9789750277009
742639
https://www.hesapli24.com/cifte-ozen-anlayisi-cercevesinde-taksirli-suctan-dogan-ceza-sorumlulugu
Çifte Özen Anlayışı Çerçevesinde Taksirli Suçtan Doğan Ceza Sorumluluğu
35.24
Nüfusun hızla artmasıyla birlikte trafikte ulaşım araçlarının daha yaygın şekilde ve sık kullanıldığı, hatta otonom araçların üretilmeye başlandığı, tıbbi müdahalelerde artan ihtiyaca binaen yeni tedavi yöntemlerinin ortaya çıktığı, inşaat sektöründe yeni tekniklerle yapılaşmanın hızlandığı, kısaca günlük hayatın birçok alanında gelişmelerin yaşandığı günümüz modern dünyasının "risk toplumlarında", başta yaşam ve vücut dokunulmazlığı olmak üzere belirli hukuki değerler üzerindeki ihlal riski artmıştır. Nitekim yüzlerce yolcunun bulunduğu bir uçak, üretim, kontrol ya da kullanımdan kaynaklı basit bir hata nedeniyle düşebilir; bir gıda ürününün ya da ilacın üretimi esnasında alınması gereken sıradan, basit bir tedbir alınmadığı için birçok insan zehirlenebilir; inşaatta basit bir denetim tedbirinin ihmal edilmesi veya gözden kaçırılması nedeniyle asansör düşmesi sonucu on işçi hayatını kaybedebilir. Tum bu durumlar, işlenen taksirli suçların sayısında bir artışa neden olurken yaşanan olaylardan hareketle başta yapı denetimi, iş güvenliği olmak üzere tüm bu alanlarda daha sıkı tedbirlerin alınmasını öngören kanuni düzenlemelerin yapılmasına vesile olmaktadır. Bunun yanı sıra ceza hukukunda taksirli suçlara ilişkin olarak daha çok bilimsel çalışma yapılmaya başlanmıştır. İşte bu çalışmalardan biri olan bu eserde, haksızlık şekli olarak görülen taksirin kusur yönü de bulunduğundan "çifte özen çerçevesinde taksirli suçtan doğan ceza sorumluluğu" başlığı altında, taksirli suçun haksızlığı oluşturan unsurları ve kusur yönü ele alınmaktadır. Alman hukukuyla karşılaştırmalı bir incelemenin yapıldığı bu eserde, taksirli suç kapsamındaki konulara ilişkin teorik bilgilerin yanı sıra Alman mahkeme kararlarından da yararlanılmakta ve Yargıtay kararları üzerine değerlendirmelerde bulunulmaktadır. Böylelikle karşılaştırmalı hukuk çerçevesinde ulaşılan bazı sonuçların Türk uygulamasına katkı sağlaması umulmaktadır.
Nüfusun hızla artmasıyla birlikte trafikte ulaşım araçlarının daha yaygın şekilde ve sık kullanıldığı, hatta otonom araçların üretilmeye başlandığı, tıbbi müdahalelerde artan ihtiyaca binaen yeni tedavi yöntemlerinin ortaya çıktığı, inşaat sektöründe yeni tekniklerle yapılaşmanın hızlandığı, kısaca günlük hayatın birçok alanında gelişmelerin yaşandığı günümüz modern dünyasının "risk toplumlarında", başta yaşam ve vücut dokunulmazlığı olmak üzere belirli hukuki değerler üzerindeki ihlal riski artmıştır. Nitekim yüzlerce yolcunun bulunduğu bir uçak, üretim, kontrol ya da kullanımdan kaynaklı basit bir hata nedeniyle düşebilir; bir gıda ürününün ya da ilacın üretimi esnasında alınması gereken sıradan, basit bir tedbir alınmadığı için birçok insan zehirlenebilir; inşaatta basit bir denetim tedbirinin ihmal edilmesi veya gözden kaçırılması nedeniyle asansör düşmesi sonucu on işçi hayatını kaybedebilir. Tum bu durumlar, işlenen taksirli suçların sayısında bir artışa neden olurken yaşanan olaylardan hareketle başta yapı denetimi, iş güvenliği olmak üzere tüm bu alanlarda daha sıkı tedbirlerin alınmasını öngören kanuni düzenlemelerin yapılmasına vesile olmaktadır. Bunun yanı sıra ceza hukukunda taksirli suçlara ilişkin olarak daha çok bilimsel çalışma yapılmaya başlanmıştır. İşte bu çalışmalardan biri olan bu eserde, haksızlık şekli olarak görülen taksirin kusur yönü de bulunduğundan "çifte özen çerçevesinde taksirli suçtan doğan ceza sorumluluğu" başlığı altında, taksirli suçun haksızlığı oluşturan unsurları ve kusur yönü ele alınmaktadır. Alman hukukuyla karşılaştırmalı bir incelemenin yapıldığı bu eserde, taksirli suç kapsamındaki konulara ilişkin teorik bilgilerin yanı sıra Alman mahkeme kararlarından da yararlanılmakta ve Yargıtay kararları üzerine değerlendirmelerde bulunulmaktadır. Böylelikle karşılaştırmalı hukuk çerçevesinde ulaşılan bazı sonuçların Türk uygulamasına katkı sağlaması umulmaktadır.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.