Bir Göğüste İki Kalp; Sevgi ve Şirk Münasebeti Sevgi ve Şirk Münasebeti

Stok Kodu:
9786052071656
Boyut:
120-195-0
Sayfa Sayısı:
112
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2018-11-26
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
9,55
9786052071656
510815
Bir Göğüste İki Kalp; Sevgi ve Şirk Münasebeti
Bir Göğüste İki Kalp; Sevgi ve Şirk Münasebeti Sevgi ve Şirk Münasebeti
9.55
Bir Göğüste İki Kalp, ilhamını Kur'ân-ı Kerîm'in en veciz ayetlerinden biri olan Ahzâb Sûresi 4. âyetten almıştır. Kutlu kitabımız, insanoğlunu en çok sakındırdığı hastalıkların başında gelen ‘şirk'i (Allah'a ortak koşma) bu âyetteki zarif anlatımıyla da reddediyor. Söz konusu âyete başka âyetler de açıklama getiriyor elbette. "Heva ve hevesin tanrılaştırılması", "Allah'tan başka eşler edinmek ve onları Allah'ı sever gibi sevmek" gibi vurgular, Kur'ân'ın konu üzerindeki uyarıları açısından bir küme teşkil ediyor. Bu çalışmada kalp, heva ve heves, Allah dışında edinilen eşlere duyulan meyil gibi vurgular "sevgi" ortak paydasında birleştirilerek değerlendiriliyor. Her üç vurguda da ortak payda sevgi kavramıdır. Bir Göğüste İki Kalp, aslında tasavvufî bir deneme de sayılabilir. Bugüne kadar tetebbu ettiğimiz tasavvuf kitaplarında en çok rastladığımız vurguların ‘heva ve hevesin kölesi olmamak', ‘şiddetli Allah sevgisi/aşk" (Eşeddü hubben lillâh), ‘kalp temizliği' gibi kavramlar oluşu, ister istemez Kur'ân'da konuyla ilgili olarak rastlanan vurguyla birleşiyor. Çok boyutlu (tefsir, hadis, akaid, tasavvuf, psikoloji, sosyoloji) bir konuyu ele alırken tevhid ve vahdet inancı güçlü sûfîlerin izinden gitmiş bulunuyoruz. Bu izin bizi Kur'ân-ı Kerîm'e götürmesi ise hiç de şaşırtıcı değildir. Çünkü sûfîler Kur'ân-ı Kerîm'i çok iyi bilmekte ve birçok tasavvuf kavramını Kur'an'dan çıkarmış bulunmaktadırlar. Onlar aslında birer Kur'ân öğretmenidirler. Konulu bir tefsir araştırması özelliği de taşıyan bu çalışma toplumsal hastalıklardan tanrılaştırıcı sevgiyi, ilgili âyetler yardımıyla tahlil ediyor. Sevginin boyutlarını ve sınırlarını söz konusu ederken muhatabını mutedil olmaya çağırıyor. Aynı zamanda Esmâülhüsnâ'dan "Gerçek anlamda sevilmeye layık ve kullarını da çok seven" anlamındaki "el-Vedûd" isminin de bir şerhidir. Müracaat edilen âyetlerde Kur'ân'ın en edebî ifadelerinden bir bölümünü buluyoruz. Bu ifadelerin taşıdıkları ‘icaz' kalbe dokunmaktadır ve insanlığa bir çağrıda bulunmaktadır.
Bir Göğüste İki Kalp, ilhamını Kur'ân-ı Kerîm'in en veciz ayetlerinden biri olan Ahzâb Sûresi 4. âyetten almıştır. Kutlu kitabımız, insanoğlunu en çok sakındırdığı hastalıkların başında gelen ‘şirk'i (Allah'a ortak koşma) bu âyetteki zarif anlatımıyla da reddediyor. Söz konusu âyete başka âyetler de açıklama getiriyor elbette. "Heva ve hevesin tanrılaştırılması", "Allah'tan başka eşler edinmek ve onları Allah'ı sever gibi sevmek" gibi vurgular, Kur'ân'ın konu üzerindeki uyarıları açısından bir küme teşkil ediyor. Bu çalışmada kalp, heva ve heves, Allah dışında edinilen eşlere duyulan meyil gibi vurgular "sevgi" ortak paydasında birleştirilerek değerlendiriliyor. Her üç vurguda da ortak payda sevgi kavramıdır. Bir Göğüste İki Kalp, aslında tasavvufî bir deneme de sayılabilir. Bugüne kadar tetebbu ettiğimiz tasavvuf kitaplarında en çok rastladığımız vurguların ‘heva ve hevesin kölesi olmamak', ‘şiddetli Allah sevgisi/aşk" (Eşeddü hubben lillâh), ‘kalp temizliği' gibi kavramlar oluşu, ister istemez Kur'ân'da konuyla ilgili olarak rastlanan vurguyla birleşiyor. Çok boyutlu (tefsir, hadis, akaid, tasavvuf, psikoloji, sosyoloji) bir konuyu ele alırken tevhid ve vahdet inancı güçlü sûfîlerin izinden gitmiş bulunuyoruz. Bu izin bizi Kur'ân-ı Kerîm'e götürmesi ise hiç de şaşırtıcı değildir. Çünkü sûfîler Kur'ân-ı Kerîm'i çok iyi bilmekte ve birçok tasavvuf kavramını Kur'an'dan çıkarmış bulunmaktadırlar. Onlar aslında birer Kur'ân öğretmenidirler. Konulu bir tefsir araştırması özelliği de taşıyan bu çalışma toplumsal hastalıklardan tanrılaştırıcı sevgiyi, ilgili âyetler yardımıyla tahlil ediyor. Sevginin boyutlarını ve sınırlarını söz konusu ederken muhatabını mutedil olmaya çağırıyor. Aynı zamanda Esmâülhüsnâ'dan "Gerçek anlamda sevilmeye layık ve kullarını da çok seven" anlamındaki "el-Vedûd" isminin de bir şerhidir. Müracaat edilen âyetlerde Kur'ân'ın en edebî ifadelerinden bir bölümünü buluyoruz. Bu ifadelerin taşıdıkları ‘icaz' kalbe dokunmaktadır ve insanlığa bir çağrıda bulunmaktadır.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat