9786257994576
754751
https://www.hesapli24.com/gayrimesru-anlamlar-sozlugu
Gayrimeşru Anlamlar Sözlüğü
10.11
Gayrimeşru Anlamlar Sözlüğü'nün ortaya çıkışını yalnızca yaşam deneyimine dayandırmak pek doğru olmaz. Edebiyat deneyiminin de en az yaşam deneyimi kadar etkili olduğunu ve bu sözlüğün, özellikle Gustave Flaubert'in meşhur Yerleşik Düşünceler Sözlüğü'nden esinle hayat bulduğunu belirtmek gerekir. Bu sözlüğün en güçlü yanı ironisiydi tabii ama asıl muhteşem olan, böyle bir sözlük hazırlama fikriydi; kalıplaşmış algıları hicvederek on dokuzuncu yüzyılın ruhunu madde madde yansıtma fikri, her şeyden önce büyük bir buluştu. Bu anlamda Flaubert'in izinden giden Ambrose Bierce da yirminci yüzyılın başında yayımlanan parıltılı eseri Şeytan'ın Sözlüğü'nde yine hiciv ve ironi yoluyla kendi dönemini resmediyor, Amerikan toplumunun değerlerini alaşağı ediyordu. Tabii ki dünya genelinde bu iki sözlük dışında da klasik sözlük tanımına uymayan birçok farklı sözlük deneyimi gerçekleşti, hatta hem roman hem de sözlük olan bazı eserler de yayımlandı. Ama Gayrimeşru Anlamlar Sözlüğü'nün Flaubert'in sözlüğünden esinlendiğini ve maalesef bu sözlüğü hazırladıktan sonra okuyabildiğim Bierce'ın sözlüğüneyse daha yakın durduğunu vurgulamakta yarar görüyorum. Bu noktada akıllara şu soru gelebilir; böylesi bir sözlüğe gerçekten ihtiyaç var mıydı? Biliriz ki sözlükler, edebi eserlerden farklı olarak daha pragmatik bir bakışla ve daha somut bir ihtiyacı gidermek uğruna üretilirler. Anlamlar sözlüğünün rafa kalktığı bir dönemde, gayrimeşru anlamlardan çatılmış bir sözlük ne işe yarar? Evet, lafı hiç dolandırmadan söylersek, hiçbir işe yaramaz. Hiçbir işe yaramadığı gibi okuyana zarar da verebilir; herhangi bir maddenin gayrimeşru anlamıyla gerçek hayata katılan biri için işler sarpa sarabilir. Bu sebeple sözlüğe faydacı yaklaşmak, her şeyden önce güvenli değildir. Bir romana yaklaşılması gerektiği gibi, her zaman sakin ve soğukkanlı olunması ve bu sözlükten edebiyat dışı bir fayda beklenmemesi önerilir.
Gayrimeşru Anlamlar Sözlüğü'nün ortaya çıkışını yalnızca yaşam deneyimine dayandırmak pek doğru olmaz. Edebiyat deneyiminin de en az yaşam deneyimi kadar etkili olduğunu ve bu sözlüğün, özellikle Gustave Flaubert'in meşhur Yerleşik Düşünceler Sözlüğü'nden esinle hayat bulduğunu belirtmek gerekir. Bu sözlüğün en güçlü yanı ironisiydi tabii ama asıl muhteşem olan, böyle bir sözlük hazırlama fikriydi; kalıplaşmış algıları hicvederek on dokuzuncu yüzyılın ruhunu madde madde yansıtma fikri, her şeyden önce büyük bir buluştu. Bu anlamda Flaubert'in izinden giden Ambrose Bierce da yirminci yüzyılın başında yayımlanan parıltılı eseri Şeytan'ın Sözlüğü'nde yine hiciv ve ironi yoluyla kendi dönemini resmediyor, Amerikan toplumunun değerlerini alaşağı ediyordu. Tabii ki dünya genelinde bu iki sözlük dışında da klasik sözlük tanımına uymayan birçok farklı sözlük deneyimi gerçekleşti, hatta hem roman hem de sözlük olan bazı eserler de yayımlandı. Ama Gayrimeşru Anlamlar Sözlüğü'nün Flaubert'in sözlüğünden esinlendiğini ve maalesef bu sözlüğü hazırladıktan sonra okuyabildiğim Bierce'ın sözlüğüneyse daha yakın durduğunu vurgulamakta yarar görüyorum. Bu noktada akıllara şu soru gelebilir; böylesi bir sözlüğe gerçekten ihtiyaç var mıydı? Biliriz ki sözlükler, edebi eserlerden farklı olarak daha pragmatik bir bakışla ve daha somut bir ihtiyacı gidermek uğruna üretilirler. Anlamlar sözlüğünün rafa kalktığı bir dönemde, gayrimeşru anlamlardan çatılmış bir sözlük ne işe yarar? Evet, lafı hiç dolandırmadan söylersek, hiçbir işe yaramaz. Hiçbir işe yaramadığı gibi okuyana zarar da verebilir; herhangi bir maddenin gayrimeşru anlamıyla gerçek hayata katılan biri için işler sarpa sarabilir. Bu sebeple sözlüğe faydacı yaklaşmak, her şeyden önce güvenli değildir. Bir romana yaklaşılması gerektiği gibi, her zaman sakin ve soğukkanlı olunması ve bu sözlükten edebiyat dışı bir fayda beklenmemesi önerilir.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.