9789750528682
548359
https://www.hesapli24.com/dugun-birahanesi
Düğün Birahanesi
9.52
Çorbacıdan çıktık. Geçtiğimiz her sokak tanıdıktı artık, insanlar
akrabamızdı. Döngüyü tamamladık sanmıştım,oysa tahminimden de
büyüktü döngü. İç içe geçmiş döngüler vardı içinde. Tamamladığımız
bunlardan biriydi sadece. Başımız daha çok dönecek, en iyi bildiğimizi
sandığımız sokaklardan geçerken. En yakınımızdakine dokunurken
şaşırıvereceğiz. Acemi bulacaklar bizi, tedirgin, kafası karışık, huysuz,
umutsuz.
Şu baş dönmesini anlatabilecek miyiz?
Behçet Çelik, Düğün Birahanesi'nde arkadaş olmanın, ferah anların,
durup sorguladığımız zamanların, ailenin, şehirlerin kuşatıcılığının
ve aşkların; etrafımızda dönüp duran, sıra kendilerine geldiğinde az
çok benzer biçimlerde hayatlarımızı yoklayan durumlar olduğunu
hatırlatırken, bazen göstermekte zorlandığımız, bazen de bile isteye
gizlediğimiz, fakat her zaman var olan farklı ve canlı renklerimize
dikkat çekiyor.
Tüm bunların yanında aklımıza birtakım sorular düşürmeyi de ihmal
etmiyor: Biz kimiz? Onlar kim? Karşı karşıya mı, yoksa yan yana
mıyız? Parça mıyız, bütün müyüz? "Hayatları" diye bir kelime var mı,
yoksa hemen "hayatlarımız" ya da "hayat" diye düzeltmeli miyiz?
Parmağımızı aynanın karşısına geçip kendimize mi sallamalıyız?
Abartısız, yalın bir dille anlatılmış, ayrıntılardaki saklı ritimleri duyuran
öyküler.
Çorbacıdan çıktık. Geçtiğimiz her sokak tanıdıktı artık, insanlar
akrabamızdı. Döngüyü tamamladık sanmıştım,oysa tahminimden de
büyüktü döngü. İç içe geçmiş döngüler vardı içinde. Tamamladığımız
bunlardan biriydi sadece. Başımız daha çok dönecek, en iyi bildiğimizi
sandığımız sokaklardan geçerken. En yakınımızdakine dokunurken
şaşırıvereceğiz. Acemi bulacaklar bizi, tedirgin, kafası karışık, huysuz,
umutsuz.
Şu baş dönmesini anlatabilecek miyiz?
Behçet Çelik, Düğün Birahanesi'nde arkadaş olmanın, ferah anların,
durup sorguladığımız zamanların, ailenin, şehirlerin kuşatıcılığının
ve aşkların; etrafımızda dönüp duran, sıra kendilerine geldiğinde az
çok benzer biçimlerde hayatlarımızı yoklayan durumlar olduğunu
hatırlatırken, bazen göstermekte zorlandığımız, bazen de bile isteye
gizlediğimiz, fakat her zaman var olan farklı ve canlı renklerimize
dikkat çekiyor.
Tüm bunların yanında aklımıza birtakım sorular düşürmeyi de ihmal
etmiyor: Biz kimiz? Onlar kim? Karşı karşıya mı, yoksa yan yana
mıyız? Parça mıyız, bütün müyüz? "Hayatları" diye bir kelime var mı,
yoksa hemen "hayatlarımız" ya da "hayat" diye düzeltmeli miyiz?
Parmağımızı aynanın karşısına geçip kendimize mi sallamalıyız?
Abartısız, yalın bir dille anlatılmış, ayrıntılardaki saklı ritimleri duyuran
öyküler.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.