9789756743560
657195
https://www.hesapli24.com/davud-el-kayseri-hayati-eserleri-ve-dusuncesi
Dâvûd El-kayserî; Hayatı, Eserleri ve Düşüncesi
8.07
Dâvûd el-Kayserî, hem genel anlamda Türk düşünce tarihinin,
hem de özel anlamda Osmanlı Devletinin kuruluş
devri düşünce tarihinin en önemli simalarından birisidir. Düşünce
tarihimizin geleneksel ilimler sınıflamasının tabirlerini
kullanarak ifâde edecek olursak Dâvûd el-Kayserî hem dinî
hem de aklî ilimlerde derin bir vukufiyete sahip bir düşünürdür.
Genel olarak vahdet-i vücûdçu tasavvuf anlayışına bağlılığından
dolayı bir mutasavvıf olarak görülür ise de o aynı zamanda
büyük bir filozoftur. Bugün biz onu sûfî filozof olarak
nitelersek, bu daha doğru bir niteleme olur.
Dâvûd el-Kayserînin tarihin sayfalarında unutulmuş
bir düşünür olduğu söylenemez; o kendi zamanından itibaren
dar bir çevrede de olsa her zaman gündemde olmuştur;
özellikle vahdet-i vücûd düşüncesi ve İbnül-Arâbi ile
ilgilenenler aynı zamanda onunla da ilgilenmişlerdir. Türk
düşünürlerden başka ileride de anlatacağımız gibi İranlı ve
Arap düşünürlerine de etkisi olan Dâvûd el-Kayserî, özellikle
kendine özgün tasavvufî ve felsefî kavramlarla ve düDâvûd
el-Kayserî
10 11
şünceleriyle gerçekten üzerinde durulması gereken bir düşünürümüzdür.
Dâvûd el-Kayserî, geçmişte ve günümüzde onu vahdet-i
vücûd düşüncesini anlamak için sınırlı bir açıdan ve özellikle
Fusûs şerhi eseri ile okuyup değerlendirdiklerinden tam bir
değerlendirilmeye tâbi tutulamamıştır. Herkes onu genelde
İbnül-Arabîyi anlamak için okuduğundan, onu sadece vahdet-i
vücûdu sistemli bir şekilde anlatan düşünür olarak görmüştür.
Oysa hemen hiç okunmadığını sandığımız özgün eserleri,
hatta şerh türü eserlerinde var olan fakat pek fazla bilinmeyen
düşünceleriyle Dâvûd el-Kayserî, İbnül-Arabîden daha özgün
ve önemli bir düşünürdür. Biz burada onu tanıtırken, özellikle
daha çok bu yönüne ağırlık vermeye çalışacağız.
Dâvûd el-Kayserî, hem genel anlamda Türk düşünce tarihinin,
hem de özel anlamda Osmanlı Devletinin kuruluş
devri düşünce tarihinin en önemli simalarından birisidir. Düşünce
tarihimizin geleneksel ilimler sınıflamasının tabirlerini
kullanarak ifâde edecek olursak Dâvûd el-Kayserî hem dinî
hem de aklî ilimlerde derin bir vukufiyete sahip bir düşünürdür.
Genel olarak vahdet-i vücûdçu tasavvuf anlayışına bağlılığından
dolayı bir mutasavvıf olarak görülür ise de o aynı zamanda
büyük bir filozoftur. Bugün biz onu sûfî filozof olarak
nitelersek, bu daha doğru bir niteleme olur.
Dâvûd el-Kayserînin tarihin sayfalarında unutulmuş
bir düşünür olduğu söylenemez; o kendi zamanından itibaren
dar bir çevrede de olsa her zaman gündemde olmuştur;
özellikle vahdet-i vücûd düşüncesi ve İbnül-Arâbi ile
ilgilenenler aynı zamanda onunla da ilgilenmişlerdir. Türk
düşünürlerden başka ileride de anlatacağımız gibi İranlı ve
Arap düşünürlerine de etkisi olan Dâvûd el-Kayserî, özellikle
kendine özgün tasavvufî ve felsefî kavramlarla ve düDâvûd
el-Kayserî
10 11
şünceleriyle gerçekten üzerinde durulması gereken bir düşünürümüzdür.
Dâvûd el-Kayserî, geçmişte ve günümüzde onu vahdet-i
vücûd düşüncesini anlamak için sınırlı bir açıdan ve özellikle
Fusûs şerhi eseri ile okuyup değerlendirdiklerinden tam bir
değerlendirilmeye tâbi tutulamamıştır. Herkes onu genelde
İbnül-Arabîyi anlamak için okuduğundan, onu sadece vahdet-i
vücûdu sistemli bir şekilde anlatan düşünür olarak görmüştür.
Oysa hemen hiç okunmadığını sandığımız özgün eserleri,
hatta şerh türü eserlerinde var olan fakat pek fazla bilinmeyen
düşünceleriyle Dâvûd el-Kayserî, İbnül-Arabîden daha özgün
ve önemli bir düşünürdür. Biz burada onu tanıtırken, özellikle
daha çok bu yönüne ağırlık vermeye çalışacağız.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.