9786050208283
573598
https://www.hesapli24.com/deliler-arasinda-akilli-olmak-akil-hastaligi-nedir-ne-degildir
Deliler Arasında Akıllı Olmak; Akıl Hastalığı Nedir, Ne Değildir? Akıl Hastalığı Nedir, Ne Değildir?
14.68
"Rosenhan, psikiyatrik tanılar koymadaki yöntemlerimizin ve bilgi birikimimizin ne kadar zayıf ve hataya
açık olduğunu çok çarpıcı ve etkili biçimde ortaya koyuyor."
—Jeffrey A. Lieberman
1973'te psikolog David Rosenhan "normal" insanların "deli" taklidi yaparak akıl hastanelerine girip
giremeyeceğini, girseler bile kendilerine nasıl bir tanı konulacağını araştırmak üzere bir deneye girişti.
Rosenhan ve yedi sahte hasta, sahte kimlikler ve sahte hastalıklarla çeşitli akıl hastanelerine girdiler.
Acaba doktorlar, sağlıklı insanlara "akıl hastası" teşhisi koyacak kadar yetersiz miydiler? Ya akıl sağlığı
sistemi, hastalara nasıl bir ortam ve tedavi imkânı sunuyordu?
Araştırmanın sonuçları kısa bir zaman içinde psikiyatrinin seyrini değiştirdi. Psikiyatrlar "kendilerine
göre" tanı koymayı bırakıp bir akıl hastalıkları rehberi olan DSM'yi geliştirerek "bilimsel kriterlere göre"
tanı koymaya yöneldiler. Fakat önemli bir sorun vardı: Rosenhan'ın bütün verileri gerçekten doğru
muydu?
Nörolojik bir hastalığı varken yanlışlıkla psikiyatri servisine sevk edilen ve bu iki alan arasındaki
belirsizliğin kurbanı olmanın eşiğinden dönen araştırmacı-gazeteci Susannah Cahalan, kendi öyküsüyle
ilişkilendirdiği Rosenhan'ın peşinden giderek psikiyatrinin en derinlerine iniyor, akıl sağlığı sisteminden
ilaç sanayisine, o zamandan bugüne dek yaşananları gün yüzüne çıkarıyor.
"Rosenhan, psikiyatrik tanılar koymadaki yöntemlerimizin ve bilgi birikimimizin ne kadar zayıf ve hataya
açık olduğunu çok çarpıcı ve etkili biçimde ortaya koyuyor."
—Jeffrey A. Lieberman
1973'te psikolog David Rosenhan "normal" insanların "deli" taklidi yaparak akıl hastanelerine girip
giremeyeceğini, girseler bile kendilerine nasıl bir tanı konulacağını araştırmak üzere bir deneye girişti.
Rosenhan ve yedi sahte hasta, sahte kimlikler ve sahte hastalıklarla çeşitli akıl hastanelerine girdiler.
Acaba doktorlar, sağlıklı insanlara "akıl hastası" teşhisi koyacak kadar yetersiz miydiler? Ya akıl sağlığı
sistemi, hastalara nasıl bir ortam ve tedavi imkânı sunuyordu?
Araştırmanın sonuçları kısa bir zaman içinde psikiyatrinin seyrini değiştirdi. Psikiyatrlar "kendilerine
göre" tanı koymayı bırakıp bir akıl hastalıkları rehberi olan DSM'yi geliştirerek "bilimsel kriterlere göre"
tanı koymaya yöneldiler. Fakat önemli bir sorun vardı: Rosenhan'ın bütün verileri gerçekten doğru
muydu?
Nörolojik bir hastalığı varken yanlışlıkla psikiyatri servisine sevk edilen ve bu iki alan arasındaki
belirsizliğin kurbanı olmanın eşiğinden dönen araştırmacı-gazeteci Susannah Cahalan, kendi öyküsüyle
ilişkilendirdiği Rosenhan'ın peşinden giderek psikiyatrinin en derinlerine iniyor, akıl sağlığı sisteminden
ilaç sanayisine, o zamandan bugüne dek yaşananları gün yüzüne çıkarıyor.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.