Eray Canberk'in Şiiri ve Şiircesi

Stok Kodu:
9786052815458
Boyut:
135-210-0
Sayfa Sayısı:
236
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2019-11-07
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
18,25
9786052815458
537162
Eray Canberk'in Şiiri ve Şiircesi
Eray Canberk'in Şiiri ve Şiircesi
18.25
Eray Canberk 1960'lı yılları şekillendiren değişimle iç içe, geçmiş zaman çelebiliğinin yeni bir duyarlılığa, 68 ruhuna dönüştüğü yeni bir şiir kuran, geldiği toplum katmanının gerilimi içinde, devrimci eylemliliğinin yanı sıra birikmiş hüzünlerin kaydını tutan bir şairdir. Behçet Necatigil'e ve hatta Servet-i Fünûn şairlerine kadar uzanan duyarlılığı ve bu duyarlılığı toplumsal konularla dengeleyen şiirleriyle ilk kitabından başlayarak toplumcu gerçekçi şairler arasında kendine özgü bir çizgi belirleyen Canberk, bu incelemede hayatı, sanatı, eserleri ve şiir üzerine düşünceleriyle ele alınıyor. Ve 2013 PEN Şiir Ödülü'ne değer görüşen şair, kaleme aldığı "Ulusal Şiir Bildirisi"nde şöyle sesleniyor, şiirce ve şiir diliyle: "Tehlike anında kurtarıcıdır şiir. Karanlıkta birbirini yitirenler, yine birbirlerini bulmak için ‘Ses gel!' diye bağrılmalıdır... Aydınlık dönemlerde ise zaten şiire gelinmiş demektir. Duyuyor musunuz? Birileri ‘Şiire gel!' diye seslenip duruyor."
Eray Canberk 1960'lı yılları şekillendiren değişimle iç içe, geçmiş zaman çelebiliğinin yeni bir duyarlılığa, 68 ruhuna dönüştüğü yeni bir şiir kuran, geldiği toplum katmanının gerilimi içinde, devrimci eylemliliğinin yanı sıra birikmiş hüzünlerin kaydını tutan bir şairdir. Behçet Necatigil'e ve hatta Servet-i Fünûn şairlerine kadar uzanan duyarlılığı ve bu duyarlılığı toplumsal konularla dengeleyen şiirleriyle ilk kitabından başlayarak toplumcu gerçekçi şairler arasında kendine özgü bir çizgi belirleyen Canberk, bu incelemede hayatı, sanatı, eserleri ve şiir üzerine düşünceleriyle ele alınıyor. Ve 2013 PEN Şiir Ödülü'ne değer görüşen şair, kaleme aldığı "Ulusal Şiir Bildirisi"nde şöyle sesleniyor, şiirce ve şiir diliyle: "Tehlike anında kurtarıcıdır şiir. Karanlıkta birbirini yitirenler, yine birbirlerini bulmak için ‘Ses gel!' diye bağrılmalıdır... Aydınlık dönemlerde ise zaten şiire gelinmiş demektir. Duyuyor musunuz? Birileri ‘Şiire gel!' diye seslenip duruyor."
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat