9786257097055
558879
https://www.hesapli24.com/cop-kamyonu-beyinler
Çöp Kamyonu Beyinler
10.55
"Derdi dünya olanın, dünya kadar derdi olur!" -Yunus Emre-
"Bardağı taşıran son damla" neden bu kadar önemlidir, hiç düşündünüz mü? Ya da onu bu denli
"etken" ve de önemli kılan nedir? Aslında o damla, gücünü, ondan önceki tüm damlalardan alır.
Çünkü ondan önce bardağı ağzına kadar dolduran, önce birikmiş olanlardır ve son olarak tek bir
damla, artık bardağı taşıracak noktaya gelmiştir.
Hayatlarımızda da durum bundan farklı değildir! Kabımızı o kadar çok gerekli-gereksiz şeylerle
doldururuz ki, nihayetinde, en küçük ve hatta önemsiz bir konu bile, bir taşkınlığa ya da bir
patlamaya veya ani bir tükenişe neden olabilmektedir. Ve işin en garip tarafı da, bunu "bilmeden"
ama sürekli yaparız kendimize! Bilmeden ve fakat acımadan tüketiriz kendimizi. Olur olmaz her şeyle
meşgul ederiz şu güzelim beynimizi. İçine ne bulursak attığımız bir çöp kutusu gibi, adeta bir çöp
yığınına çeviririz zihnimizi. Peki ya sürekli çer çöplerle doldurduğumuz ve olur olmaz, önemli önemsiz
her konuyla ve her şeyle, hatta ilgili ilgisiz herkesle meşgul ettiğimiz o güzelim enerjisini böylelikle
tükettiğimiz beynimizin, sağlıklı, dengeli, mutlu ve de huzurlu bir yaşam inşa etmesini bekleyebilir
miyiz? Beklesek bile, sizce, bir tarlaya arpa tohumu ekip de buğday hasadı elde etmeye benzemez mi bu durum? Koca bir ironi yani... Ve boşa geçen zaman... Koca bir kayıp ömür... Hiç yaşanmamış
gibi... Ya da... Ya da bu durumu "şimdi" tam tersine çevirebiliriz... Nasıl mı? İşte onu anlattık... Amaç
sadece bu...
"Derdi dünya olanın, dünya kadar derdi olur!" -Yunus Emre-
"Bardağı taşıran son damla" neden bu kadar önemlidir, hiç düşündünüz mü? Ya da onu bu denli
"etken" ve de önemli kılan nedir? Aslında o damla, gücünü, ondan önceki tüm damlalardan alır.
Çünkü ondan önce bardağı ağzına kadar dolduran, önce birikmiş olanlardır ve son olarak tek bir
damla, artık bardağı taşıracak noktaya gelmiştir.
Hayatlarımızda da durum bundan farklı değildir! Kabımızı o kadar çok gerekli-gereksiz şeylerle
doldururuz ki, nihayetinde, en küçük ve hatta önemsiz bir konu bile, bir taşkınlığa ya da bir
patlamaya veya ani bir tükenişe neden olabilmektedir. Ve işin en garip tarafı da, bunu "bilmeden"
ama sürekli yaparız kendimize! Bilmeden ve fakat acımadan tüketiriz kendimizi. Olur olmaz her şeyle
meşgul ederiz şu güzelim beynimizi. İçine ne bulursak attığımız bir çöp kutusu gibi, adeta bir çöp
yığınına çeviririz zihnimizi. Peki ya sürekli çer çöplerle doldurduğumuz ve olur olmaz, önemli önemsiz
her konuyla ve her şeyle, hatta ilgili ilgisiz herkesle meşgul ettiğimiz o güzelim enerjisini böylelikle
tükettiğimiz beynimizin, sağlıklı, dengeli, mutlu ve de huzurlu bir yaşam inşa etmesini bekleyebilir
miyiz? Beklesek bile, sizce, bir tarlaya arpa tohumu ekip de buğday hasadı elde etmeye benzemez mi bu durum? Koca bir ironi yani... Ve boşa geçen zaman... Koca bir kayıp ömür... Hiç yaşanmamış
gibi... Ya da... Ya da bu durumu "şimdi" tam tersine çevirebiliriz... Nasıl mı? İşte onu anlattık... Amaç
sadece bu...
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.