9786057637567
753359
https://www.hesapli24.com/gazetecilikte-3-patron-50-yil
Gazetecilikte 3 Patron 50 Yıl
10.88
Tam yarım yüzyıl. Gazetecilik.
Sekiz yayın yönetmeni üç patron gelip geçmiş ama o
gazete yayımcılığının demirbaşı olarak kalmış. 50 yıl
boyunca okurla buluşan gazetelerde; manşetinden, sayfa
düzenine hatta logosuna varıncaya dek onun imzası var. O
gazete mutfağının emanet edildiği bir şef.
Sadece “amiral gemisi”nin değil Yeni Gazete ve Tan
deneyimlerinin; öğrencisi ve yardımcısı olduğu Nezih
Demirkent, Çetin Emeç, İlhan Turalı gibi ustaların harında
pişmiş bir gazeteci o; çalıştığı gazetelerin dönüşümünde
önemli roller üstlenen bir gazeteci.
Söz konusu 50 yıl olunca bu, gazetecilik ve yayımcılık
teknolojisi tarihi de oluyor. O bu tarihin içinde; gazete
basımının tipo'dan offset'e, dizgisinin daktilodan
bilgisayara geçişinin öncülerinden.
İdamla yargılanır, infaz memurları kapısına dayanır; o
gazetecidir. Gazete çalışanlarının sendikacı yoldaşıdır,
besleme basın manşetlerinde “patronun karakutusu”dur;
o yine gazetecidir.
50 yıl, aynı zamanda bir siyasi tarihe denk düşüyor.
Demirel, Ecevit, Özal, Çiller, Erdoğan hükümetleriyle, 12
Eylül darbesinin siyasal ortamı ve gazeteciliğe yönelik
değişen siyasi tavırların tanıklığıdır o gazetecinin yaşamı.
Magazin gazeteciliğinde değişim ve dönüşümleri yaşayan
ve yaşatan gazetecidir o: Ajda Pekkan, Tarık Akan, Barış
Manço, Hümeyra ve daha nice sanatçımızın ün
kazanmadan önceki tanıklığı, sonrasında dostluğudur bu
yıllar.
O gazeteci şimdi bu yaşamı, bu 50 yılı, gazeteciliği
anlatıyor.
Ama bu yıllar aynı zamanda bir gazetecinin özel
yaşamıdır. Mesleğini icra ederken özel yaşamın
korunmasına duyarlı ve özenli olan gazeteci, burada
sevinçleri, hüzünleri ve acılarıyla kendi özel hayatını
içtenlikle paylaşıyor, kâh Aydın Çubukçu ve Deniz Gezmiş
ile okul arkadaşlığının dostluğa dönüşümünü kâh “kızının”
“güzel ölümü”nü.
O gazeteci, Fikret Ercan…
Tam yarım yüzyıl. Gazetecilik.
Sekiz yayın yönetmeni üç patron gelip geçmiş ama o
gazete yayımcılığının demirbaşı olarak kalmış. 50 yıl
boyunca okurla buluşan gazetelerde; manşetinden, sayfa
düzenine hatta logosuna varıncaya dek onun imzası var. O
gazete mutfağının emanet edildiği bir şef.
Sadece “amiral gemisi”nin değil Yeni Gazete ve Tan
deneyimlerinin; öğrencisi ve yardımcısı olduğu Nezih
Demirkent, Çetin Emeç, İlhan Turalı gibi ustaların harında
pişmiş bir gazeteci o; çalıştığı gazetelerin dönüşümünde
önemli roller üstlenen bir gazeteci.
Söz konusu 50 yıl olunca bu, gazetecilik ve yayımcılık
teknolojisi tarihi de oluyor. O bu tarihin içinde; gazete
basımının tipo'dan offset'e, dizgisinin daktilodan
bilgisayara geçişinin öncülerinden.
İdamla yargılanır, infaz memurları kapısına dayanır; o
gazetecidir. Gazete çalışanlarının sendikacı yoldaşıdır,
besleme basın manşetlerinde “patronun karakutusu”dur;
o yine gazetecidir.
50 yıl, aynı zamanda bir siyasi tarihe denk düşüyor.
Demirel, Ecevit, Özal, Çiller, Erdoğan hükümetleriyle, 12
Eylül darbesinin siyasal ortamı ve gazeteciliğe yönelik
değişen siyasi tavırların tanıklığıdır o gazetecinin yaşamı.
Magazin gazeteciliğinde değişim ve dönüşümleri yaşayan
ve yaşatan gazetecidir o: Ajda Pekkan, Tarık Akan, Barış
Manço, Hümeyra ve daha nice sanatçımızın ün
kazanmadan önceki tanıklığı, sonrasında dostluğudur bu
yıllar.
O gazeteci şimdi bu yaşamı, bu 50 yılı, gazeteciliği
anlatıyor.
Ama bu yıllar aynı zamanda bir gazetecinin özel
yaşamıdır. Mesleğini icra ederken özel yaşamın
korunmasına duyarlı ve özenli olan gazeteci, burada
sevinçleri, hüzünleri ve acılarıyla kendi özel hayatını
içtenlikle paylaşıyor, kâh Aydın Çubukçu ve Deniz Gezmiş
ile okul arkadaşlığının dostluğa dönüşümünü kâh “kızının”
“güzel ölümü”nü.
O gazeteci, Fikret Ercan…
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.