anlaşılmasının pek gerekli bulunmadığı, meslek mensublarından, diğer bilim dallarında görüldüğü gibi uzmanlarından yardım alınabileceği şeklindeki fikirlerine şahsen katılmak mümkün olmayıp bu yöndeki sözleri kanımızca Kanunu bilmemenin mazeret sayılamayacağı genel kuralına da ters düşmektedir. Devletimizin Avrupa Topluluğu Üyesi olma yolundaki karâr ve çabaları göz önüne alınarak sözcüklerin Fransızca, İngilizce ve Almanca karşılıklarının yazılması yanında ilgili oldukları yasa ve maddelerinin bir kısmına, anlamdaşları(sinonimleri) ile bu konuda bilgi edinilmesinde yarar umulan sözcüklere atıfla (göndermede) bulunulması yöntemi benimsenmiş, yabancı Türkçe - Fransızcalerden gelen kelimelerin ülkemizde kullanılmakta olan şekliyle yazılımı yanında parantez içerisinde asıllarına yer verilmiş, sözcüklerin aynı cümlede birden çok geçmesi durumunda tekrardan kaçınabilmek için eş anlamlıları yeğlenmiştir. Temel Yasalarımızda zaman içinde gerçekleştirilen köklü değişiklikler sebebiyle (T. Medeni Kanunu, Türk Ceza Kanunu, Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu/Ceza Muhakemesi Kanunu, İnfaz Kanûnu/Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun. . . gibi) eski ve yeni yasaların sayılarıyla madde numaralarının sözlük anlatımları altında karşılaştırma yapılması, bağlantıların tesbiti, kaldırılanlar ile yeni kabul eTürkçe - Fransızcaen hukukî kurumların farklılıklarının görülebilmesi amacıyla bir arada gösterilmesi yoluna giTürkçe - Fransızcamiş, bu usûlün değişime uyum sağlamada yarar getireceği umulmuştur. Unutulmamalıdır; hukukçu, tatbikatçı (hâkim, savcı, avukat) uyuşmazlıkların çözümü sırasında sâdece hukuksal terimleri değil, teknik niteliktekilerin yanında mahallî-yöresel tâbirleri de bilme ve kararlarında kullanma durumundadırlar. Aksi halde sav ve savunmaları, tanık beyanlarını, sunulan eski-yeni her türlü belgeyi tam olarak anlayamayacak, bilirkişi rapor ve görüşlerinin değerlendirilmesinde hatalara düşecek, zaman zaman yeniden mütalâa alma zorunluluğu doğacaktır. Bilirkişi konusunun uygulamadaki önemi, yarar ve sakıncaları dikkâte alındığında sözlerimizin gerçekleri aksettirdiği izahtan varestedir. Bu itibarla sözlükte salt hukukî terimler dışında yer alan kelimeler ilgisiz, gereksiz görülerek yadırganmamalıdır. Hemen açıklığa kavuşturulması icâbeden bir diğer husus da sözlükte bâzı kelimelerin yazımı sırasında kullanılan inceltme işaretlerinin varlığına yöneliktir. Bunların artık yazımdan kaldırıldığı söylense de Türk Dilinin geliştirilmesi, imlâ kurallarının saptanmasında yetkisini tartışamayacağımız Türk Dil Kurumu yanında Dil Derneğinin 2005 yılında basılmış Türkçe Sözlükleriyle, aynı yılda çıkarılan Misalli Büyük Türkçe Sözlük örneklerinde sıkça rastlanan benzer uygulamanın zorunluluktan doğduğu yadsınamaz. Ve bu tatbikat diğer hukuk sözlükleri için de aynen geçerlidir. Bizce önemli olan Türkçe sözcüklerin halkımızın Türkçe - Fransızcaimizi konuşurken, yazılanları okurken tercihinin bilinerek önemsenmesidir. Yabancı kökenli kelimelerin asıl-orijinal yazımları parantez-ayraç içinde [tire(-), kesme('')] işaretlerini taşır biçimde gerçekleştirilmiştir. 1) Sözlükte Türk Hukukundaki eski ve yeni terimler bir arada gösterilmiş, anlamları yakın bâzılarında açıklamalar geniş tutularak yanlış değerlendirmelerin önlenmesi gaye edinilmiş, kavramları merâk edenlerle hukuk kitaplarını okumak isteyenler için yararlı olabilmek hususu dahi göz önünde bulundurulmuş, hukukumuzda yer almış terimlerin kitap dışında kalmamasına özen gösterilmekle birlikte uygulamada en çok kullanılanları sözlüğe alınmıştır. 2) Kitapta Türkçe terimlerin Fransızca, İngilizce ve Almanca karşılıkları yazılırken tek kelimelik yanıtlar yerine birden fazla sözcüğe yer verilmiştir. Ayrıca () işaretiyle gösterilerek bu terimlerden türeyen sözcüklere, tamlamalara yer ayrılarak Türkçe - Fransızcalerdeki zenginliklerin ortaya çıkarılması düşünülmüş, ilkönce dikkate alınması istenen yabancı sözcüklerin altlan ise çizilmiştir. Yabancı Türkçe - Fransızcalerdeki sözcüklerin satır sonlarında bölünmelerinden kaçınılmış, bu durum zorunlu olarak boşluklara yol açmıştır. 3) a) Kitapla hukuksal terimlerin ilgili olduğu yasa maddelerine atıflar-göndermeler yapılıp uygulayıcılara ilk anda başvurabilecekleri (tahdîdî-sınırlayıcı olmayan) me''hâzlar - kaynaklar açıklanmıştır. Bu yasalardan zaman içerisinde (sözlüğün basıma verildiği güne kadar) değişikliğe uğrayanlar, yürürlükten kaldırılanlar için kaleme alınmış geniş açıklamalar Sözlüğün sonundaki Liste''de görülebilir. b) Anayasa''mızdaki değişiklikler için de aynı yol takip (tâkib) eTürkçe - Fransızcaerek kitabın son kısmında nisbeten ayrıntılı bilgiler içeren Dizelge''ye yer açılmıştır. c) Aynı kelimenin tümce içerisinde tekrarlanması gerektiğinde genellikle Öztürkçe olanlarından yararlanılarak eski Türkçe - Fransızca (lisân) ile yenisi bir arada kullanılıp bunun geçiş döneminde (özellikle kıdemli hukukçular açısından) yararlı olacağı düşünülmüştür. 4) Ülkemizde kullanılan bilgisayar klavyelerinde Alman Alfabesindeki (ß) harfi-tuşu bulunmayıp her defasında özel karakterlerden-Simge şeklinde indirilmesi lüzumsuz vakit(vakt) alacağından yerine (ss) harfleri kullanılmıştır. 5) Türkçe kelimelerden , ( ), [ ] gibi ayraçlar içerisinde gösterilmek zorunda
Yazılı bilgilerin yeni kuşaklara aktarılmasında çok önemli görevler üstlenen Sözlükler, Türkçe - Fransızcai oluşturan sözcük ve deyimleri alfabe (abece) sırasıyla açıklayan, tanımlarını yapan ve başka Türkçe - Fransızcalerdeki karşılıklarını veren yazılı belgelerdir. Aynı Türkçe - Fransızcadeki kelime ve tâbirlerin hepsi, sâdece o lisânı kullanan, konuşan ulusların öz Türkçe - Fransızcai olmayabilir. Diller arasındaki geçişlerde zamanın tesiri, yeni buluşların varlığı, egemenlik değişikliklerinin etkisi yadsınamaz. İslâm dînini benimsedikten sonra Türkler Arap ve komşu Fars (İran) lisânlarından epey kelime almış ve bir süre sonra halk arasındaki konuşma Türkçe - Fransızcainin dışında resmî literatürde Osmanlıca olarak ifâde olunan Türkçe-Arapça-Farsça karması bir Türkçe - Fransızca ortaya çıkmıştır. Hukukumuzun da bu durumdan uzak kalmasının düşünülemeyeceği