9786256132061
833036
https://www.hesapli24.com/devletlerimiz-rustemiler
Devletlerimiz - Rüstemiler
9.21
İslam tarihinin erken döneminde ortaya çıkıp değişik fırkalarıyla İslam dünyasının birçok yerine yayılan, dinî düşüncelerini genellikle sertlik eğilimi içinde nassların zahirine dayandıran ve daha çok isyanlarıyla gündeme gelen Hâricîler, İslâm'ın temel inançlarının bazılarında diğer Müslümanlardan farklı görüşlere sahip bağımsız topluluklardı. Kendi aralarında çeşitli fırkalara ayrılan, birlik ve beraberlikten yoksun bu mezhep mensuplarının ileride bir devlet kurabileceği zor görünüyordu. Bütün bu olumsuzluklara rağmen Hâricîler, Abbâsîlerin kuruluş yıllarında Berberî kabilelerden gördükleri büyük destekle Kuzey Afrika'da iki devlet kurabilmeyi başarabilmişlerdi. Hâricî-Sufrîler Uzak Mağrib'deki Sicilmâse'de Midrârîler Devleti'ni (140/757); Hâricî-İbâdîler ise Orta Mağrib'deki Tahert'te Rüstemîler Devleti'ni kurmaya muvaffak olmuşlardı (160/777). Her iki Hâricî devletin de Kuzey Afrika'da kurulması, Berberîler'in kendilerine öncelikle İslam'ın eşitlik ve kardeşlik prensibini sunan Hâricîlik mezhebini kısa zamanda benimsemeleri ve böylece bu mezhebin inanışlarını kabule hazır oluşlarından kaynaklanmıştı. Abdurrahman b. Rüstem önderliğinde, yeni kurdukları Tahert şehrini merkez edinerek Rüstemîler Devleti'ni büyük zorluklarla kurabilmeyi başaran İbâdîler, Hâricîliğin en ılımlı ve günümüze ulaşan tek koludur. İbâdîler, tarihte kurmuş oldukları bu ilk devletlerinde, özellikle imâmete dair düşüncelerini pratiğe geçirmeye çalışmışlardır. Hâricîler'in yönetim anlayışı ve imâmet nazariyelerini uygulamaları açısından Rüstemîler Devleti iyi bir örnek teşkil etmektedir. İbâdî düşünce esaslarına göre yönetilen ve Şiî-Fatımîler tarafından ortadan kaldırılan bu devletin özellikle İslam coğrafyasının Kuzey Afrika bölgesi için önemi büyüktür. Kitapta Hâricîlik mezhebinin düşünce tarihindeki farklı bilgi ve uygulamalarına ulaşmak mümkündür.
İslam tarihinin erken döneminde ortaya çıkıp değişik fırkalarıyla İslam dünyasının birçok yerine yayılan, dinî düşüncelerini genellikle sertlik eğilimi içinde nassların zahirine dayandıran ve daha çok isyanlarıyla gündeme gelen Hâricîler, İslâm'ın temel inançlarının bazılarında diğer Müslümanlardan farklı görüşlere sahip bağımsız topluluklardı. Kendi aralarında çeşitli fırkalara ayrılan, birlik ve beraberlikten yoksun bu mezhep mensuplarının ileride bir devlet kurabileceği zor görünüyordu. Bütün bu olumsuzluklara rağmen Hâricîler, Abbâsîlerin kuruluş yıllarında Berberî kabilelerden gördükleri büyük destekle Kuzey Afrika'da iki devlet kurabilmeyi başarabilmişlerdi. Hâricî-Sufrîler Uzak Mağrib'deki Sicilmâse'de Midrârîler Devleti'ni (140/757); Hâricî-İbâdîler ise Orta Mağrib'deki Tahert'te Rüstemîler Devleti'ni kurmaya muvaffak olmuşlardı (160/777). Her iki Hâricî devletin de Kuzey Afrika'da kurulması, Berberîler'in kendilerine öncelikle İslam'ın eşitlik ve kardeşlik prensibini sunan Hâricîlik mezhebini kısa zamanda benimsemeleri ve böylece bu mezhebin inanışlarını kabule hazır oluşlarından kaynaklanmıştı. Abdurrahman b. Rüstem önderliğinde, yeni kurdukları Tahert şehrini merkez edinerek Rüstemîler Devleti'ni büyük zorluklarla kurabilmeyi başaran İbâdîler, Hâricîliğin en ılımlı ve günümüze ulaşan tek koludur. İbâdîler, tarihte kurmuş oldukları bu ilk devletlerinde, özellikle imâmete dair düşüncelerini pratiğe geçirmeye çalışmışlardır. Hâricîler'in yönetim anlayışı ve imâmet nazariyelerini uygulamaları açısından Rüstemîler Devleti iyi bir örnek teşkil etmektedir. İbâdî düşünce esaslarına göre yönetilen ve Şiî-Fatımîler tarafından ortadan kaldırılan bu devletin özellikle İslam coğrafyasının Kuzey Afrika bölgesi için önemi büyüktür. Kitapta Hâricîlik mezhebinin düşünce tarihindeki farklı bilgi ve uygulamalarına ulaşmak mümkündür.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.