9786052602096
539734
https://www.hesapli24.com/bir-gun-sinegi
Bir Gün Sineği
9.55
Kötü olmak sandığımız kadar zor değil. Yeter ki kararlı olalım. Geri dönüş yollarında
çınlayan her "acaba" bu kitaptaki öykülerin ana teması. Birbirine benzeyenlerin farklılıklarını
mercek altına almak, bir kayayı dağın tepesine çıkarıp düşüşünü izlemekten farklı mı? Ne de
olsa çoğumuz anı olacağını bilmeden yaşıyoruz hayatı, her adımımızı ölçüp biçemiyoruz...
Bir Gün Sineği, Ela Kiçik'in ilk öykü kitabı. Kiçik, öykülerini özgür bir ruhla kaleme
almış. Bunu betimlemelerde ve anlatımdaki rahatlıktan anlıyoruz. Öykülerinde insan eliyle
konmuş sınırlara değiyor Kiçik. Aşması, değişmesi zor olan kendini öyküde deniyor. Sınırlar
aşılmıyor ve her çaba gördüğüyle, bildiğiyle kalıyor. Kendi hayatının ve hatasının etrafında
dolaşan kişiler görüyoruz öykülerde bu yüzden.
Bir ceketi ilikleyen düğmeyle ömrünü masa başındaki işinde heba edenin hali bir. Hiç
kimse ve hiçbir şey hiçbir yere gidemiyor. Gidemeyen kalıyor ve sürekli söyleniyor.
Eylemsizlik yalana dokunurken, susuşlar intikama, bencillik vicdana değiyor.
Kısacık anlardan büyük meseleler doğuyor. Nesnelere büyük büyük anlamlar yükleniyor.
Küçük gerçeklikler büyüyor. Herkes aynı anda hem arınmak hem kirlenmek istiyor. Çünkü
rüyalar basit. Onları karmaşık kılan kusurlu sevilişlerimiz diyor Asuman. Delirdim çünkü
kaybolamıyorum diyor Tanju. Ortasında yürüdüğü çim adamlara dil çıkarıyor Düğme.
Korkularının iştahına sudan sebepler serpiyor Suna. Şehveti tuzla buz ediyor Mehtap. Resul'e
selam yolluyor Memo ve öğretmenine "Neden?" diye soruyor. Pazar gününün platonik aşığı
pazartesi varoluşuna yenik düşüyor.
Ela Kiçik anlattığı kişi serbest bırakıyor ve kendinden olmayan hayatlara uzanıyor.
Öyküde ilerleyebileceğinin göstergesi bu.
Kötü olmak sandığımız kadar zor değil. Yeter ki kararlı olalım. Geri dönüş yollarında
çınlayan her "acaba" bu kitaptaki öykülerin ana teması. Birbirine benzeyenlerin farklılıklarını
mercek altına almak, bir kayayı dağın tepesine çıkarıp düşüşünü izlemekten farklı mı? Ne de
olsa çoğumuz anı olacağını bilmeden yaşıyoruz hayatı, her adımımızı ölçüp biçemiyoruz...
Bir Gün Sineği, Ela Kiçik'in ilk öykü kitabı. Kiçik, öykülerini özgür bir ruhla kaleme
almış. Bunu betimlemelerde ve anlatımdaki rahatlıktan anlıyoruz. Öykülerinde insan eliyle
konmuş sınırlara değiyor Kiçik. Aşması, değişmesi zor olan kendini öyküde deniyor. Sınırlar
aşılmıyor ve her çaba gördüğüyle, bildiğiyle kalıyor. Kendi hayatının ve hatasının etrafında
dolaşan kişiler görüyoruz öykülerde bu yüzden.
Bir ceketi ilikleyen düğmeyle ömrünü masa başındaki işinde heba edenin hali bir. Hiç
kimse ve hiçbir şey hiçbir yere gidemiyor. Gidemeyen kalıyor ve sürekli söyleniyor.
Eylemsizlik yalana dokunurken, susuşlar intikama, bencillik vicdana değiyor.
Kısacık anlardan büyük meseleler doğuyor. Nesnelere büyük büyük anlamlar yükleniyor.
Küçük gerçeklikler büyüyor. Herkes aynı anda hem arınmak hem kirlenmek istiyor. Çünkü
rüyalar basit. Onları karmaşık kılan kusurlu sevilişlerimiz diyor Asuman. Delirdim çünkü
kaybolamıyorum diyor Tanju. Ortasında yürüdüğü çim adamlara dil çıkarıyor Düğme.
Korkularının iştahına sudan sebepler serpiyor Suna. Şehveti tuzla buz ediyor Mehtap. Resul'e
selam yolluyor Memo ve öğretmenine "Neden?" diye soruyor. Pazar gününün platonik aşığı
pazartesi varoluşuna yenik düşüyor.
Ela Kiçik anlattığı kişi serbest bırakıyor ve kendinden olmayan hayatlara uzanıyor.
Öyküde ilerleyebileceğinin göstergesi bu.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.