Bianili - Urartu Kültür Envanteri-1 (Türkiye Sınırları)

Stok Kodu:
9786253995225
Boyut:
195-275-
Sayfa Sayısı:
359
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2024-01-27
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kuşe
Dili:
Türkçe
29,59
9786253995225
831708
Bianili - Urartu Kültür Envanteri-1 (Türkiye Sınırları)
Bianili - Urartu Kültür Envanteri-1 (Türkiye Sınırları)
29.59
Urartu Krallığı, Van (Tuşpa) başkent olmak üzere MÖ 9-7. yüzyıllar arasında, Doğu Anadolu, Kuzeybatı İran ve Güney Kafkasya'nın bir bölümünde egemenlik kurmuştur.1827-28 yıllarında bölgede çeşitli araştırmalar yürüten F. E. Schulz, Urartulara ait kültür kalıntılarının varlığını ortaya koyan ilk isim olmuştur. Daha sonra bölgeye gelen diğer araştırmacılar da bu yeni keşfedilen Demir Çağı devletiyle ilgili başka detaylar ortaya çıkarmışlardır. Bilimsel kazı ve yüzey araştırmaları ise ancak 1960'lı yıllarda başlatılmıştır. Bu dönemde yapılan arkeolojik kazılar arasında Toprakkale, Çavuştepe, Aznavurtepe, Altıntepe, Kef Kalesi ve Kayalıdere sayılabilir. Özellikle 1980'liyıllarda Van Kalesi ve Höyüğü, Anzaf Kaleleri, Dilkaya Höyüğü, Ayanis Kalesi, Karagündüz Höyüğü, Nörük Kalesi ve Yerleşmesi, Van/Altıntepe ve Van/Kalecik Nekropolleri gibi birçok yeni kazı çalışması yapılmıştır. 1980'li yıllarla birlikte tüm Doğu Anadolu Bölgesi'nde arkeolojik yüzey araştırmaları da yaygınlaşmış ve her geçen gün Urartu Krallığı üzerine yapılan araştırmalar artmaya devam etmiştir.Bu araştırmalar sayesinde Urartular'ın hem siyasi tarihi hem de sosyokültürel yapısı hakkında yeni bilgiler edinilmiş, gerçekleştirilen her yeni kazı ve yüzey araştırması ile bu bilgilere yenileri eklenmiştir. Urartu Krallığı'nın Türkiye sınırları içinde kalan kültür mirası zengin bir birikim sunmaktadır. Söz konusu taşınmaz kültür mirası şimdiye kadar bir bütün olarak ele alınıp değerlendirilmemiştir. “Biainili/ Urartu Kültür Envanteri-I” çalışması ile Urartu Krallığı'nın yayılım alanının ve taşınmaz kültür mirasının Türkiye'deki kısmı derlenerek bir araya getirilmiştir.Çalışmanın giriş bölümünde Urartu tarihi ve coğrafyasından kısaca söz edilmiştir. Bu bölümden sonra ayrı bölümler halinde kaleler, höyükler, yerleşim alanları, mezarlar, su sistemleri, açık hava tapınım alanları, kaya işaretleri, taş ocakları, maden sahaları, ulaşım ağı, Urartu yazıtları ve diğer Urartu izleri değerlendirilmeye alınmıştır. Her ana bölümün başında konuyla ilgili genel bir değerlendirme yapılarak bölüme ait kültür mirasları yer adlarına göre alfabetik olarak sıralandırılmış, Urartu kalıntılarınınkonumları kaynaklarda geçtiği şekliyle açıklanmıştır. Çizim ve görsellerle enginleştirilen çalışma içerisinde, Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulları tarafından tescil edilmiş ve ilk defa yayımlanacak kalıntılara da yer verilmiştir.Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinasyon Birimi'nin destekleriyle, “Arkeolojik Veriler Işığında Türkiye Sınırları İçindeki Urartu Kültür Envanteri” (2013-ED-B071) başlığı ve proje kodu ile 2013 yılında başlayan ve 2017 yılında başarıyla tamamlanan çalışmanın genişletilmiş ve zaman içerisinde daha da detaylandırılmış hali olan “Biainili/Urartu Kültür Envanteri-I” kitabı, taşınmaz Urartu kültür mirası üzerine yapılacak sonraki çalışmalara kaynak teşkil edeceği gibigerçekleştirilecek olası araştırmalara da fayda sağlayacaktır.
