9786057846945
533196
https://www.hesapli24.com/egitim-felsefesi-bir-giris-denemesi
Eğitim Felsefesi; Bir Giriş Denemesi Bir Giriş Denemesi
10.65
İnsanlık tarihi, varlığın kendi idrakine ulaştığı zamanın adıdır. Bu ise göreceli olan bir anın içinde sürekli olanı yakalama ve kendini sonsuzluğa adama çabasıdır. Bu tarihin bir yönü düşüncenin şekillendirdiği ruh, diğer yönü ise aklın ve iradenin somutlaşmasına âdetâ beden kalıbına girmesine yardımcı olan eğitimdir. İnsan kendisine verilen zaman dilimi içerisinde mutluluk ve hakikate ulaşmak isterken bunları elde etmede üç temel disiplinden faydalanmıştır. Bunlar din, felsefe ve bilimdir. Dolayısıyla insana ait olan hiçbir faaliyet bu üç disiplinin dışında değildir. Bunlardan birincisi duyguya, ikincisi akla, üçüncüsü ise görmeye yani bedene aittir ve hiçbiri diğerinden ayrı düşünülemez. Her kim sadece birini temel alarak kendine bir dünya, bir zihniyet oluşturmak isterse bütünü yakalayamayacaktır. Çünkü varlık parçalardan meydana gelmiş bir bütündür.
XVIII. yy.dan beri Batı'dan naklettiğimiz teorilerle düşünce dünyamızı ve buna dayalı olarak eğitimimizi şekillendirmeye çalışıyoruz. Ancak kültürümüzün asli unsurlarını dikkate almadığımız için kendimize ait bir eğitim düşüncesi geliştiremediğimiz gerçeği ile karşı karşıyayız. Medeniyetleri meydana getiren kültürün asli unsurları gözden ırak tutulduğu için uzun zamandır "Nasıl bir insan yetiştirmek istiyoruz?" sorusuna anlamlı bir cevap bulunamamıştır.
Bu çalışma, ülkemizde klasikleşmiş eğitim felsefesi kitaplarında temas edilen konuları ele almakla birlikte eğitim felsefemiz açısından bütüncül bir anlayışı dile getirme gayreti içerisindedir. Bunun için tarih içerisinde Batı'da eğitim için etki gücü fazla olan filozofların düşüncelerine zaman zaman farklı bir gözle yaklaşırken aynı zamanda bizi biz yapan, asli unsurların oluşmasına neden olan Türk-İslam medeniyetinin gelişme sürecini ve buna katkı sağlayan bazı şahsiyetlerin konu ile ilgili düşüncelerine yer vermiştir. Ayrıca eğitimimizin düşünce boyutuna katkıda bulunan bazı çağdaş düşünürlerimiz de ele alınmıştır. Hasılı bu çalışma, hem eğitim ile ilgilenen öğretmen adaylarının hem de bu sahaya ilgi duyanların zihninde bir soru ortaya çıkarmak için kaleme alınmıştır.
İnsanlık tarihi, varlığın kendi idrakine ulaştığı zamanın adıdır. Bu ise göreceli olan bir anın içinde sürekli olanı yakalama ve kendini sonsuzluğa adama çabasıdır. Bu tarihin bir yönü düşüncenin şekillendirdiği ruh, diğer yönü ise aklın ve iradenin somutlaşmasına âdetâ beden kalıbına girmesine yardımcı olan eğitimdir. İnsan kendisine verilen zaman dilimi içerisinde mutluluk ve hakikate ulaşmak isterken bunları elde etmede üç temel disiplinden faydalanmıştır. Bunlar din, felsefe ve bilimdir. Dolayısıyla insana ait olan hiçbir faaliyet bu üç disiplinin dışında değildir. Bunlardan birincisi duyguya, ikincisi akla, üçüncüsü ise görmeye yani bedene aittir ve hiçbiri diğerinden ayrı düşünülemez. Her kim sadece birini temel alarak kendine bir dünya, bir zihniyet oluşturmak isterse bütünü yakalayamayacaktır. Çünkü varlık parçalardan meydana gelmiş bir bütündür.
XVIII. yy.dan beri Batı'dan naklettiğimiz teorilerle düşünce dünyamızı ve buna dayalı olarak eğitimimizi şekillendirmeye çalışıyoruz. Ancak kültürümüzün asli unsurlarını dikkate almadığımız için kendimize ait bir eğitim düşüncesi geliştiremediğimiz gerçeği ile karşı karşıyayız. Medeniyetleri meydana getiren kültürün asli unsurları gözden ırak tutulduğu için uzun zamandır "Nasıl bir insan yetiştirmek istiyoruz?" sorusuna anlamlı bir cevap bulunamamıştır.
Bu çalışma, ülkemizde klasikleşmiş eğitim felsefesi kitaplarında temas edilen konuları ele almakla birlikte eğitim felsefemiz açısından bütüncül bir anlayışı dile getirme gayreti içerisindedir. Bunun için tarih içerisinde Batı'da eğitim için etki gücü fazla olan filozofların düşüncelerine zaman zaman farklı bir gözle yaklaşırken aynı zamanda bizi biz yapan, asli unsurların oluşmasına neden olan Türk-İslam medeniyetinin gelişme sürecini ve buna katkı sağlayan bazı şahsiyetlerin konu ile ilgili düşüncelerine yer vermiştir. Ayrıca eğitimimizin düşünce boyutuna katkıda bulunan bazı çağdaş düşünürlerimiz de ele alınmıştır. Hasılı bu çalışma, hem eğitim ile ilgilenen öğretmen adaylarının hem de bu sahaya ilgi duyanların zihninde bir soru ortaya çıkarmak için kaleme alınmıştır.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.