Düş Değil

Stok Kodu:
9786052222584
Boyut:
135-210-0
Sayfa Sayısı:
76
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2021-09-28
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
Dili:
Türkçe
8,00
9786052222584
609936
Düş Değil
Düş Değil
8.00
Taksim Meydanı'nda imza masasının ziyaretçisi bir tartıcı çocuk, plazalarla çevrili yaşamla uyumsuz bir beyaz yakalı, sepetinde kalanları eylemcilere veren bir limon satıcısı, mücadelenin estetiğinin arayışında birbirlerine sevdalarını keşfeden iki genç insan, Ankara sokaklarında pişmanlığın esiri olmak yerine umudu kovalayan bir doktor… Düş Değil… Gündelik sıradan hayatın da, büyük eylem günlerinin de içindeki, yanımızdan geçip giden insanların öyküleri… “Yukarı yürüdü. Kaldırımlarda baharın ha bitti ha bitecek, yazın ise eli kulağında kokusunu bir müjde gibi sunan ağaçlara baktı. Derin derin çekti içine bu taze havayı. Çocuklar okullarından çıkmış, kahkahalarla şakalaşarak yürüyordu. Ballıbaba'nın köşesindeki çiçekçinin önünde kediler oynaşıyordu. Berber Ali'nin iki koltuğu yine doluydu. Yaşı ilerlemiş olanlar balkonlarda ya da bina önlerindeki küçük bahçelerde ılık akşam güneşi ile kemiklerini ısıtıyor, işlerinden dönenlerin yolunu gözlüyorlardı. Semt kreşinden çıkan çocuklar anne babalarının ellerinden tutmuş, “uçtu-uçtu”ya başlamışlardı bile.”
Taksim Meydanı'nda imza masasının ziyaretçisi bir tartıcı çocuk, plazalarla çevrili yaşamla uyumsuz bir beyaz yakalı, sepetinde kalanları eylemcilere veren bir limon satıcısı, mücadelenin estetiğinin arayışında birbirlerine sevdalarını keşfeden iki genç insan, Ankara sokaklarında pişmanlığın esiri olmak yerine umudu kovalayan bir doktor… Düş Değil… Gündelik sıradan hayatın da, büyük eylem günlerinin de içindeki, yanımızdan geçip giden insanların öyküleri… “Yukarı yürüdü. Kaldırımlarda baharın ha bitti ha bitecek, yazın ise eli kulağında kokusunu bir müjde gibi sunan ağaçlara baktı. Derin derin çekti içine bu taze havayı. Çocuklar okullarından çıkmış, kahkahalarla şakalaşarak yürüyordu. Ballıbaba'nın köşesindeki çiçekçinin önünde kediler oynaşıyordu. Berber Ali'nin iki koltuğu yine doluydu. Yaşı ilerlemiş olanlar balkonlarda ya da bina önlerindeki küçük bahçelerde ılık akşam güneşi ile kemiklerini ısıtıyor, işlerinden dönenlerin yolunu gözlüyorlardı. Semt kreşinden çıkan çocuklar anne babalarının ellerinden tutmuş, “uçtu-uçtu”ya başlamışlardı bile.”
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat