9789755391885
421181
https://www.hesapli24.com/flort-uzerine
Flört Üzerine
13.32
Flört denince kimimizde belli belirsiz bir tebessüm, kimimizde ise hafif bir kızgınlık ifadesi belirir. Her iki durumda da esas olan, tepkimizdeki "hafiflik"tir; yani flört ya fazla ciddiye alınmayacak, gülünüp geçilecek harcıalem bir uğraştır ya da kaçınılması gereken, ama ciddi bir mevzi savaşını da gerektirmeyen, "hafif" bir tehlike. Doğru, hepimizin hayatında, bu arzu edilmeyen oyunun cazibesiyle baş edemeyip kendimizi kaptırdığımız dönemler olmuştur, olmaktadır. Doğru, flört deneyimlerini hep "asıl durum"a giden yolda yaşanması zorunlu bir "geçiş dönemi" olarak düşünmüş ve böyle yaşamışızdır. Doğru, yaşarken değil de yaşadıktan sonra, yani "geçiş" tamamlandıktan ya da hüsranla sonuçlandıktan sonra geriye bakıp "flört üzerine" düşünmüşüzdür.
Daha önce yayınlarımız arasından çıkan Öpüşme, Gıdıklanma ve Sıkılma Üzerine'nin yazarı olan Adam Philips, bu kitabında "delilik" "ölüm", "öteki" gibi ciddi şeylerle de flört ettiğimizin hatırlatarak, bizi bu hafife alma eğilimini sorgulamaya davet ediyor. Yalnızca cinsler arası beraberliklere yönelişte kat edilecek bir yol değil, "bir insan, bir ideloji, bir hayat tarzı" gibi bütün bağlılıklarımızdan kopuş riski ile yeni bir şeye bağlanma ihtimali arasında hayat boyu oynamak zorunda olduğumuz tehlikeli, ama haz verici bir oyun olarak flört üzerine düşünmeye çağırıyor. Flörtü bir "kaza" olmaktan çok hayatın "asıl durum"larından biri olarak ele almaya, hatta hayatın bütününü yaşamla ölüm arasında bir flört deneyimi olarak yeniden anlamlandırmaya kışkırtıyor. Kısacası, flörte, belirsizlik ve kaos tehlikesinin olduğu kadar, olumsallığın ve özgürlüğün alanı olarak da bakmayı öneriyor.
Ama bu kitap, flörtü savunmak için girişilmiş bir çabadan ibaret görülmemeli. Philips'in aşk, başarı, iyi ve kötü, depresyon, sapkınlık, suçluluk, transvestitlik gibi geniş bir etik, felsefi ve psikanalitik sorunlar dizisini pragmatikve olumsal bir yaklaşımla yeniden ele aldığı bu on dokuz bölümde, kitabın iddiasız adının çok ötesinde, "flört" teması etrafında bütün bir 20. yüzyıl Avrupa'sının kültürel tarihiyle psikanalitik bir hesaplaşma çabası beliriyor. Bu tarihin yaşadığı ilk travmadan -Birinci Dünya Savaşı- günümüze, felsefeden psikanalize, resimden roman ve şiire, bu maddi kültüre katkıda bulunmuş onlarca insanın birbirleriyle, hayat tarzlarıyla, ölümle, ötekilerle ve içinde yaşadıkları çağla flörtlerinin bu ustalıklı anlatısında, Philips'in kendi hikayesi kadar "kendi hikayeniz"i de bulacaksınız.
Flört denince kimimizde belli belirsiz bir tebessüm, kimimizde ise hafif bir kızgınlık ifadesi belirir. Her iki durumda da esas olan, tepkimizdeki "hafiflik"tir; yani flört ya fazla ciddiye alınmayacak, gülünüp geçilecek harcıalem bir uğraştır ya da kaçınılması gereken, ama ciddi bir mevzi savaşını da gerektirmeyen, "hafif" bir tehlike. Doğru, hepimizin hayatında, bu arzu edilmeyen oyunun cazibesiyle baş edemeyip kendimizi kaptırdığımız dönemler olmuştur, olmaktadır. Doğru, flört deneyimlerini hep "asıl durum"a giden yolda yaşanması zorunlu bir "geçiş dönemi" olarak düşünmüş ve böyle yaşamışızdır. Doğru, yaşarken değil de yaşadıktan sonra, yani "geçiş" tamamlandıktan ya da hüsranla sonuçlandıktan sonra geriye bakıp "flört üzerine" düşünmüşüzdür.
Daha önce yayınlarımız arasından çıkan Öpüşme, Gıdıklanma ve Sıkılma Üzerine'nin yazarı olan Adam Philips, bu kitabında "delilik" "ölüm", "öteki" gibi ciddi şeylerle de flört ettiğimizin hatırlatarak, bizi bu hafife alma eğilimini sorgulamaya davet ediyor. Yalnızca cinsler arası beraberliklere yönelişte kat edilecek bir yol değil, "bir insan, bir ideloji, bir hayat tarzı" gibi bütün bağlılıklarımızdan kopuş riski ile yeni bir şeye bağlanma ihtimali arasında hayat boyu oynamak zorunda olduğumuz tehlikeli, ama haz verici bir oyun olarak flört üzerine düşünmeye çağırıyor. Flörtü bir "kaza" olmaktan çok hayatın "asıl durum"larından biri olarak ele almaya, hatta hayatın bütününü yaşamla ölüm arasında bir flört deneyimi olarak yeniden anlamlandırmaya kışkırtıyor. Kısacası, flörte, belirsizlik ve kaos tehlikesinin olduğu kadar, olumsallığın ve özgürlüğün alanı olarak da bakmayı öneriyor.
Ama bu kitap, flörtü savunmak için girişilmiş bir çabadan ibaret görülmemeli. Philips'in aşk, başarı, iyi ve kötü, depresyon, sapkınlık, suçluluk, transvestitlik gibi geniş bir etik, felsefi ve psikanalitik sorunlar dizisini pragmatikve olumsal bir yaklaşımla yeniden ele aldığı bu on dokuz bölümde, kitabın iddiasız adının çok ötesinde, "flört" teması etrafında bütün bir 20. yüzyıl Avrupa'sının kültürel tarihiyle psikanalitik bir hesaplaşma çabası beliriyor. Bu tarihin yaşadığı ilk travmadan -Birinci Dünya Savaşı- günümüze, felsefeden psikanalize, resimden roman ve şiire, bu maddi kültüre katkıda bulunmuş onlarca insanın birbirleriyle, hayat tarzlarıyla, ölümle, ötekilerle ve içinde yaşadıkları çağla flörtlerinin bu ustalıklı anlatısında, Philips'in kendi hikayesi kadar "kendi hikayeniz"i de bulacaksınız.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.