9786052643303
809515
https://www.hesapli24.com/avrupa-insan-haklari-sozlesmesi-15-madde-kapsaminda-derogasyon-rejimi
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi 15.Madde Kapsamında Derogasyon Rejimi
16.48
Devletler ve toplumlar çeşitli krizlerle karşı karşıya kalmakta ve kriz zamanlarında ortaya çıkan tehlike ve tehditlerle mücadele etmek üzere birtakım tedbirlere başvurmaktadır. Kimi zaman bu tehlikeler karşısında olağan hukuk mekanizmaları yetersiz hale gelmekte ve olağanüstü yönetim usulleri devreye girmektedir. Yönetimlerin krizlerin üstesinden gelmek üzere olağanüstü nitelikte araçlar ve yetkiler tesis etmesinin oldukça eskiye dayanan hukuki ve siyasi bir geçmişi bulunmaktadır. Bilinen eski kriz yönetim biçimlerinden biri olan bazı Antik Yunan kentlerindeki aesymneteia görevinden günümüze kadar çeşitli olağanüstü yetkiler ve usuller tasarlana gelmiştir. Olağanüstü yönetim usullerinin belirli bir coğrafyadaki liberal demokratik devletlerde ne şekilde düzenlendiğini ortaya koymadan önce yine aynı coğrafyaya ilişkin tarihsel arka planı gözden geçirmek önem kazanmaktadır. Günümüzde anayasal veya yasal düzenlemelerde yer alan olağanüstü yönetim usullerini oluşturan unsurların ilk izlerini bu arka planda bulmak mümkündür.
Çağdaş demokratik devletlerde olağanüstü yetkilerin sınırsız olmadığı anlayışı hâkim olup bu yetkiler ve yönetim usulleri çeşitli araçlar ve ilkelerle sınırlandırma yoluna gidilmiştir. Devletlerin karşılaşabilecekleri olağanüstü durumların ağırlığı ve önemi göz önünde bulundurularak, söz konusu durumun üstesinden gelmek ve aynı zamanda temel hak ve özgürlüklerin korunmasına bağlılığını sürdürmek üzere hukuk düzeni içinde olağanüstü rejimler tesis edilmiştir. Demokratik devletlerin bu yetkileri ve usulleri anayasal ve/veya yasal düzlemde düzenleme yolunda farklı tercihlerde bulunduğu ancak normatif olarak belli unsurları ve ilkeleri takip ettikleri görülmektedir. Her bir devletin ve hukuk sisteminin belirli ve özgü biçimlerinin yanı sıra, ulusal sorunları ve bunların kendi toplumları üzerindeki karşılıkları bu düzenlemelere de yansımıştır. Ancak düzenlemelerde yönetim usullerinin yürürlüğüne ilişkin birtakım temel unsurlara yer verilmiştir. Çalışmamızın normatif incelemesi, Avrupa Konseyi'ne üye ülkelerin tümünün tarafı olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne ilişkin olacağından ülke örnekleri Konsey'e üye ülkeler ve bağımsız bir inceleme olarak common law geleneği içindeki Amerika Birleşik Devletleri ile sınırlı tutulmaktadır.
Kriz yönetim modellerinin ve krizle mücadele etmek üzere kullanılan yetkilerin kapsamı, niteliği veya dayanağı düşünsel dünyanın önemli inceleme konularından biri olmuştur. Olağanüstü rejimlerin incelemesi üzerinden ortaya konan görüşler, tarihteki kriz yönetim pratiklerinin bir incelemesine veya kural-istisna kavramlarının ilişkiselliğine dair olmuştur. Olağanüstü yönetimlerin tarihsel sürecine eşlik eden ve bu anlamda öne çıkan görüşler ve teoriler aktarılmaktadır. Ancak burada siyasi ve hukuki teorilerin detaylı bir incelemesi veya özel bir analizinden ziyade kavramı tarihsel olarak aydınlatma amacına hizmet etmesi hedeflenmektedir. Kendini koruma ihtiyacı ve zaruret halinden çıkılan meşruiyet yolunda olağanüstü yetkilerin modern tezahürü, yetkilerin ve yönetim usullerinin demokrasi ve hukukun üstünlüğü ilkeleriyle sınırlandırılması anlayışına dayanmaktadır. Günümüzde olağanüstü durumlarla karşılaşan devletlerin bunları kontrol altına almak üzere başvurdukları yetkileri sınırlayan unsurlardan biri de insan hakları hukukudur.
Devletler ve toplumlar çeşitli krizlerle karşı karşıya kalmakta ve kriz zamanlarında ortaya çıkan tehlike ve tehditlerle mücadele etmek üzere birtakım tedbirlere başvurmaktadır. Kimi zaman bu tehlikeler karşısında olağan hukuk mekanizmaları yetersiz hale gelmekte ve olağanüstü yönetim usulleri devreye girmektedir. Yönetimlerin krizlerin üstesinden gelmek üzere olağanüstü nitelikte araçlar ve yetkiler tesis etmesinin oldukça eskiye dayanan hukuki ve siyasi bir geçmişi bulunmaktadır. Bilinen eski kriz yönetim biçimlerinden biri olan bazı Antik Yunan kentlerindeki aesymneteia görevinden günümüze kadar çeşitli olağanüstü yetkiler ve usuller tasarlana gelmiştir. Olağanüstü yönetim usullerinin belirli bir coğrafyadaki liberal demokratik devletlerde ne şekilde düzenlendiğini ortaya koymadan önce yine aynı coğrafyaya ilişkin tarihsel arka planı gözden geçirmek önem kazanmaktadır. Günümüzde anayasal veya yasal düzenlemelerde yer alan olağanüstü yönetim usullerini oluşturan unsurların ilk izlerini bu arka planda bulmak mümkündür.
Çağdaş demokratik devletlerde olağanüstü yetkilerin sınırsız olmadığı anlayışı hâkim olup bu yetkiler ve yönetim usulleri çeşitli araçlar ve ilkelerle sınırlandırma yoluna gidilmiştir. Devletlerin karşılaşabilecekleri olağanüstü durumların ağırlığı ve önemi göz önünde bulundurularak, söz konusu durumun üstesinden gelmek ve aynı zamanda temel hak ve özgürlüklerin korunmasına bağlılığını sürdürmek üzere hukuk düzeni içinde olağanüstü rejimler tesis edilmiştir. Demokratik devletlerin bu yetkileri ve usulleri anayasal ve/veya yasal düzlemde düzenleme yolunda farklı tercihlerde bulunduğu ancak normatif olarak belli unsurları ve ilkeleri takip ettikleri görülmektedir. Her bir devletin ve hukuk sisteminin belirli ve özgü biçimlerinin yanı sıra, ulusal sorunları ve bunların kendi toplumları üzerindeki karşılıkları bu düzenlemelere de yansımıştır. Ancak düzenlemelerde yönetim usullerinin yürürlüğüne ilişkin birtakım temel unsurlara yer verilmiştir. Çalışmamızın normatif incelemesi, Avrupa Konseyi'ne üye ülkelerin tümünün tarafı olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne ilişkin olacağından ülke örnekleri Konsey'e üye ülkeler ve bağımsız bir inceleme olarak common law geleneği içindeki Amerika Birleşik Devletleri ile sınırlı tutulmaktadır.
Kriz yönetim modellerinin ve krizle mücadele etmek üzere kullanılan yetkilerin kapsamı, niteliği veya dayanağı düşünsel dünyanın önemli inceleme konularından biri olmuştur. Olağanüstü rejimlerin incelemesi üzerinden ortaya konan görüşler, tarihteki kriz yönetim pratiklerinin bir incelemesine veya kural-istisna kavramlarının ilişkiselliğine dair olmuştur. Olağanüstü yönetimlerin tarihsel sürecine eşlik eden ve bu anlamda öne çıkan görüşler ve teoriler aktarılmaktadır. Ancak burada siyasi ve hukuki teorilerin detaylı bir incelemesi veya özel bir analizinden ziyade kavramı tarihsel olarak aydınlatma amacına hizmet etmesi hedeflenmektedir. Kendini koruma ihtiyacı ve zaruret halinden çıkılan meşruiyet yolunda olağanüstü yetkilerin modern tezahürü, yetkilerin ve yönetim usullerinin demokrasi ve hukukun üstünlüğü ilkeleriyle sınırlandırılması anlayışına dayanmaktadır. Günümüzde olağanüstü durumlarla karşılaşan devletlerin bunları kontrol altına almak üzere başvurdukları yetkileri sınırlayan unsurlardan biri de insan hakları hukukudur.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.