Dilbilimsel Çeviri Kuramı; Rusça - Türkçe Çeviri Sorunları ve Stratejileri Rusça - Türkçe Çeviri Sorunları ve Stratejileri

Stok Kodu:
9786257938136
Boyut:
135-210-0
Sayfa Sayısı:
526
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2020-03-12
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
16,53
9786257938136
548257
Dilbilimsel Çeviri Kuramı; Rusça - Türkçe Çeviri Sorunları ve Stratejileri
Dilbilimsel Çeviri Kuramı; Rusça - Türkçe Çeviri Sorunları ve Stratejileri Rusça - Türkçe Çeviri Sorunları ve Stratejileri
16.53
Günümüzde Türkiye ile Rusya arasındaki diplomasi, ekonomi, ticaret, kültür, bilim ve diğer alanlardaki ilişkilerin tarihi zirveye çıktığını gözlemleyebiliriz. Son yıllarda iki ülke arasındaki tanık olduğumuz yakınlaşmanın sağlam bir temele oturtulması için iki dili ve kültürü bilen uzmanlara gereksinim gün geçtikçe artmaktadır. Yeraltı zenginlikleri, su kaynakları, doğası, iklimi ile benzersiz olan Avrasya'da bulunan Türkiye ile Rusya arasındaki ortak kültürel mirasın incelenmesi ve sonraki nesillere aktarılmak üzere korunması, iki ülke arasındaki çalkantılı ilişkilerin tarihsel gelişiminin araştırılması, iki kültür arasındaki coğrafyanın ve ortak tarihin şekillendirdiği benzerliklerin ve kültürel zenginlik oluşturan farklılıkların tespit edilmesi bu iki dili, kültürü, coğrafyayı ve tarihi bilen uzmanlar olmadan düşünülemez. Rusça ve Türkçe bilen, iki ülkenin gündemini takip edip en küçük ayrıntıları fark ederek yorum ve analiz yapabilen, nükleer enerjiden uzay bilimlerine kadar farklı alanlarda ve ortak projelerde çalışabilecek dil uzmanlarının yetiştirilmesi, günümüzde oluşmaya başlayan çok kutuplu dünyada uzun vadeli milli stratejilerin geliştirilmesi için ayrı bir önem taşımaktadır. Farklı alanlarda çalışabilecek uzman çevirmen yetiştirme süreci kurumsal altyapının, yöntem (ler)in ve materyalin varolmasını öngörmektedir. Türkiye'de Rusça-Türkçe dil çifti ile çalışacak uzmanları yetiştiren uzun geçmişi olan ve kendini kanıtlamış eğitim kurumları vardır. Bunun yanı sıra her yıl bu iki dilin öğretildiği yeni filoloji bölümleri ya da mütercim-tercümanlık bölümleri açılmaktadır. İki dilin öğretildiği kurumsal altyapıda sorun yokken, yöntem ve materyal sorunsalı ortaya çıkmış durumdadır. Bu durum sadece Rusça-Türkçe dil çifti için değil, diğer diller için de geçerlidir. Türkiye'de ilk mütercim-tercümanlık bölümlerinin Hacettepe Üniversitesi ve Boğaziçi Üniversitesinde 1980'li yılların başında açılmasından itibaren çeviri eğitimi alanında yayımlanmış çalışmaları incelediğimizde çalışmaların büyük bir kısmında Avrupa ve ABD'de geliştirilen ‘çeviribilim' anlayışının hakim olduğunu, son yıllardaki nadir istisnalar hariç söz konusu çalışmalarda salt kuram(lar) tanıtımının yapılıp uygulamalara yer verilmediğini görebiliriz. Bu durum bazı Türk araştırmacılar tarafından (Kahramantürk, 2008; Alp, 2010) dile getirilse de halihazırda çeviri kuramının tanımlanması, çeviri kuramının uygulamalarla ilişkilendirilmesi, farklı dil çiftlerindeki çeviri sorunlarının tespit edilmesi ve sınıflandırılması, çeviri yöntemleri/stratejileri/tekniklerinin sınıflandırılması ve betimlenmesi alanlarında doldurulması gereken boşluklar söz konusudur.
Günümüzde Türkiye ile Rusya arasındaki diplomasi, ekonomi, ticaret, kültür, bilim ve diğer alanlardaki ilişkilerin tarihi zirveye çıktığını gözlemleyebiliriz. Son yıllarda iki ülke arasındaki tanık olduğumuz yakınlaşmanın sağlam bir temele oturtulması için iki dili ve kültürü bilen uzmanlara gereksinim gün geçtikçe artmaktadır. Yeraltı zenginlikleri, su kaynakları, doğası, iklimi ile benzersiz olan Avrasya'da bulunan Türkiye ile Rusya arasındaki ortak kültürel mirasın incelenmesi ve sonraki nesillere aktarılmak üzere korunması, iki ülke arasındaki çalkantılı ilişkilerin tarihsel gelişiminin araştırılması, iki kültür arasındaki coğrafyanın ve ortak tarihin şekillendirdiği benzerliklerin ve kültürel zenginlik oluşturan farklılıkların tespit edilmesi bu iki dili, kültürü, coğrafyayı ve tarihi bilen uzmanlar olmadan düşünülemez. Rusça ve Türkçe bilen, iki ülkenin gündemini takip edip en küçük ayrıntıları fark ederek yorum ve analiz yapabilen, nükleer enerjiden uzay bilimlerine kadar farklı alanlarda ve ortak projelerde çalışabilecek dil uzmanlarının yetiştirilmesi, günümüzde oluşmaya başlayan çok kutuplu dünyada uzun vadeli milli stratejilerin geliştirilmesi için ayrı bir önem taşımaktadır. Farklı alanlarda çalışabilecek uzman çevirmen yetiştirme süreci kurumsal altyapının, yöntem (ler)in ve materyalin varolmasını öngörmektedir. Türkiye'de Rusça-Türkçe dil çifti ile çalışacak uzmanları yetiştiren uzun geçmişi olan ve kendini kanıtlamış eğitim kurumları vardır. Bunun yanı sıra her yıl bu iki dilin öğretildiği yeni filoloji bölümleri ya da mütercim-tercümanlık bölümleri açılmaktadır. İki dilin öğretildiği kurumsal altyapıda sorun yokken, yöntem ve materyal sorunsalı ortaya çıkmış durumdadır. Bu durum sadece Rusça-Türkçe dil çifti için değil, diğer diller için de geçerlidir. Türkiye'de ilk mütercim-tercümanlık bölümlerinin Hacettepe Üniversitesi ve Boğaziçi Üniversitesinde 1980'li yılların başında açılmasından itibaren çeviri eğitimi alanında yayımlanmış çalışmaları incelediğimizde çalışmaların büyük bir kısmında Avrupa ve ABD'de geliştirilen ‘çeviribilim' anlayışının hakim olduğunu, son yıllardaki nadir istisnalar hariç söz konusu çalışmalarda salt kuram(lar) tanıtımının yapılıp uygulamalara yer verilmediğini görebiliriz. Bu durum bazı Türk araştırmacılar tarafından (Kahramantürk, 2008; Alp, 2010) dile getirilse de halihazırda çeviri kuramının tanımlanması, çeviri kuramının uygulamalarla ilişkilendirilmesi, farklı dil çiftlerindeki çeviri sorunlarının tespit edilmesi ve sınıflandırılması, çeviri yöntemleri/stratejileri/tekniklerinin sınıflandırılması ve betimlenmesi alanlarında doldurulması gereken boşluklar söz konusudur.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat