9786258038996
733509
https://www.hesapli24.com/dworkinin-yorum-teorisi-ve-hukum-kurmadaki-onemi
Dworkin'in Yorum Teorisi ve Hüküm Kurmadaki Önemi
13.85
Yorum kavramı, toplumsal hayatta herkes tarafından sıkça kullanılan bir kavram olmasına rağmen, hukuk alanında üzerinde yeterince düşünülen bir kavram olmamış, kuralları ve sınırları ortaya konulmamış ayrıca benzer kavramlardan farkına da yeterince yer verilmemiş bir kavram olarak varlığını sürdürmüştür. Üzerinde düşünülecek olursa hukuk kurallarının somut olaya uygulanması sırasında daima yorum yapılmaktadır. Ancak, çoğu zaman yorumcu bu durumun farkında olmamakta ve hukuk kurallarının lafzından hareketle hüküm kurarak ilgili hükmü somut olaya doğrudan uygulamaktadır. Yine çoğu zaman bu bakış açısıyla, yoruma ihtiyaç dahi duyulmadığı savunulmaktadır. Belirtilen bu bakış açısı pek de makul görünmemektedir. Hukuk kuralları hakimin somut olaya bakıp soyut hukuk kurallarını doğrudan uygulayabileceği bir düzen öngörmemektedir. Bu nedenle, “Hukuk kuralı açıktır, yorumlanmaya ihtiyaç yoktur.” şeklindeki önermeler artık geçerliliğini kaybetmiştir. Hayatın sürekli bir değişim içerisinde olması ve kanun koyucunun her hükmü a'dan z'ye düzenlemesinin de mümkün olmaması gibi sebeplerle “yorum kaçınılmaz” olmuştur. Ancak Yorum Nedir? Sınırları Nelerdir? Nasıl Yapılmalıdır? şeklindeki sorular ülkemizde pek de üzerinde düşünülen meseleler olmamış ve bu mesele üzerinde düşünenler de “Hukuku felsefeyle sulandırmayın!” cevabına muhatap olmuşlardır. Oysa ki, dünyada yapı- lan birçok çalışma hukukun felsefeden bağımsız olamayacağını göstermiş ve felsefenin hukuka olan katkısını gözler önüne sermiştir. Bu çalışma ile ulaşmak istediğimiz amaç, hakimin hukuk kuralını somut olaya uygulamada bir makine gibi mekanik bir konumda olmadığı, her somut olayda hukuk kuralının nasıl tezahür etmesi gerektiğini, kanun koyucunun koyduğu sınırlar içerisinde, bilimsel akıl yürütme ve mantık kuralları doğrultusunda düşünerek ortaya koyması gerekliliğine vurgu yapmaktır.
Yorum kavramı, toplumsal hayatta herkes tarafından sıkça kullanılan bir kavram olmasına rağmen, hukuk alanında üzerinde yeterince düşünülen bir kavram olmamış, kuralları ve sınırları ortaya konulmamış ayrıca benzer kavramlardan farkına da yeterince yer verilmemiş bir kavram olarak varlığını sürdürmüştür. Üzerinde düşünülecek olursa hukuk kurallarının somut olaya uygulanması sırasında daima yorum yapılmaktadır. Ancak, çoğu zaman yorumcu bu durumun farkında olmamakta ve hukuk kurallarının lafzından hareketle hüküm kurarak ilgili hükmü somut olaya doğrudan uygulamaktadır. Yine çoğu zaman bu bakış açısıyla, yoruma ihtiyaç dahi duyulmadığı savunulmaktadır. Belirtilen bu bakış açısı pek de makul görünmemektedir. Hukuk kuralları hakimin somut olaya bakıp soyut hukuk kurallarını doğrudan uygulayabileceği bir düzen öngörmemektedir. Bu nedenle, “Hukuk kuralı açıktır, yorumlanmaya ihtiyaç yoktur.” şeklindeki önermeler artık geçerliliğini kaybetmiştir. Hayatın sürekli bir değişim içerisinde olması ve kanun koyucunun her hükmü a'dan z'ye düzenlemesinin de mümkün olmaması gibi sebeplerle “yorum kaçınılmaz” olmuştur. Ancak Yorum Nedir? Sınırları Nelerdir? Nasıl Yapılmalıdır? şeklindeki sorular ülkemizde pek de üzerinde düşünülen meseleler olmamış ve bu mesele üzerinde düşünenler de “Hukuku felsefeyle sulandırmayın!” cevabına muhatap olmuşlardır. Oysa ki, dünyada yapı- lan birçok çalışma hukukun felsefeden bağımsız olamayacağını göstermiş ve felsefenin hukuka olan katkısını gözler önüne sermiştir. Bu çalışma ile ulaşmak istediğimiz amaç, hakimin hukuk kuralını somut olaya uygulamada bir makine gibi mekanik bir konumda olmadığı, her somut olayda hukuk kuralının nasıl tezahür etmesi gerektiğini, kanun koyucunun koyduğu sınırlar içerisinde, bilimsel akıl yürütme ve mantık kuralları doğrultusunda düşünerek ortaya koyması gerekliliğine vurgu yapmaktır.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.