Aydınlıkta Saklanıyorum

Stok Kodu:
9786051857268
Boyut:
135-195-
Sayfa Sayısı:
118
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2022-02-25
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
Dili:
Türkçe
8,34
9786051857268
738093
Aydınlıkta Saklanıyorum
Aydınlıkta Saklanıyorum
8.34
Kar altındaki bir kışlada ya da yaz ortasında bir otel odasında, bir taşra otogarında ya da rutubetli bir bodrum katında, şehrin göbeğindeki bir pastanenin gölgeli masalarında ya da ara sokaktaki eski kırtasiyecinin tozlu raflarında, beslenme çantasının kokusunda ya da çizgili pijamanın kıvrımında... Evlerde, dağlarda, yollarda, parklarda: “Parçadan bütüne insanoğlu... Büyük şaka.” Herkesin her zamankinden daha görünür olduğu bir çağda, dünyanın gözünün içine baka baka gizlenenlerin öyküleri... Murat Uğurlu, kendi sesini bulmuş bir anlatıcının bakışından süzülen anları bir araya getiriyor Aydınlıkta Saklanıyorum'da, “basit bir yanlış anlamadan türeyip duran sonsuz bir yanlış anlama”nın peşinde sürüklenen insana, insanın hammaddesine ışık tutuyor. “... Çok değil yarım saat evvel televizyonun karşısında soyulmuş elma kıtırtılarıyla törpülenen sefil ruhlarımız demek bir akşam böyle de geçirilebilirmiş şaşkınlığı içerisinde. Yani en azından benim ruhum diyeyim, ailem adına konuşmayayım. Onların ruhu için korkarım çok geç. Onların ruhu eğitilmezdir, onların ruhu ziyan olmuştur. Hurdacıya versen üstüne para ister. Her neyse...”
Kar altındaki bir kışlada ya da yaz ortasında bir otel odasında, bir taşra otogarında ya da rutubetli bir bodrum katında, şehrin göbeğindeki bir pastanenin gölgeli masalarında ya da ara sokaktaki eski kırtasiyecinin tozlu raflarında, beslenme çantasının kokusunda ya da çizgili pijamanın kıvrımında... Evlerde, dağlarda, yollarda, parklarda: “Parçadan bütüne insanoğlu... Büyük şaka.” Herkesin her zamankinden daha görünür olduğu bir çağda, dünyanın gözünün içine baka baka gizlenenlerin öyküleri... Murat Uğurlu, kendi sesini bulmuş bir anlatıcının bakışından süzülen anları bir araya getiriyor Aydınlıkta Saklanıyorum'da, “basit bir yanlış anlamadan türeyip duran sonsuz bir yanlış anlama”nın peşinde sürüklenen insana, insanın hammaddesine ışık tutuyor. “... Çok değil yarım saat evvel televizyonun karşısında soyulmuş elma kıtırtılarıyla törpülenen sefil ruhlarımız demek bir akşam böyle de geçirilebilirmiş şaşkınlığı içerisinde. Yani en azından benim ruhum diyeyim, ailem adına konuşmayayım. Onların ruhu için korkarım çok geç. Onların ruhu eğitilmezdir, onların ruhu ziyan olmuştur. Hurdacıya versen üstüne para ister. Her neyse...”
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat