9789753503723
713195
https://www.hesapli24.com/farabi-bir-medeniyet-dusunuru-1
Farabi; Bir Medeniyet Düşünürü
9.53
Ortaçağ İslâm dünyasında, Muallim-i Sani; Ortaçağ Latin
dünyasında, Magister Secundus, yani Aristo'dan sonra
ikinci ve en büyük felsefe öğretmeni olarak bilinen Ebu
Nasr Muhammed ibn Muhammed ibn Tarhan veya Turhan
ibn Uzluğ el-Fârâbî, şüphesiz ki Türk dünyasının sembol
şahsiyeti, İslâm dünyasında felsefi düşüncenin kurucu
önderi ve Batı dünyasını içine düştüğü Skolastik uykudan
uyandıran sayılı filozoflardan birisidir.
Günümüzden yaklaşık bin küsur sene önce, Orta Asya
steplerinden kalkıp Bağdat, Halep, Şam ve Kahire gibi o
dönem İslâm dünyasının kültür başkentlerine giderek
evrensel düşünceyi yakından öğrenmeye, bilmeye,
tanımaya ve anlamaya çalışan bu eşsiz düşünür, sistemini
kurarken, öncelikle Eski Yunan'dan Roma'ya, oradan da
Hıristiyan Skolastizmi'ne geçmiş olan ve Trivium-
Quadrivium diye bilinen bilimler tasnifi yerine; içinde
İslâm bilimlerinin de yer aldığı yeni bir bilimler sınıflaması
yaparak klasik sistemi bütünüyle değiştirecek ve ilk kez
medeniyet felsefesini, yeni kurduğu bilimler şeması
içerisinde çok önemli bir konuma yerleştirecektir. Felsefe,
Kelâm, Mantık, Musiki, Ahlâk, Devlet, Siyaset felsefesi ve
Medeniyet düşüncesi alanında yazdığı eserler kadar,
yetiştirdiği öğrencileriyle de dikkat çeken bu düşünürün
Mantık ile ilgili çalışmaları, ölümünden sonra Bağdat'taki
takipçileri tarafından daha da geliştirilerek, özellikle İslâm
Rönesansı diye ifade edilen bir dönemde, yani IV. Hicri
asırda, devrin önemli düşünürlerinin, sanatçılarının ve
edebiyatçılarının başvuru kaynağı haline getirilmiştir.
Ortaçağ İslâm dünyasında, Muallim-i Sani; Ortaçağ Latin
dünyasında, Magister Secundus, yani Aristo'dan sonra
ikinci ve en büyük felsefe öğretmeni olarak bilinen Ebu
Nasr Muhammed ibn Muhammed ibn Tarhan veya Turhan
ibn Uzluğ el-Fârâbî, şüphesiz ki Türk dünyasının sembol
şahsiyeti, İslâm dünyasında felsefi düşüncenin kurucu
önderi ve Batı dünyasını içine düştüğü Skolastik uykudan
uyandıran sayılı filozoflardan birisidir.
Günümüzden yaklaşık bin küsur sene önce, Orta Asya
steplerinden kalkıp Bağdat, Halep, Şam ve Kahire gibi o
dönem İslâm dünyasının kültür başkentlerine giderek
evrensel düşünceyi yakından öğrenmeye, bilmeye,
tanımaya ve anlamaya çalışan bu eşsiz düşünür, sistemini
kurarken, öncelikle Eski Yunan'dan Roma'ya, oradan da
Hıristiyan Skolastizmi'ne geçmiş olan ve Trivium-
Quadrivium diye bilinen bilimler tasnifi yerine; içinde
İslâm bilimlerinin de yer aldığı yeni bir bilimler sınıflaması
yaparak klasik sistemi bütünüyle değiştirecek ve ilk kez
medeniyet felsefesini, yeni kurduğu bilimler şeması
içerisinde çok önemli bir konuma yerleştirecektir. Felsefe,
Kelâm, Mantık, Musiki, Ahlâk, Devlet, Siyaset felsefesi ve
Medeniyet düşüncesi alanında yazdığı eserler kadar,
yetiştirdiği öğrencileriyle de dikkat çeken bu düşünürün
Mantık ile ilgili çalışmaları, ölümünden sonra Bağdat'taki
takipçileri tarafından daha da geliştirilerek, özellikle İslâm
Rönesansı diye ifade edilen bir dönemde, yani IV. Hicri
asırda, devrin önemli düşünürlerinin, sanatçılarının ve
edebiyatçılarının başvuru kaynağı haline getirilmiştir.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.