9786256873261
800336
https://www.hesapli24.com/ataturk-ve-japon-imparatoru-meiji-islam-sinto-ve-laiklik
Atatürk ve Japon İmparatoru Meiji;İslam, Şinto ve Laiklik
21.49
Japon İmparatoru Meiji'ye Rahip Shimaji Mokurai'nin Mektubu (1872, Paris)
Sizin İmparatorluk teveccühünüzü, benim değersiz düşüncelerimle geriye
ödeyebilmeyi arzu ederim.
Değerlendirdiğimde görüyorum ki ülkemiz, uzun zaman evvel ahlaki
gelişimi (kyoka) terk etmiştir. Bu nedenle de kendimizi sürekli olarak
yabancılar tarafından kullanılmaya savunmasız bırakmışızdır. Çağımızda,
geçmişi derinlemesine irdelemeden ve geleceğe dair dikkatli öngörülerimiz
olmadan, dini öğretilerimizi (kyo) yerine getirmemeliyiz. Sadece geçici
yama tedbirler alarak ve rotamızı sürekli yeniden ayarlayarak, belki de
insanımızı hiçbir zaman eğitemeyeceğiz. Bu düşüncelerim beni
gözyaşlarına boğmaktadır, beni çıldırtmaktadır. Eğer Emperyal Majesteleri
sadece kısaca da olsa bana kulak verme tenezzülünü gösterirlerse,
ölümümü bile değersiz bulurum.
Politika (sei) ve din (kyo) arasındaki fark hiçbir zaman saklanmamalı ve
göz ardı edilmemelidir. Politika bir insan meşgalesidir ve dış oluşumları
yönetir. Daha da ötesinde, ülkeleri birbirinden ayırır. Ancak din ilahidir ve
kalbe hükmeder ve ötesinde, ülkeler arasında bir bağlaçtır. Politikada da,
bu nedenle, kişi katiyetle başkalarını düşünmek değil, sadece kendisine
kazandırmak amaçlı olarak çaba gösterir. Ama dinde öyle değildir: kişi
hiçbir zaman kendisini değil, öncelikle ve ivedilikle başkalarının yararını
düşünür. Ülkeleri birbirinden ayıran politikaya gelince, bir cumhuriyet için
doğru kabul edilen bir şey, bir monarşi için yanlış olabilir mi? Otokratik
devlet yöneticilerinin uyguladıkları politikalar anayasal devletler tarafından
reddedilirler.
... Birliğimizin ilk üç maddesinden birincisi ‘Tanrılara tapınız ve ülkenizi
seviniz' demektedir. ‘Tanrılara tapınız' demek din ile ilgilidir ancak ülkemi
sevmek, politika ile ilgilidir. Bu politika ile dini birbirine karıştırmak değil
midir?
Daha ben bugüne kadar, ‘Tanrılara tapmak' derken sadece benim ülkemin
tanrılarına mı, yoksa tüm ülkelerin ortak Tanrı'sına mı tapmaktan
bahsedilmektedir anlamış değilim. Eğer sadece bizim ülkemizin
tanrılarından bahsediliyorsa, bu demektir ki güneş ve ay sadece bizim
ülkemize aittir ve başkalarına erişemez.
... İnsanları sadece şaşırtmaya yarayan ve onların kalplerine zarar veren
Japon İmparatoru Meiji'ye Rahip Shimaji Mokurai'nin Mektubu (1872, Paris)
Sizin İmparatorluk teveccühünüzü, benim değersiz düşüncelerimle geriye
ödeyebilmeyi arzu ederim.
Değerlendirdiğimde görüyorum ki ülkemiz, uzun zaman evvel ahlaki
gelişimi (kyoka) terk etmiştir. Bu nedenle de kendimizi sürekli olarak
yabancılar tarafından kullanılmaya savunmasız bırakmışızdır. Çağımızda,
geçmişi derinlemesine irdelemeden ve geleceğe dair dikkatli öngörülerimiz
olmadan, dini öğretilerimizi (kyo) yerine getirmemeliyiz. Sadece geçici
yama tedbirler alarak ve rotamızı sürekli yeniden ayarlayarak, belki de
insanımızı hiçbir zaman eğitemeyeceğiz. Bu düşüncelerim beni
gözyaşlarına boğmaktadır, beni çıldırtmaktadır. Eğer Emperyal Majesteleri
sadece kısaca da olsa bana kulak verme tenezzülünü gösterirlerse,
ölümümü bile değersiz bulurum.
Politika (sei) ve din (kyo) arasındaki fark hiçbir zaman saklanmamalı ve
göz ardı edilmemelidir. Politika bir insan meşgalesidir ve dış oluşumları
yönetir. Daha da ötesinde, ülkeleri birbirinden ayırır. Ancak din ilahidir ve
kalbe hükmeder ve ötesinde, ülkeler arasında bir bağlaçtır. Politikada da,
bu nedenle, kişi katiyetle başkalarını düşünmek değil, sadece kendisine
kazandırmak amaçlı olarak çaba gösterir. Ama dinde öyle değildir: kişi
hiçbir zaman kendisini değil, öncelikle ve ivedilikle başkalarının yararını
düşünür. Ülkeleri birbirinden ayıran politikaya gelince, bir cumhuriyet için
doğru kabul edilen bir şey, bir monarşi için yanlış olabilir mi? Otokratik
devlet yöneticilerinin uyguladıkları politikalar anayasal devletler tarafından
reddedilirler.
... Birliğimizin ilk üç maddesinden birincisi ‘Tanrılara tapınız ve ülkenizi
seviniz' demektedir. ‘Tanrılara tapınız' demek din ile ilgilidir ancak ülkemi
sevmek, politika ile ilgilidir. Bu politika ile dini birbirine karıştırmak değil
midir?
Daha ben bugüne kadar, ‘Tanrılara tapmak' derken sadece benim ülkemin
tanrılarına mı, yoksa tüm ülkelerin ortak Tanrı'sına mı tapmaktan
bahsedilmektedir anlamış değilim. Eğer sadece bizim ülkemizin
tanrılarından bahsediliyorsa, bu demektir ki güneş ve ay sadece bizim
ülkemize aittir ve başkalarına erişemez.
... İnsanları sadece şaşırtmaya yarayan ve onların kalplerine zarar veren
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.