9786057720610
534344
https://www.hesapli24.com/bir-kultur-ve-cevre-sorunu-olarak-munzur-ekosistemi
Bir Kültür ve Çevre Sorunu Olarak Munzur Ekosistemi
12.25
1973 yılı Ekim ayının son pazar günü okul arkadaşlarımla 5 saat süren Ziyaret köyünden yayan olarak başlayan 17 km. Ovacık okul yolculuğumuzun pazartesi sabahı okulda olabilmemiz için pazar günü öğle saatlerinde yola çıkmamız gerekmekteydi. Yeşilyazı (Zeranik) yol kavşağına vardığımızda, Zeranik çayırlarına iniş yapmış helikopterle karşılaştık. İlk aklıma gelen, bir hafta önce sona eren "Alpdoğan 73 tatbikatı" oldu. Ancak üniformaları yabancı ülke askerlerine aitti ve yabancı dil konuşuyorlardı. Askerlerin Munzur Suyu kıyısına kurulu masalarında Munzur Suyu'ndan avladıkları kırmızı benekli alabalıklar vardı. Olayı ertesi gün öğretmenlerime anlattığımda, askerlerin İncirlik Askeri Hava Üssü'nde görevli ABD'li askerler olduğunu ve Munzur Suyu'ndan alabalık avlamak için geldiklerini söylediler. Öğrencilik yıllarımda tanık olduğum bu olayı, Munzur Suyu'nun ve kırmızı benekli alabalığın önemini vurgulamak için yazdım. Bu çocukluk anısının bende uyandırdığı bilinci bugün şöyle değerlendirebiliyorum: Çevre sorunlarının uluslararası boyutları, yalnızca uluslararası kurumlardan, uluslararası sözleşmelerden ibaret değildir.
Munzur Gözeleri başta olmak üzere su gözeleri, halkın inanç ve kültüründe önemli yer alır. Munzur'a ağıtlar yakılmış; şiirler, türküler, hikâyeler, efsaneler, aşklar yazılmış; sevda türküleri söylenmiş; adaklar adanmıştır. Munzur Vadisi, günümüzde de yılın her mevsiminde kendisine özgü güzelliği ve görselliği ile hala bakir ve görkemli bir doğa parçasıdır. Ne var ki bu doğa harikası bölge, çeşitli yasal ve yönetsel düzenleme ve kararlarla tahrip edilmek istenmektedir. O kadar ki Munzur Vadisi Millî Parkı, meskun/yerleşim mahaller, tarım ve orman alanlarında baraj/hidroelektrik santraller ile siyanürle altın madeni arama ayrıştırma projelerine işletme ruhsatları verilmiştir. Bu ruhsatlar verilirken projeler makro değil, mikro olarak değerlendirilmiş ve projelere "Çevresel Etki Değerlendirmesi" gerekli değildir, raporları düzenlenmiştir. Munzur doğasına yapılan bu müdahaleler; çevre, ekoloji, kültür ve insanlık açısından telafisi olanaksız kötü sonuçlar doğuracaktır. Munzur'un haritadan silinmesine neden olacak bu sonuçlar, gelecek kuşakları da yakından ilgilendirmektedir. Okuduğunuz kitap, akademik bir çalışma olup yüzlerce yazılı kaynak taranarak hazırlanmış ve bilimsel kaygılardan yola çıkılarak yazılmıştır.
1 Eylül 2019
1973 yılı Ekim ayının son pazar günü okul arkadaşlarımla 5 saat süren Ziyaret köyünden yayan olarak başlayan 17 km. Ovacık okul yolculuğumuzun pazartesi sabahı okulda olabilmemiz için pazar günü öğle saatlerinde yola çıkmamız gerekmekteydi. Yeşilyazı (Zeranik) yol kavşağına vardığımızda, Zeranik çayırlarına iniş yapmış helikopterle karşılaştık. İlk aklıma gelen, bir hafta önce sona eren "Alpdoğan 73 tatbikatı" oldu. Ancak üniformaları yabancı ülke askerlerine aitti ve yabancı dil konuşuyorlardı. Askerlerin Munzur Suyu kıyısına kurulu masalarında Munzur Suyu'ndan avladıkları kırmızı benekli alabalıklar vardı. Olayı ertesi gün öğretmenlerime anlattığımda, askerlerin İncirlik Askeri Hava Üssü'nde görevli ABD'li askerler olduğunu ve Munzur Suyu'ndan alabalık avlamak için geldiklerini söylediler. Öğrencilik yıllarımda tanık olduğum bu olayı, Munzur Suyu'nun ve kırmızı benekli alabalığın önemini vurgulamak için yazdım. Bu çocukluk anısının bende uyandırdığı bilinci bugün şöyle değerlendirebiliyorum: Çevre sorunlarının uluslararası boyutları, yalnızca uluslararası kurumlardan, uluslararası sözleşmelerden ibaret değildir.
Munzur Gözeleri başta olmak üzere su gözeleri, halkın inanç ve kültüründe önemli yer alır. Munzur'a ağıtlar yakılmış; şiirler, türküler, hikâyeler, efsaneler, aşklar yazılmış; sevda türküleri söylenmiş; adaklar adanmıştır. Munzur Vadisi, günümüzde de yılın her mevsiminde kendisine özgü güzelliği ve görselliği ile hala bakir ve görkemli bir doğa parçasıdır. Ne var ki bu doğa harikası bölge, çeşitli yasal ve yönetsel düzenleme ve kararlarla tahrip edilmek istenmektedir. O kadar ki Munzur Vadisi Millî Parkı, meskun/yerleşim mahaller, tarım ve orman alanlarında baraj/hidroelektrik santraller ile siyanürle altın madeni arama ayrıştırma projelerine işletme ruhsatları verilmiştir. Bu ruhsatlar verilirken projeler makro değil, mikro olarak değerlendirilmiş ve projelere "Çevresel Etki Değerlendirmesi" gerekli değildir, raporları düzenlenmiştir. Munzur doğasına yapılan bu müdahaleler; çevre, ekoloji, kültür ve insanlık açısından telafisi olanaksız kötü sonuçlar doğuracaktır. Munzur'un haritadan silinmesine neden olacak bu sonuçlar, gelecek kuşakları da yakından ilgilendirmektedir. Okuduğunuz kitap, akademik bir çalışma olup yüzlerce yazılı kaynak taranarak hazırlanmış ve bilimsel kaygılardan yola çıkılarak yazılmıştır.
1 Eylül 2019
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.