tartışma götürmez bir gerçektir. Cumhuriyet''le birlikte Mecellenin çağın gereksinimlerini karşılayamayacağı, hukukun tüm dallarını zâten taşımadığı bilinip uyarlamasından zorunlu şekilde vazgeçilince, zaman kaybının önlenmesi ve uygarlık yolunda hızla ilerleyebilmek açısından Avrupa Devletlerinde kullanılan kanunlar olanaklar ölçüsünde ve bâzı değişikliklerle Türkçeleştirilip kabul eTürkçe - Fransızcaerek hayli uzun bir süre tatbik olunmuş, yetersizlikleri, halkımızın gereksinimlerini karşılayamadıkları görüldüğünden Yasama Organı/Yüce Meclisimizce yeni yasalar çıkarılmıştır. Ne var ki bu dönüşümde eskinin tümden etkisiz bırakılamadığı, bünyeden ayrıştırılamadığı, bir takım kalıntıların varlıklarını korudukları da gözden kaçmamaktadır. Yasalarımızdaki tüm yeni terimlerin milletimizce özümsenmediği, sevilen, yerleşen bir kısım ıstılahların terk eTürkçe - Fransızcaemediği de görülmektedir. Ancak, yasalarımızda ve hukuk literatürümüzde kullanılan Türkçe - Fransızcain epey değiştiği, kabul târihleri eski ve şu anda yürürlükteki bir kısım kanunlarımızda yer alarak bizce yanlış bir isimlendirmeyle Osmanlıca olarak nitelendirilen sözcüklerin zaman içerisinde taşıdıkları manâları anlamakta bazen güçlük çekildiği cihetle çağa uygun hâle getirilmeleri gerekip bunun da gelişme-Türkçe - Fransızcain kendisini yenilemesi olduğu, olacağı tartışmasızdır. Öncelikle hukuk sözlüğü yazma düşüncemin ne şekilde oluştuğunu belirtmek istiyorum; Ankara Hukuk Fakültesine 1955 yılında kayıtlandığım sırada saygıdeğer hocalarımızca kaleme alınmış kitaplarda yer verilen hukukî tâbirleri, ıstılâhları-ilmî sözleri kavramakta zorlandığımız için çâreyi Türk Hukuk Kurumu tarafından 1944 yılında bastırılmış Hukuk Lûgati''nden edinerek sayfa (sahîfe) kenarlarındaki boşluklara karşılıkları olan terimleri yazmakta bulmuştum. Birinci sınıfta elemeleri aldıktan sonra, tarihi kurayla belirlenen ve bir günde gerçekleştirilip öğrencilerin dinlemelerine açık olan, 4 dersten sözlü sınavda (târihteki öğrenciler bilirler) ilk kez o yıl göreve başlayan Medenî Hukuk hocasının sorduğu nişanlanmanın zevali konusunu anlatmış (743 Sayılı T. Kanunu Medenîsi, md. 82-87), bu müessesenin tarafların evlenmeleriyle de sona ereceğini ifâde etmemi hocamız beğenmemiş olacak ki birkaç kez tekrarlattırdıktan sonra nişanlılık evlenmekle sona erer ermesine de yanıtın [nişanlılık evliliğe kalbeTürkçe - Fransızcair-dönüşür- şeklinde olmalıydı] demişti. Böyle bir açıklamanın kitapla bulunmadığını (kişisel ve ailevî terbiyemi asla bozmadan) bildirince olabilir, hukuk fakültesinin birinci sınıfında okusan da hukukçu olarak bilmen gerekirdi şeklinde düşüncesini açıklamıştı. Şansımdan yıl içerisinde dersimizi veren, ders kitabının yazarı- hocamız sınıfa uğramış, durumu öğrenip yanıtlarımı dinleyerek bilgimi (7) puanla değerlendirmişti. Bu olayın etkisiyle olacak sosyal bilimler tahsili yapan fakülte öğrencilerinin, mesleklerinin ilk yıllarında olan genç hukukçuların, tatbikatçıların, hâkim, savcı ve avukatların yararlanabilecekleri bir sözlük yazmayı amaçlamış, gerekli eserleri toplamaya girişmiş, görevlerim nedeniyle bu işe ayıracak yeterli vakti bulamayınca gerçekleştirme aşamasını emekliliğime bırakmıştım. Kısmet bugüne imiş. Hukuk lisânının herkes tarafından kolaylıkla anlaşılamadığı bir gerçektir. Kendine has terminolojisinin bulunması, eski târihlerde kabul eTürkçe - Fransızcamiş kanunların oldukça fazla sayıda yabancı sözcükler, terimler, tamlamalar (terkibler) içermesi bu durumun ortaya çıkmasına neden olmuş, yeterli hukukî bilgisi bulunmayan ve uygulamadan uzak kalanların etkisiyle hukuk Türkçe - Fransızcai hayli karmaşık bir şekle bürünmüştür ve hatalı kullanımlarla doludur. Yasaların tüm yurttaşlarımızca bilinmesi esâs ise, metinlerinin tereddütlere yol açmadan, kolaylıkla anlaşılır tarzda yazılması şarttır. Aykırı düşünceyle bir kısım hukukçuların yasaların her okuyan tarafından anlaşılmasının pek gerekli bulunmadığı, meslek mensublarından, diğer bilim dallarında görüldüğü gibi uzmanlarından yardım alınabileceği şeklindeki fikirlerine şahsen katılmak mümkün olmayıp bu yöndeki sözleri kanımızca Kanunu bilmemenin mazeret sayılamayacağı genel kuralına da ters düşmektedir. Devletimizin Avrupa Topluluğu Üyesi olma yolundaki karâr ve çabaları göz önüne alınarak sözcüklerin Fransızca, İngilizce ve Almanca karşılıklarının yazılması yanında ilgili oldukları yasa ve maddelerinin bir kısmına, anlamdaşları(sinonimleri) ile bu konuda bilgi edinilmesinde yarar umulan sözcüklere atıfla (göndermede) bulunulması yöntemi benimsenmiş, yabancı Türkçe - Fransızcalerden gelen kelimelerin ülkemizde kullanılmakta olan şekliyle yazılımı yanında parantez içerisinde asıllarına yer verilmiş, sözcüklerin aynı cümlede birden çok geçmesi durumunda tekrardan kaçınabilmek için eş anlamlıları yeğlenmiştir. Temel Yasalarımızda zaman içinde gerçekleştirilen köklü değişiklikler sebebiyle (T. Medeni Kanunu, Türk Ceza Kanunu, Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu/Ceza Muhakemesi Kanunu, İnfaz Kanûnu/Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun. . . gibi) eski ve yeni yasaların sayılarıyla madde numaralarının sözlük anlatımları altında karşılaştırma yapılması, bağlantıların tesbiti, kaldırılanlar ile yeni kabul eTürkçe - Fransızcaen hukukî kurumların farklılıklarının görülebilmesi amacıyla bir arada gösterilmesi yoluna giTürkçe - Fransızcamiş, bu usûlün değişime uyum sağlamada yarar getireceği umulmuştur. Unutulmamalıdır; hukukçu, tatbikatçı (hâkim, savcı, avukat) uyuşmazlıkların çözümü sırasında sâdece hukuksal terimleri değil, teknik niteliktekilerin yanında mahallî-yöresel tâbirleri de bilme ve kararlarında kullanma durumundadırlar. Aksi halde sav ve savunmaları, tanık beyanlarını, sunulan eski-yeni her türlü belgeyi tam olarak anlayamayacak, bilirkişi rapor ve görüşlerinin değerlendirilmesinde hatalara düşecek, zaman zaman yeniden mütalâa alma zorunluluğu doğacaktır. Bilirkişi konusunun uygulamadaki önemi, yarar ve sakıncaları dikkâte alındığında sözlerimizin gerçekleri aksettirdiği izahtan varestedir. Bu itibarla sözlükte salt hukukî terimler dışında yer alan kelimeler ilgisiz, gereksiz görülerek yadırganmamalıdır. Hemen açıklığa kavuşturulması icâbeden bir diğer husus da sözlükte bâzı kelimelerin yazımı sırasında kullanılan inceltme işaretlerinin varlığına yöneliktir. Bunların artık yazımdan kaldırıldığı söylense de Türk Dilinin geliştirilmesi, imlâ kurallarının saptanmasında yetkisini tartışamayacağımız Türk Dil Kurumu yanında Dil Derneğinin 2005 yılında basılmış Türkçe Sözlükleriyle, aynı yılda çıkarılan Misalli Büyük Türkçe Sözlük örneklerinde sıkça rastlanan benzer uygulamanın zorunluluktan doğduğu yadsınamaz. Ve bu tatbikat diğer hukuk sözlükleri için de aynen geçerlidir. Bizce önemli olan Türkçe sözcüklerin halkımızın Türkçe - Fransızcaimizi konuşurken, yazılanları okurken tercihinin bilinerek önemsenmesidir. Yabancı kökenli kelimelerin asıl-orijinal yazımları parantez-ayraç içinde [tire(-), kesme('')] işaretlerini taşır biçimde gerçekleştirilmiştir. 1) Sözlükte Türk Hukukundaki eski ve yeni terimler bir arada gösterilmiş, anlamları yakın bâzılarında açıklamalar geniş tutularak yanlış değerlendirmelerin önlenmesi gaye edinilmiş, kavramları merâk edenlerle hukuk kitaplarını okumak isteyenler için yararlı olabilmek hususu dahi göz önünde bulundurulmuş, hukukumuzda yer almış terimlerin kitap dışında kalmamasına özen gösterilmekle birlikte uygulamada en çok kullanılanları sözlüğe alınmıştır. 2) Kitapta Türkçe terimlerin Fransızca, İngilizce ve Almanca karşılıkları yazılırken tek kelimelik yanıtlar yerine birden fazla sözcüğe yer verilmiştir. Ayrıca () işaretiyle gösterilerek bu terimlerden türeyen sözcüklere, tamlamalara yer ayrılarak Türkçe - Fransızcalerdeki zenginliklerin ortaya çıkarılması düşünülmüş, ilkönce dikkate alınması istenen yabancı sözcüklerin altlan ise çizilmiştir. Yabancı Türkçe - Fransızcalerdeki sözcüklerin satır sonlarında bölünmelerinden kaçınılmış, bu durum zorunlu olarak boşluklara yol açmıştır. 3) a) Kitapla hukuksal terimlerin ilgili olduğu yasa maddelerine atıflar-göndermeler yapılıp uygulayıcılara ilk anda başvurabilecekleri (tahdîdî-sınırlayıcı olmayan) me''hâzlar - kaynaklar açıklanmıştır. Bu yasalardan zaman içerisinde (sözlüğün basıma verildiği güne kadar) değişikliğe uğrayanlar, yürürlükten kaldırılanlar için kaleme alınmış geniş açıklamalar Sözlüğün sonundaki Liste''de görülebilir. b) Anayasa''mızdaki değişiklikler için de aynı yol takip (tâkib) eTürkçe - Fransızcaerek kitabın son kısmında nisbeten ayrıntılı bilgiler içeren Dizelge''ye yer açılmıştır. c) Aynı kelimenin tümce içerisinde tekrarlanması gerektiğinde genellikle Öztürkçe olanlarından yararlanılarak eski Türkçe - Fransızca (lisân) ile yenisi bir arada kullanılıp bunun geçiş döneminde (özellikle kıdemli hukukçular açısından) yararlı olacağı düşünülmüştür. 4) Ülkemizde kullanılan bilgisayar klavyelerinde Alman Alfabesindeki (ß) harfi-tuşu bulunmayıp her defasında özel karakterlerden-Simge şeklinde indirilmesi lüzumsuz vakit(vakt) alacağından yerine (ss) harfleri kullanılmıştır. 5) Türkçe kelimelerden , ( ), [ ] gibi ayraçlar içerisinde gösterilmek zorunda
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat