Babam Kâmil Coşkun “Çiftçi-Kadirli”

Stok Kodu:
9786053965909
Boyut:
135-215-
Sayfa Sayısı:
166
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2023-05-17
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
Dili:
Türkçe
8,27
9786053965909
799039
Babam Kâmil Coşkun “Çiftçi-Kadirli”
Babam Kâmil Coşkun “Çiftçi-Kadirli”
8.27
Adana'nın ve özellikle Kadirli'nin tarih yazımında çok emekleri bulunan, bu kitaba da katkı veren Türk tarihçi ve yazar Cezmi Yurtsever'in “Sunuş” yazısıyla başlayan 168 sayfalık kitap belge niteliği taşıyan 104 resim ve dönem anılarını içeriyor. Cezmi Yurtsever Sunuş yazısında şu ifadelere yer vermiş “Gözen Küçükerman, Çukurova'da Toros Dağları eteklerindeki Kadirli'de 1939 yılında doğan ve 1950 yılına kadar da bu şehirde yaşananlara tanıklık etmiş bir insan. Yıllar sonra 2023 yılında, çocukluk anılarını, ailesini ve yaşadığı şehir Kadirli'de yaşanan olayları babası Kâmil Coşkun'a olan sevgi ve saygısını anlatan “Babam- Kâmil Coşkun” kitabını yazmayı tamamladı. Gözen hanım, yüzyıllar önce Kadirli'nin dağlık bölgesinde ve Savrun Suyu vadisine yerleşerek yurt tutan, aynı coğrafyada Tatarlı nahiyesini kuran, “kâhya” unvanıyla, aşiret ve aileleri yöneten, Kadirli şehrinin 1865 yılındaki “yeniden kuruluşuna” katılan köklü bir aileden gelir. Osmanlı'nın çöküşü ve Fransız işgali esnasında ve Mart 1919 tarihinde Atatürk'ün “Kuvayı Milliye” teşkilatını kurmakla görevlendirdiği Yüzbaşı Osman Tufan, ailenin önde geleni, Avukat Tevfik Bey'e “Coşkun” şöhret ismini verdi. Aile, Kurtuluş Savaşı'nda alınan bu ismi 1934 yılında soyadı olarak benimsedi. Cumhuriyetin ilanıyla Coşkunlar ailesinden gelen Kâmil Bey, özellikle tarım alanındaki çalışmalarıyla toplumsal gelişmelerde öncü bir insandı. Kadirli'nin toplumsal değişimler yaşadığı 1940'lı yıllarda Coşkunlar ailesinin büyün önemi vardı. Yaşar Kemal, “İnce Memed” ve “Akçasaz'ın Ağaları” romanlarında Kadirli coğrafyasında yaşanan olaylardan esinlendi. Kâmil Coşkun'un öğretmen eşi Meliha Çamurdan Hanım, çalıştığı Cumhuriyet İlkokulu'nda öğrencisi olan Yaşar Kemal'in ufkunu açan, eğiten, yetiştiren bir öğretmendi. Anadolu'nun Hititler dönemi erken tarihini aydınlatan çift dilli yazıtların bulunduğu Karatepe kazılarını gerçekleştiren Arkeolog Prof. Dr. Halet Çambel, Kâmil Bey'in konağında misafir olarak kaldığı yıllarda, çocukluk yıllarını yaşayan Gözen'e de rol model olan insandı. Gözen Küçükerman da aynı coğrafyada 1940'lı yıllarda yaşananları bizlere hatırlatıyor”. Kitaptan bazı pasajlar: “Ailem Asya'dan göç eden birçok kavimle birlikte Kırım'dan gelip önce Kars-ı Zülkadriye'ye (Kars-ı Maraş) yerleşmiş, sonra bir Tatarlı kavmi olarak, aynı ismi taşıyan Toroslar'ın serin yüksek yaylaları onlara tanıdık gelince burayı yurt edinmişler. … Kazdıkları yerde tuhaf bir şey vardı, demirden bir heykel!.. Haber kasabada bomba gibi patladı, inşaat durduruldu. 1800 yıldır derin uykularda uyuyan Roma İmparatoru Hadrianus'u artık uyandırma zamanı gelmişti! … Yaşar Kemal'i son gördüğümde ise “Meliha ablam hocam bana veda yemeği olarak dulavrat çorbası ikram etmişti” diyerek öğretmenliğin hep parasızlık demek olduğunu anlatmak istedi sanırım. … Sonra hayatımdaki rolü iyice belirginleşti Halet Hanım'ın; babamın yakın dostu, annemin devamlı konuğuydu. Yakınımızda bir yerlerde “… yeri mi kazıyormuş neymiş!..” öyle söylemişlerdi yaşlılar. … Yıllar yıllar sonra adının avokado olduğu söylenen, hayatımıza yeni giren bir meyve. Benim hayatıma gireli yetmiş yıl olmuş diye şaşırıyorum. Evet, yetmiş yıl!! … “Bak Gözen, baban bu armudu dört ayrı cinsle aşılamıştı” diye başladı ve devam etti: “Hepsi ayrı ayrı meyve veriyor. Bu güzel ağaç, Trabzon hurması denilen Cennet meyvesi, o yıllarda hiç bilinmiyordu. Burada senin taa yetmiş yıl önceden tanıdığın ‘Hint armudu' avokado var, hemen ilerideki şimdi her yerde satılan Japon eriği…”
Adana'nın ve özellikle Kadirli'nin tarih yazımında çok emekleri bulunan, bu kitaba da katkı veren Türk tarihçi ve yazar Cezmi Yurtsever'in “Sunuş” yazısıyla başlayan 168 sayfalık kitap belge niteliği taşıyan 104 resim ve dönem anılarını içeriyor. Cezmi Yurtsever Sunuş yazısında şu ifadelere yer vermiş “Gözen Küçükerman, Çukurova'da Toros Dağları eteklerindeki Kadirli'de 1939 yılında doğan ve 1950 yılına kadar da bu şehirde yaşananlara tanıklık etmiş bir insan. Yıllar sonra 2023 yılında, çocukluk anılarını, ailesini ve yaşadığı şehir Kadirli'de yaşanan olayları babası Kâmil Coşkun'a olan sevgi ve saygısını anlatan “Babam- Kâmil Coşkun” kitabını yazmayı tamamladı. Gözen hanım, yüzyıllar önce Kadirli'nin dağlık bölgesinde ve Savrun Suyu vadisine yerleşerek yurt tutan, aynı coğrafyada Tatarlı nahiyesini kuran, “kâhya” unvanıyla, aşiret ve aileleri yöneten, Kadirli şehrinin 1865 yılındaki “yeniden kuruluşuna” katılan köklü bir aileden gelir. Osmanlı'nın çöküşü ve Fransız işgali esnasında ve Mart 1919 tarihinde Atatürk'ün “Kuvayı Milliye” teşkilatını kurmakla görevlendirdiği Yüzbaşı Osman Tufan, ailenin önde geleni, Avukat Tevfik Bey'e “Coşkun” şöhret ismini verdi. Aile, Kurtuluş Savaşı'nda alınan bu ismi 1934 yılında soyadı olarak benimsedi. Cumhuriyetin ilanıyla Coşkunlar ailesinden gelen Kâmil Bey, özellikle tarım alanındaki çalışmalarıyla toplumsal gelişmelerde öncü bir insandı. Kadirli'nin toplumsal değişimler yaşadığı 1940'lı yıllarda Coşkunlar ailesinin büyün önemi vardı. Yaşar Kemal, “İnce Memed” ve “Akçasaz'ın Ağaları” romanlarında Kadirli coğrafyasında yaşanan olaylardan esinlendi. Kâmil Coşkun'un öğretmen eşi Meliha Çamurdan Hanım, çalıştığı Cumhuriyet İlkokulu'nda öğrencisi olan Yaşar Kemal'in ufkunu açan, eğiten, yetiştiren bir öğretmendi. Anadolu'nun Hititler dönemi erken tarihini aydınlatan çift dilli yazıtların bulunduğu Karatepe kazılarını gerçekleştiren Arkeolog Prof. Dr. Halet Çambel, Kâmil Bey'in konağında misafir olarak kaldığı yıllarda, çocukluk yıllarını yaşayan Gözen'e de rol model olan insandı. Gözen Küçükerman da aynı coğrafyada 1940'lı yıllarda yaşananları bizlere hatırlatıyor”. Kitaptan bazı pasajlar: “Ailem Asya'dan göç eden birçok kavimle birlikte Kırım'dan gelip önce Kars-ı Zülkadriye'ye (Kars-ı Maraş) yerleşmiş, sonra bir Tatarlı kavmi olarak, aynı ismi taşıyan Toroslar'ın serin yüksek yaylaları onlara tanıdık gelince burayı yurt edinmişler. … Kazdıkları yerde tuhaf bir şey vardı, demirden bir heykel!.. Haber kasabada bomba gibi patladı, inşaat durduruldu. 1800 yıldır derin uykularda uyuyan Roma İmparatoru Hadrianus'u artık uyandırma zamanı gelmişti! … Yaşar Kemal'i son gördüğümde ise “Meliha ablam hocam bana veda yemeği olarak dulavrat çorbası ikram etmişti” diyerek öğretmenliğin hep parasızlık demek olduğunu anlatmak istedi sanırım. … Sonra hayatımdaki rolü iyice belirginleşti Halet Hanım'ın; babamın yakın dostu, annemin devamlı konuğuydu. Yakınımızda bir yerlerde “… yeri mi kazıyormuş neymiş!..” öyle söylemişlerdi yaşlılar. … Yıllar yıllar sonra adının avokado olduğu söylenen, hayatımıza yeni giren bir meyve. Benim hayatıma gireli yetmiş yıl olmuş diye şaşırıyorum. Evet, yetmiş yıl!! … “Bak Gözen, baban bu armudu dört ayrı cinsle aşılamıştı” diye başladı ve devam etti: “Hepsi ayrı ayrı meyve veriyor. Bu güzel ağaç, Trabzon hurması denilen Cennet meyvesi, o yıllarda hiç bilinmiyordu. Burada senin taa yetmiş yıl önceden tanıdığın ‘Hint armudu' avokado var, hemen ilerideki şimdi her yerde satılan Japon eriği…”
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat