9786057242600
798792
https://www.hesapli24.com/ehli-i-sunnet-ve-bid-atcilar-arasinda-telakki-ve-istidlal-naslari-degerlenrimede-usul-farkliliklar
Ehli-i Sünnet;ve Bid’atçılar Arasında Telakki Ve İstidlal (Nasları Değerlenrimede Usul Farklılıklar)
8.62
Allah'ın, bu ümmet üzerindeki en büyük ikramı, dinini en güzel şekilde kemale erdirmesi ve
tamamlamasıdır. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, ruhunu teslim etmeden önce yüklenmiş
olduğu risâleti tebliğ etmiş ve hücceti ikame etmiştir. İnsanların dinleriyle alakalı ihtiyaç duydukları
her şey Allah'ın Kitabı'nda ve Rasûlü'nün Sünnetinde eksiksiz bir şekilde bulunmaktadır. Böylelikle
bilinmiş oluyor ki dinde istidlâlin (delil getirmenin) asıl kaynağı Kur'ân ve Sünnettir. İnsanların bu
ikisine dayanan icma ve kıyas gibi kaynaklardan başkasına ihtiyacı yoktur.
Buradan anlaşılmaktadır ki kişinin yolunu aydınlatacak olan tek şey sahih delil/kaynaktır. O, insanın
doğru ve müstakim bir yolda ilerlemesini sağladığı gibi onu hevâlardan (arzu) ve saptırıcı fitnelerden
de korur.
Belki de fırkalaşmanın, bid'at ve hevâların zuhur etmesinin en bariz sebeplerinden biri de insanların
telakki (öğrenme) ve istidlâl (delil getirme) hususunda yalpalamalarıdır. Bu yalpalama, nice sapmaları
ve mefsedeti meydana getirmiştir.
İmam eş-Şâtıbî rahimehullah ne güzel söylemiş: “Sırat-ı Müstakimden sapan herkes, Kur'ân'ın
inceliklerini anlayamadığı için sapmıştır. Aksine hakka isabet edip doğruyu bulan herkes, Kur'ân'ın
inceliklerini anladığı oranda buna muvaffak olmuştur.”
İnanıyorum ki, bu konu için öne atılıp üzerinde durmaları, âlimlerin, ıslahçıların ve davetçilerin en
önemli vecibelerdendir...
Allah'ın, bu ümmet üzerindeki en büyük ikramı, dinini en güzel şekilde kemale erdirmesi ve
tamamlamasıdır. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, ruhunu teslim etmeden önce yüklenmiş
olduğu risâleti tebliğ etmiş ve hücceti ikame etmiştir. İnsanların dinleriyle alakalı ihtiyaç duydukları
her şey Allah'ın Kitabı'nda ve Rasûlü'nün Sünnetinde eksiksiz bir şekilde bulunmaktadır. Böylelikle
bilinmiş oluyor ki dinde istidlâlin (delil getirmenin) asıl kaynağı Kur'ân ve Sünnettir. İnsanların bu
ikisine dayanan icma ve kıyas gibi kaynaklardan başkasına ihtiyacı yoktur.
Buradan anlaşılmaktadır ki kişinin yolunu aydınlatacak olan tek şey sahih delil/kaynaktır. O, insanın
doğru ve müstakim bir yolda ilerlemesini sağladığı gibi onu hevâlardan (arzu) ve saptırıcı fitnelerden
de korur.
Belki de fırkalaşmanın, bid'at ve hevâların zuhur etmesinin en bariz sebeplerinden biri de insanların
telakki (öğrenme) ve istidlâl (delil getirme) hususunda yalpalamalarıdır. Bu yalpalama, nice sapmaları
ve mefsedeti meydana getirmiştir.
İmam eş-Şâtıbî rahimehullah ne güzel söylemiş: “Sırat-ı Müstakimden sapan herkes, Kur'ân'ın
inceliklerini anlayamadığı için sapmıştır. Aksine hakka isabet edip doğruyu bulan herkes, Kur'ân'ın
inceliklerini anladığı oranda buna muvaffak olmuştur.”
İnanıyorum ki, bu konu için öne atılıp üzerinde durmaları, âlimlerin, ıslahçıların ve davetçilerin en
önemli vecibelerdendir...
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.