Urartu Krallığı, Van (Tuşpa) başkent olmak üzere MÖ 9-7. yüzyıllar arasında, Doğu Anadolu, Kuzeybatı İran ve Güney Kafkasya'nın bir bölümünde egemenlik kurmuştur.1827-28 yıllarında bölgede çeşitli araştırmalar yürüten F. E. Schulz, Urartulara ait kültür kalıntılarının varlığını ortaya koyan ilk isim olmuştur. Daha sonra bölgeye gelen diğer araştırmacılar da bu yeni keşfedilen Demir Çağı devletiyle ilgili başka detaylar ortaya çıkarmışlardır. Bilimsel kazı ve yüzey araştırmaları ise ancak 1960'lı yıllarda başlatılmıştır. Bu dönemde yapılan arkeolojik kazılar arasında Toprakkale, Çavuştepe, Aznavurtepe, Altıntepe, Kef Kalesi ve Kayalıdere sayılabilir. Özellikle 1980'liyıllarda Van Kalesi ve Höyüğü, Anzaf Kaleleri, Dilkaya Höyüğü, Ayanis Kalesi, Karagündüz Höyüğü, Nörük Kalesi ve Yerleşmesi, Van/Altıntepe ve Van/Kalecik Nekropolleri gibi birçok yeni kazı çalışması yapılmıştır. 1980'li yıllarla birlikte tüm Doğu Anadolu Bölgesi'nde arkeolojik yüzey araştırmaları da yaygınlaşmış ve her geçen gün Urartu Krallığı üzerine yapılan araştırmalar artmaya devam etmiştir.Bu araştırmalar sayesinde Urartular'ın hem siyasi tarihi hem de sosyokültürel yapısı hakkında yeni bilgiler edinilmiş, gerçekleştirilen her yeni kazı ve yüzey araştırması ile bu bilgilere yenileri eklenmiştir. Urartu Krallığı'nın Türkiye sınırları içinde kalan kültür mirası zengin bir birikim sunmaktadır. Söz konusu taşınmaz kültür mirası şimdiye kadar bir bütün olarak ele alınıp değerlendirilmemiştir. “Biainili/ Urartu Kültür Envanteri-I” çalışması ile Urartu Krallığı'nın yayılım alanının ve taşınmaz kültür mirasının Türkiye'deki kısmı derlenerek bir araya getirilmiştir.Çalışmanın giriş bölümünde Urartu tarihi ve coğrafyasından kısaca söz edilmiştir. Bu bölümden sonra ayrı bölümler halinde kaleler, höyükler, yerleşim alanları, mezarlar, su sistemleri, açık hava tapınım alanları, kaya işaretleri, taş ocakları, maden sahaları, ulaşım ağı, Urartu yazıtları ve diğer Urartu izleri değerlendirilmeye alınmıştır. Her ana bölümün başında konuyla ilgili genel bir değerlendirme yapılarak bölüme ait kültür mirasları yer adlarına göre alfabetik olarak sıralandırılmış, Urartu kalıntılarınınkonumları kaynaklarda geçtiği şekliyle açıklanmıştır. Çizim ve görsellerle enginleştirilen çalışma içerisinde, Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulları tarafından tescil edilmiş ve ilk defa yayımlanacak kalıntılara da yer verilmiştir.Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinasyon Birimi'nin destekleriyle, “Arkeolojik Veriler Işığında Türkiye Sınırları İçindeki Urartu Kültür Envanteri” (2013-ED-B071) başlığı ve proje kodu ile 2013 yılında başlayan ve 2017 yılında başarıyla tamamlanan çalışmanın genişletilmiş ve zaman içerisinde daha da detaylandırılmış hali olan “Biainili/Urartu Kültür Envanteri-I” kitabı, taşınmaz Urartu kültür mirası üzerine yapılacak sonraki çalışmalara kaynak teşkil edeceği gibigerçekleştirilecek olası araştırmalara da fayda sağlayacaktır.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat