9789750815447
630581
https://www.hesapli24.com/garbiyatcilik-dusmanlarinin-gozunden-bati
Garbiyatçılık; Düşmanlarının Gözünden Batı
8.87
Buruma ve Margalit, Edward Saidin Şarkiyatçılıkından 25 yıl sonra yayımlanan Garbiyatçılık başlıklı incelemelerinde, El Kaide gibi terörist hareketlerin çıkış noktasını oluşturan belli başlı Batılılaşma karşıtı inanışların tarihçe ve saiklerine ışık tutuyorlar. Batının, günahkârlığın beşiği oluşu, tüccarları fedakâr kahramanlara tercih edişi ve maddeciliğiyle, karşıtları tarafından yok edilmesi gereken bir şer ekseni olarak tanımlanışının izini Alman Romantik Hareketi, Aydınlanma, Avrupa Romantizmi, Manicilike kadar süren yazarlar, modernite ve düşmanları arasındaki savaşın düşünsel bir okumasını sunarak yeni bir tartışma zemini açıyor.
Tadımlık
Batının düşmanlarınca insanlık dışı resmedilişine biz Garbiyatçılık diyoruz. Bu kitapta amacımız bu önyargılar yumağını incelemek ve tarihsel köklerinin izlerini aramaktır. Sadece garip bir İslami sorun olarak bunları açıklayamayız. İslam dünyasında pek çok şey son derece kötü olmuştur, ama Garbiyatçılık ne bir Ortadoğu hastalığına ne de özellikle elli yıl önceki Japon hastalığına indirgenebilir. Hatta bu tür bir terminolojinin kullanılması bile Garbiyatçıların tehlikeli söylem alışkanlığına düşmek olacaktır. Bizim savlarımızdan biri de kapitalizm, Marksizm ve daha pek çok modern izm gibi, dünyanın başka yörelerine ihraç edilmeden önce Occidentalismin [Garbiyatçılık] de Avrupada doğduğu yönündedir. Batı, Aydınlanmanın ve onun laik, liberal filizlerinin fışkırdığı topraklar olduğu kadar, zehirli panzehirlerinin de sık sık boy gösterdiği bir yerdir. Bir bakıma Garbiyatçılık, Fransadan Tahitiye ihraç edilen renkli tekstil ürünlerine benzemektedir. Gauguin ve benzerleri, yerlilerce giysi seçilen bu kumaşları tropiklerin egzotizminin örneği diye tanımlamışlardı.
Buruma ve Margalit, Edward Saidin Şarkiyatçılıkından 25 yıl sonra yayımlanan Garbiyatçılık başlıklı incelemelerinde, El Kaide gibi terörist hareketlerin çıkış noktasını oluşturan belli başlı Batılılaşma karşıtı inanışların tarihçe ve saiklerine ışık tutuyorlar. Batının, günahkârlığın beşiği oluşu, tüccarları fedakâr kahramanlara tercih edişi ve maddeciliğiyle, karşıtları tarafından yok edilmesi gereken bir şer ekseni olarak tanımlanışının izini Alman Romantik Hareketi, Aydınlanma, Avrupa Romantizmi, Manicilike kadar süren yazarlar, modernite ve düşmanları arasındaki savaşın düşünsel bir okumasını sunarak yeni bir tartışma zemini açıyor.
Tadımlık
Batının düşmanlarınca insanlık dışı resmedilişine biz Garbiyatçılık diyoruz. Bu kitapta amacımız bu önyargılar yumağını incelemek ve tarihsel köklerinin izlerini aramaktır. Sadece garip bir İslami sorun olarak bunları açıklayamayız. İslam dünyasında pek çok şey son derece kötü olmuştur, ama Garbiyatçılık ne bir Ortadoğu hastalığına ne de özellikle elli yıl önceki Japon hastalığına indirgenebilir. Hatta bu tür bir terminolojinin kullanılması bile Garbiyatçıların tehlikeli söylem alışkanlığına düşmek olacaktır. Bizim savlarımızdan biri de kapitalizm, Marksizm ve daha pek çok modern izm gibi, dünyanın başka yörelerine ihraç edilmeden önce Occidentalismin [Garbiyatçılık] de Avrupada doğduğu yönündedir. Batı, Aydınlanmanın ve onun laik, liberal filizlerinin fışkırdığı topraklar olduğu kadar, zehirli panzehirlerinin de sık sık boy gösterdiği bir yerdir. Bir bakıma Garbiyatçılık, Fransadan Tahitiye ihraç edilen renkli tekstil ürünlerine benzemektedir. Gauguin ve benzerleri, yerlilerce giysi seçilen bu kumaşları tropiklerin egzotizminin örneği diye tanımlamışlardı.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.