Başkanlıkve Parlamenter Sistem Analizi (Rejim Kilidi: Politika-Hukuk Kıskacında 12 Eylül'ün Darbe Anayasası)

Stok Kodu:
9786257018654
Boyut:
135-210
Sayfa Sayısı:
270
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2021-12
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap kağıdı
Kategori:
12,62
9786257018654
628735
Başkanlıkve Parlamenter Sistem Analizi
Başkanlıkve Parlamenter Sistem Analizi (Rejim Kilidi: Politika-Hukuk Kıskacında 12 Eylül'ün Darbe Anayasası)
12.62
Demokrasinin olmazsa olmaz (sine qua non) koşulu; anayasanın sosyal sözleşme şeklinde benimsenerek, bütün toplumsal-siyasal dinamiklerin katılımı ile oluşturulmasıdır. Bunun önündeki en büyük engel 1982 Anayasası ve onun üzerinden yapılan siyasal operasyonlardır. 1982 Anayasası iki büyük müdahalenin kodlarını taşımaktadır. İlki onu 12 Eylül anayasası olarak somutlaştıran askeri darbe, diğeri de yönetim biçimini Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine çevirmek üzere yapılan 2017 anayasa değişikliğidir. Ortaya çıkan bu yapı, eski sistem olarak parlamenter sistemin terk edilerek, başkanlık sistemine geçişi temsil eden ve henüz kurumsallaşma süreci tamamlan(a)mamış siyasal bir değişikliktir. 1982 Anayasası'nın tarihi toplumun demokratikleşme çabaları ile otoriterleşme uygulamalarının birarada yaşandığı bir süreçtir. Demokratikleşme ile otoriterleşme arasında çatışmacı biçimde gelişen ve hızlanarak sürmekte olan bu paradoks dinamiği, yeni bir evreye geçme aşamasına gelmiştir. Soru(n) bu noktada; rejimin kimliğini simgeleyen devletin sosyo-politik meşruiyetinin yükselme ya da düşmeye doğru hangi yönde gelişeceğidir. Halk demokrasiye sahip çıkarak yeni bir anayasa yapma iradesini ortaya koyabilirse, 1982 Anayasası vesayet rejiminin anayasa politiği olmaya mahkum edilerek tarihin arşivine terk edilebilir... Tarihin tekerleğini geri döndürmek mümkün değildir, ancak yavaşlatılabilir, zaman ilerledikçe aydınlanma ve gerçeklerin gün yüzüne çıkmasıyla değişim kaçınılmaz olacaktır. Türk toplumunun Cumhuriyetin 100 yılının eşiğinde edilgen ve ayrıştırıcı politikalara desteğini terk ederek uzlaşma sayfasını açması için 2023, tarihi bir fırsat olarak değerlendirilmelidir. 1982 Anayasası'nın oluşturduğu tuzaklardan kurtularak, 2023 Anayasası ile özgürleşme, demokratikleşme ve bütünleşme için uzlaşma tercih edilmelidir. Neden, niçin ve nasıl sorularının cevabı bu çalışmanın içinde sergilenmiştir...
Demokrasinin olmazsa olmaz (sine qua non) koşulu; anayasanın sosyal sözleşme şeklinde benimsenerek, bütün toplumsal-siyasal dinamiklerin katılımı ile oluşturulmasıdır. Bunun önündeki en büyük engel 1982 Anayasası ve onun üzerinden yapılan siyasal operasyonlardır. 1982 Anayasası iki büyük müdahalenin kodlarını taşımaktadır. İlki onu 12 Eylül anayasası olarak somutlaştıran askeri darbe, diğeri de yönetim biçimini Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine çevirmek üzere yapılan 2017 anayasa değişikliğidir. Ortaya çıkan bu yapı, eski sistem olarak parlamenter sistemin terk edilerek, başkanlık sistemine geçişi temsil eden ve henüz kurumsallaşma süreci tamamlan(a)mamış siyasal bir değişikliktir. 1982 Anayasası'nın tarihi toplumun demokratikleşme çabaları ile otoriterleşme uygulamalarının birarada yaşandığı bir süreçtir. Demokratikleşme ile otoriterleşme arasında çatışmacı biçimde gelişen ve hızlanarak sürmekte olan bu paradoks dinamiği, yeni bir evreye geçme aşamasına gelmiştir. Soru(n) bu noktada; rejimin kimliğini simgeleyen devletin sosyo-politik meşruiyetinin yükselme ya da düşmeye doğru hangi yönde gelişeceğidir. Halk demokrasiye sahip çıkarak yeni bir anayasa yapma iradesini ortaya koyabilirse, 1982 Anayasası vesayet rejiminin anayasa politiği olmaya mahkum edilerek tarihin arşivine terk edilebilir... Tarihin tekerleğini geri döndürmek mümkün değildir, ancak yavaşlatılabilir, zaman ilerledikçe aydınlanma ve gerçeklerin gün yüzüne çıkmasıyla değişim kaçınılmaz olacaktır. Türk toplumunun Cumhuriyetin 100 yılının eşiğinde edilgen ve ayrıştırıcı politikalara desteğini terk ederek uzlaşma sayfasını açması için 2023, tarihi bir fırsat olarak değerlendirilmelidir. 1982 Anayasası'nın oluşturduğu tuzaklardan kurtularak, 2023 Anayasası ile özgürleşme, demokratikleşme ve bütünleşme için uzlaşma tercih edilmelidir. Neden, niçin ve nasıl sorularının cevabı bu çalışmanın içinde sergilenmiştir...
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat