Balkanlarda Tedhiş ve Gerilla; Grebene ve Garp Ordusu'nda Kuvve-i Seyyare Grebene ve Garp Ordusu'nda Kuvve-i Seyyare

Stok Kodu:
9786057703620
Boyut:
140-230-0
Sayfa Sayısı:
527
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2021-02-26
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
1.Hamur
Dili:
Türkçe
19,57
9786057703620
574350
Balkanlarda Tedhiş ve Gerilla; Grebene ve Garp Ordusu'nda Kuvve-i Seyyare
Balkanlarda Tedhiş ve Gerilla; Grebene ve Garp Ordusu'nda Kuvve-i Seyyare Grebene ve Garp Ordusu'nda Kuvve-i Seyyare
19.57
Tarihte başarılar ve zaferlerden çok yenilgi ve felaketlerin, hatalardan ders çıkarmak ya da en basit ifadeyle "yaşananları unutmamak" için anılması ve yeni gelen nesillere aktarılması gerekmektedir. İşte elinizde tuttuğunuz bu kitap, Türk Tarihi'nde görülmüş en büyük yenilgilerden biri olan Balkan Harbi ile alakalıdır. Bu hezimetle birlikte yaklaşık 8 ay içinde 5 asırlık Türk hakimiyetinin olduğu Rumeli toprakları kaybedilmiş; Selanik kurşun atılmadan Yunanlılara teslim edilmiş, Osmanlı İmparatorluğu'na başkentlik yapan Edirne, Bulgarların istilasına uğramış, 3 milyon Türk-Müslüman Anadolu'ya hicret etmiş, Girit ve Adalar Denizi'ndeki adalar haricinde 141.000 km 2 'lik vatan toprağı kaybedilmiştir... Balkan Harbi'nde Yanya ve havalisinde küçük birliklerle Yunanlılar ve Sırplara karşı gayrinizamî harekâtlar icra eden Bekir Fikri Bey'in kaleme aldığı bu eser, bir dönem Anadolu'dan daha Türk ve Müslüman olan Balkanları kaybedişimizi tüm çıplaklığı ile gözler önüne sermekte, 500 yıllık Türk Yurdu olan Rumeli'ne dair dimağlarımızın günümüzde nasıl tamamen sıfırlandığını bizlere hatırlatmaktadır. Bununla birlikte Bekir Fikri Bey; B. Liddel Hart'a, ondan yıllar önce belki ona nazire yaparak "Dolaylı Savaş" ile büyük konvansiyonel kuvvetlere karşı galip gelinebileceğini harekâtları üzerinden anlatmakta ve gayrinizamî harbe dair kesitler sunmaktadır. Bu eserin yeniden yayınlanmasındaki nihai gayemiz Balkan Harbi'nde yaşanan travmanın canlı tutulması ve hezimetin unutulmamasıdır. Zira Bekir Fikri Bey'in ikinci bölümde yer verdiği Garibaldi Alayı'na mensup Yunanlı bir çavuşun kan donduran anıları bugün dahi yaşanabilecek cinstendir... Bugünün paradigmasında o topraklara geri dönmemiz uzak bir ihtimal olmasına rağmen iki nesil sonra dünyada nasıl bir "gerçeklik" olacağı bilinmemektedir... Büyük Türk mütefekkiri merhum Ziya Gökalp'in dediği gibi "Atilla'nın oğulları, öz yurduna el atan düşmanları" unutmaz ise belki bir gün Selanik'teki Beyaz Kule'de yeniden Türk Bayrağı dalgalanacak, Yanya'daki Aslan Paşa Camiî'nde yine ezanlar, salavatlar okunacaktır.
Tarihte başarılar ve zaferlerden çok yenilgi ve felaketlerin, hatalardan ders çıkarmak ya da en basit ifadeyle "yaşananları unutmamak" için anılması ve yeni gelen nesillere aktarılması gerekmektedir. İşte elinizde tuttuğunuz bu kitap, Türk Tarihi'nde görülmüş en büyük yenilgilerden biri olan Balkan Harbi ile alakalıdır. Bu hezimetle birlikte yaklaşık 8 ay içinde 5 asırlık Türk hakimiyetinin olduğu Rumeli toprakları kaybedilmiş; Selanik kurşun atılmadan Yunanlılara teslim edilmiş, Osmanlı İmparatorluğu'na başkentlik yapan Edirne, Bulgarların istilasına uğramış, 3 milyon Türk-Müslüman Anadolu'ya hicret etmiş, Girit ve Adalar Denizi'ndeki adalar haricinde 141.000 km 2 'lik vatan toprağı kaybedilmiştir... Balkan Harbi'nde Yanya ve havalisinde küçük birliklerle Yunanlılar ve Sırplara karşı gayrinizamî harekâtlar icra eden Bekir Fikri Bey'in kaleme aldığı bu eser, bir dönem Anadolu'dan daha Türk ve Müslüman olan Balkanları kaybedişimizi tüm çıplaklığı ile gözler önüne sermekte, 500 yıllık Türk Yurdu olan Rumeli'ne dair dimağlarımızın günümüzde nasıl tamamen sıfırlandığını bizlere hatırlatmaktadır. Bununla birlikte Bekir Fikri Bey; B. Liddel Hart'a, ondan yıllar önce belki ona nazire yaparak "Dolaylı Savaş" ile büyük konvansiyonel kuvvetlere karşı galip gelinebileceğini harekâtları üzerinden anlatmakta ve gayrinizamî harbe dair kesitler sunmaktadır. Bu eserin yeniden yayınlanmasındaki nihai gayemiz Balkan Harbi'nde yaşanan travmanın canlı tutulması ve hezimetin unutulmamasıdır. Zira Bekir Fikri Bey'in ikinci bölümde yer verdiği Garibaldi Alayı'na mensup Yunanlı bir çavuşun kan donduran anıları bugün dahi yaşanabilecek cinstendir... Bugünün paradigmasında o topraklara geri dönmemiz uzak bir ihtimal olmasına rağmen iki nesil sonra dünyada nasıl bir "gerçeklik" olacağı bilinmemektedir... Büyük Türk mütefekkiri merhum Ziya Gökalp'in dediği gibi "Atilla'nın oğulları, öz yurduna el atan düşmanları" unutmaz ise belki bir gün Selanik'teki Beyaz Kule'de yeniden Türk Bayrağı dalgalanacak, Yanya'daki Aslan Paşa Camiî'nde yine ezanlar, salavatlar okunacaktır.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat