Besmelenin Şerhi (Ciltli)

Stok Kodu:
9789757557463
Boyut:
135-195-0
Sayfa Sayısı:
294
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2007-01-01
Çeviren:
Seyyid Hüseyin Fevzi Paşa
Kapak Türü:
Ciltli
Kağıt Türü:
1.Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
11,98
9789757557463
418616
Besmelenin Şerhi (Ciltli)
Besmelenin Şerhi (Ciltli)
11.98
Türk irfan âlemine en faydalı eserleri kazandırmayı düstûr edinen yayınevimiz KİTSAN neşriyat şu anda elinizde bulunan “Elkehf Verrakıym fî Şerhi Bismillahirrahmânirrahiym“ adlı İslâm Tasavvuf âleminin en büyük ilim sahiplerinden olan “Abdü'l-Kerîm ibni İbrâhimül'l Cîlî“nin meşhur olan eserlerinden birisi olan bu kitabın tercümesini siz okurlarının hizmetine Tasavvuf serisi içersinde “Abdü'l-Kerîm ibni İbrâhimü'l Cîlî'nin İnsan'ı Kamil eserini müteakiben sunmaktan sonsuz mutluluk duymakta ve Cenab-ı Hakk'a şükür de aciziyet içersinde bulunmaktadır... Zira; asırların yıpratamadığı ve zaman potasında gittikçe büyüyen devleşen Tasavvuf erbabının vazgeçilmez olarak nitelendirilen İnsan'ı Kamil adlı eserin içerinde sık sık bahse mucrib olan eseri; “Elkehf Verrakıym fî Şerhi Bismillahirrahmânirrahiym'i yayınlamak aynı şekilde Hal İlmine hizmet etmektir... Hâl İlmine geçmek için idrâk'e erişmek gereklidir.. Bu ise TEVHÎD İLMÎ başlangıcı olan Besmele Şerif hakkında bilgi sahibi olmakla, öğrenmekle ve de en önemlisi sevmekle mümkündür... Peygamber Efendimiz buyurmuştur ki; “Besmele ile başlamayan her iş noksandır!.“ “Besmele, her kitabın anahtarıdır!“ Kitab-ı mübîn Besmele ile başlamaktadır. O kitabı okumak isteyenler öncelikle Yaradanı sevmek zorundadırlar. Çünkü, sevgi bilmeyi zorunlu kılmaktadır... İnsanoğlu bilmediği şeyi sevemez... Bilinmez daima korku verir... Bilmemek korkmayı dâvet eder, sevmeyi değil... Zira, bilinmez karanlıktır... İnsan karanlıkta korkuyorsa bunun sebebi; karanlık değildir... Karanlığın göze perde olmasıdır... İşte bu sebepledir ki; mümin kimse Cenab-ı Hakkı tanımak, bilmek, görmek ister ve bu ulvî istek nihayet karşılıksız kalmaz. ALLAH (c.c) tanıdıkça sever, idrâk eder... Nihayet öyle bir hâle gelir ki (Deylemi'den rivayeten) Peygamber efendimizin buyurduğu gibi: “Kulum bana nafile ibadetleri yapmak suretiyle durmadan yakınlaşır. O kadar ki, onu severim, onu sevdiğim zaman da onun işiten kulağı ve gören gözü olurum.“ İşte bu Hak olan ilim; talepkâr ve nasipkâr olana verilir... Talepkâr olanlar da büyük veliyullahların aşıklara ışık tutan eserlerinden adeta bir rehber olarak faydalanmışlardır... İşte Cenab-ı Hakkın yayınevimize yayınlamayı nasip ettiği bu kıymetli eserde Ceylî hazretlerinin mürşide ışık tutmak için kaleme almış olduğu kıymetli eserlerinden birisidir... Eser aslına sadık kalınmak sûretiyle Seyyid Hüseyin Fevzi Paşanın tercümesi esas alınarak konu ile âlakalı mânaları olan beyitlerle tezyîn olarak yani; adeta ŞERH hazırlatılmıştır. Tekrar gözden geçirilen ve yeniden düzenlenmesi, dizilmesi yapılan eserin mümkün mertebe kusursuz olmasına gayret gösterilmiştir... Ve