9786053061793
483021
https://www.hesapli24.com/devrimin-aska-kalani
Devrim'in Aşk'a Kalanı
9.47
Bir yaz akşamının serinkanlılığıyla gelen havayı bir kaplumbağa sürüsünün yavaş adımları gibi içime çekiyordum. Ve birden aklıma, bugünün tarihi geldi: 20 Temmuz.
Her şey o günden sonra başlamıştı.
Çiçekler birbirini kıskanıp tebessümle açtı ve o güzelim kokularını Paris'in sokaklarına yaydı.
Sokağa çıktığımda, siyah beyaz insanlar ortalığı farklı konuma dönüştürmüştü. Kendi nefes alışverişimi duyabileceğim ve kokusu bile insanı çekmeye yarayan Seine Irmağı'na gitmiştim.
O gün herkesi aklımın ucundan atmış, sadece bugünün farklılığını düşünüyordum. Karanlığın sesini duyarak ırmağın içine girdim. Seine Irmağı'nın kenarına oturdum. Yirmi beş dakika sadece su seslerini içime çektim. Ben de duygularımla akıyordum dünyaya... Arkamdan garip sesler gelmeye başlamıştı. İki adam birbirine hakaret ediyor ve birbirlerini itip kakıyorlardı. İçkiyi fazla kaçırdıkları gayet belli oluyordu! Beş yaşındaki çocuklardan farksız iki adam. Akşam geç bir saat olduğundan yüzlerini pek iyi göremiyordum...
Bana sataşmaya başlamışlardı, biri hakaret ediyor diğeri ise gülüyordu.
Bir yaz akşamının serinkanlılığıyla gelen havayı bir kaplumbağa sürüsünün yavaş adımları gibi içime çekiyordum. Ve birden aklıma, bugünün tarihi geldi: 20 Temmuz.
Her şey o günden sonra başlamıştı.
Çiçekler birbirini kıskanıp tebessümle açtı ve o güzelim kokularını Paris'in sokaklarına yaydı.
Sokağa çıktığımda, siyah beyaz insanlar ortalığı farklı konuma dönüştürmüştü. Kendi nefes alışverişimi duyabileceğim ve kokusu bile insanı çekmeye yarayan Seine Irmağı'na gitmiştim.
O gün herkesi aklımın ucundan atmış, sadece bugünün farklılığını düşünüyordum. Karanlığın sesini duyarak ırmağın içine girdim. Seine Irmağı'nın kenarına oturdum. Yirmi beş dakika sadece su seslerini içime çektim. Ben de duygularımla akıyordum dünyaya... Arkamdan garip sesler gelmeye başlamıştı. İki adam birbirine hakaret ediyor ve birbirlerini itip kakıyorlardı. İçkiyi fazla kaçırdıkları gayet belli oluyordu! Beş yaşındaki çocuklardan farksız iki adam. Akşam geç bir saat olduğundan yüzlerini pek iyi göremiyordum...
Bana sataşmaya başlamışlardı, biri hakaret ediyor diğeri ise gülüyordu.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.