9786258116748
782651
https://www.hesapli24.com/elimi-tut-ogretmenim
Elimi Tut Öğretmenim
13.31
Tanıtım Bilgileri:
...
İsmet hocamın kıvrak kalemi ve naif üslubu ister istemez sizi hatıraların
içine çekiyor. Bir öğrencinin sorununu çözerken kendinizi yanı başında
hissediyorsunuz. Önüne çıkan engelleri aşarken onunla omuz omuza
oluyorsunuz. İlgisiz bir idareciye derdini anlatmaya çalışırken siz adeta “bu
kadar da olmaz ki!” diye isyan ediyorsunuz. Yarışmada derece aldığında en
çok alkışlayan yine siz oluyorsunuz. Hele hele bir yarışmada öğrencilerin
verdiği cevaptaki ufacık bir kelime yer değişimini siz de fark edemediğiniz
için onunla birlikte sahneye atlayıp jürinin üzerine yürüyorsunuz.
İçinizi burkan 12 Eylül ve ayazında bile boncuk boncuk terleten 28 Şubat
bir seremoni halinde gözünüzün önünden geçiyor. Oyun içinde oynanan
oyunlar, matruşka gibi bir daha hafızanızda yer ediyor.
En acısı da “Elimi Tut Öğretmenim” diye feryat eden Murat'a yardım
edememek sizi de kahrediyor. Elinizden uçup giden Sevtap'lara
üzülüyorsunuz. Ya Gül'ünüzün annesine yazdığı mektup… Bir aile dramını
iliklerinize kadar hissediyorsunuz. Elinizden bir şey gelmese de
gözünüzden gelen yaşlarla…
İşte örnek bir öğretmenin ibretlik üç beş hatırası bu şekilde bir film şeridi
gibi akıp gidiyor. Yazılmayanlar, yazılamayanlar da düşünüldüğünde
aysbergin sadece su yüzüne çıkabilmiş kısmını görüp yetiniyorsunuz.
“Yazmak bir ihtiyaçtan doğar. Dolan boşalır. İnsan düşünce ve duygu
bakımından dolduğu anlarda anlatma ihtiyacı duyar.” diyor İsmet Hoca…
...
Halit Yıldırım
Tanıtım Bilgileri:
...
İsmet hocamın kıvrak kalemi ve naif üslubu ister istemez sizi hatıraların
içine çekiyor. Bir öğrencinin sorununu çözerken kendinizi yanı başında
hissediyorsunuz. Önüne çıkan engelleri aşarken onunla omuz omuza
oluyorsunuz. İlgisiz bir idareciye derdini anlatmaya çalışırken siz adeta “bu
kadar da olmaz ki!” diye isyan ediyorsunuz. Yarışmada derece aldığında en
çok alkışlayan yine siz oluyorsunuz. Hele hele bir yarışmada öğrencilerin
verdiği cevaptaki ufacık bir kelime yer değişimini siz de fark edemediğiniz
için onunla birlikte sahneye atlayıp jürinin üzerine yürüyorsunuz.
İçinizi burkan 12 Eylül ve ayazında bile boncuk boncuk terleten 28 Şubat
bir seremoni halinde gözünüzün önünden geçiyor. Oyun içinde oynanan
oyunlar, matruşka gibi bir daha hafızanızda yer ediyor.
En acısı da “Elimi Tut Öğretmenim” diye feryat eden Murat'a yardım
edememek sizi de kahrediyor. Elinizden uçup giden Sevtap'lara
üzülüyorsunuz. Ya Gül'ünüzün annesine yazdığı mektup… Bir aile dramını
iliklerinize kadar hissediyorsunuz. Elinizden bir şey gelmese de
gözünüzden gelen yaşlarla…
İşte örnek bir öğretmenin ibretlik üç beş hatırası bu şekilde bir film şeridi
gibi akıp gidiyor. Yazılmayanlar, yazılamayanlar da düşünüldüğünde
aysbergin sadece su yüzüne çıkabilmiş kısmını görüp yetiniyorsunuz.
“Yazmak bir ihtiyaçtan doğar. Dolan boşalır. İnsan düşünce ve duygu
bakımından dolduğu anlarda anlatma ihtiyacı duyar.” diyor İsmet Hoca…
...
Halit Yıldırım
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.