bununla da yetinilmeyerek, okurlarımıza faydalı olmak babın da; eser'in arkasına ilâve olarak; tasavvuf erbabı'nın menşeinden olan Timur zamanında yaşıyan Anadolu insanının HAK (c.c) ilimlenmesine önayak olan Pîr Şücâeddin İlyâs Halvetî (k.s) hazretlerinin menakıbını ve ŞEYH'Ü EKBER MUHİDDİN İBNİ ARABÎ (k.s)nin ve ABDÜLKERÎM CİYLÎ (k.s)'nin sırları kendi ifâdeleriyle, mümkün mertebe itina göstererek yayınladık... Çünkî, biliyoruz ki, bu ilmin önderleri Hz. Peygamberin verasetini taşıyan bu zâtiyunna mahsustur. Ol kimseleri kendilerine önder kabul eyleyenler ALLAH ilmiylen taklîd ehlî değil tahkîk ehlî olurlar... sözünü düstur ederek faydalı olmak istedik. Niyetimiz sahîhtir!.. Ancak, elde bulunmayan nedenlerle hatalarımız olabilir... Çünkü, Arapça kelimelerin Türkçemiz de maalesef tam karşılığını ifade edebilecek kelimeler yeterince bulunamadığından okuyucunun aklının karışmaması için mümkün mertebe yalın ifadeler kullanılmış bazı bölümler de ise; olduğu gibi bırakılarak osmanlıca kelimelere dokunulmamıştır. Yalnız eser'in son bölümünde LUGATÇE ilâvesiyle bir anlamda okurlarımıza bu konuda yardım amaçlanmıştır. Yani, okuyucunun orada kendisinin idrâk nisbetince konuyu yorumlaması cihetine gidilmiştir. Tekrar edersek ki; niyetimiz sahihtir... Kusursuzluk Cenabı Hakk'a mahsustur... Şayet eliniz de bulunan eserde bir yanlışlık görürseniz bunu iyi niyetimize bağışlayın... Asla bilerek yanlışlık yapmak istememekteyiz... ALLAH (c.c) cümlemizi bu ilimden nasipkâr olan kullarından eylesin... Yayınevimize de bu tür eserlerin yayınlanmasını nasip etsin.. Bu tür kitapların müelliflerinden de Cenab-ı Hak razı olsun... AMİN
Türk irfan âlemine en faydalı eserleri kazandırmayı düstûr edinen yayınevimiz KİTSAN neşriyat şu anda elinizde bulunan “Elkehf Verrakıym fî Şerhi Bismillahirrahmânirrahiym“ adlı İslâm Tasavvuf âleminin en büyük ilim sahiplerinden olan “Abdü'l-Kerîm ibni İbrâhimül'l Cîlî“nin meşhur olan eserlerinden birisi olan bu kitabın tercümesini siz okurlarının hizmetine Tasavvuf serisi içersinde “Abdü'l-Kerîm ibni İbrâhimü'l Cîlî'nin İnsan'ı Kamil eserini müteakiben sunmaktan sonsuz mutluluk duymakta ve Cenab-ı Hakk'a şükür de aciziyet içersinde bulunmaktadır... Zira; asırların yıpratamadığı ve zaman potasında gittikçe büyüyen devleşen Tasavvuf erbabının vazgeçilmez olarak nitelendirilen İnsan'ı Kamil adlı eserin içerinde sık sık bahse mucrib olan eseri; “Elkehf Verrakıym fî Şerhi Bismillahirrahmânirrahiym'i yayınlamak aynı şekilde Hal İlmine hizmet etmektir... Hâl İlmine geçmek için idrâk'e erişmek gereklidir.. Bu ise TEVHÎD İLMÎ başlangıcı olan Besmele Şerif hakkında bilgi sahibi olmakla, öğrenmekle ve de en önemlisi sevmekle mümkündür... Peygamber Efendimiz buyurmuştur ki; “Besmele ile başlamayan her iş noksandır!.“ “Besmele, her kitabın anahtarıdır!“ Kitab-ı mübîn Besmele ile başlamaktadır. O kitabı okumak isteyenler öncelikle Yaradanı sevmek zorundadırlar. Çünkü, sevgi bilmeyi zorunlu kılmaktadır... İnsanoğlu bilmediği şeyi sevemez... Bilinmez daima korku verir... Bilmemek korkmayı dâvet eder, sevmeyi değil... Zira, bilinmez karanlıktır... İnsan karanlıkta korkuyorsa bunun sebebi; karanlık değildir... Karanlığın göze perde olmasıdır... İşte bu sebepledir ki; mümin kimse Cenab-ı Hakkı tanımak, bilmek, görmek ister ve bu ulvî istek nihayet karşılıksız kalmaz. ALLAH (c.c) tanıdıkça sever, idrâk eder... Nihayet öyle bir hâle gelir ki (Deylemi'den rivayeten) Peygamber efendimizin buyurduğu gibi: “Kulum bana nafile ibadetleri yapmak suretiyle durmadan yakınlaşır. O kadar ki, onu severim, onu sevdiğim zaman da onun işiten kulağı ve gören gözü olurum.“ İşte bu Hak olan ilim; talepkâr ve nasipkâr olana verilir... Talepkâr olanlar da büyük veliyullahların aşıklara ışık tutan eserlerinden adeta bir rehber olarak faydalanmışlardır... İşte Cenab-ı Hakkın yayınevimize yayınlamayı nasip ettiği bu kıymetli eserde Ceylî hazretlerinin mürşide ışık tutmak için kaleme almış olduğu kıymetli eserlerinden birisidir... Eser aslına sadık kalınmak sûretiyle Seyyid Hüseyin Fevzi Paşanın tercümesi esas alınarak konu ile âlakalı mânaları olan beyitlerle tezyîn olarak yani; adeta ŞERH hazırlatılmıştır. Tekrar gözden geçirilen ve yeniden düzenlenmesi, dizilmesi yapılan eserin mümkün mertebe kusursuz olmasına gayret gösterilmiştir... Ve bununla da yetinilmeyerek, okurlarımıza faydalı olmak babın da; eser'in arkasına ilâve olarak; tasavvuf erbabı'nın menşeinden olan Timur zamanında yaşıyan Anadolu insanının HAK (c.c) ilimlenmesine önayak olan Pîr Şücâeddin İlyâs Halvetî (k.s) hazretlerinin menakıbını ve ŞEYH'Ü EKBER MUHİDDİN İBNİ ARABÎ (k.s)nin ve ABDÜLKERÎM CİYLÎ (k.s)'nin sırları kendi ifâdeleriyle, mümkün mertebe itina göstererek yayınladık... Çünkî, biliyoruz ki, bu ilmin önderleri Hz. Peygamberin verasetini taşıyan bu zâtiyunna mahsustur. Ol kimseleri kendilerine önder kabul eyleyenler ALLAH ilmiylen taklîd ehlî değil tahkîk ehlî olurlar... sözünü düstur ederek faydalı olmak istedik. Niyetimiz sahîhtir!.. Ancak, elde bulunmayan nedenlerle hatalarımız olabilir... Çünkü, Arapça kelimelerin Türkçemiz de maalesef tam karşılığını ifade edebilecek kelimeler yeterince bulunamadığından okuyucunun aklının karışmaması için mümkün mertebe yalın ifadeler kullanılmış bazı bölümler de ise; olduğu gibi bırakılarak osmanlıca kelimelere dokunulmamıştır. Yalnız eser'in son bölümünde LUGATÇE ilâvesiyle bir anlamda okurlarımıza bu konuda yardım amaçlanmıştır. Yani, okuyucunun orada kendisinin idrâk nisbetince konuyu yorumlaması cihetine gidilmiştir. Tekrar edersek ki; niyetimiz sahihtir... Kusursuzluk Cenabı Hakk'a mahsustur... Şayet eliniz de bulunan eserde bir yanlışlık görürseniz bunu iyi niyetimize bağışlayın... Asla bilerek yanlışlık yapmak istememekteyiz... ALLAH (c.c) cümlemizi bu ilimden nasipkâr olan kullarından eylesin... Yayınevimize de bu tür eserlerin yayınlanmasını nasip etsin.. Bu tür kitapların müelliflerinden de Cenab-ı Hak razı olsun... AMİN
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat