9786258242256
785782
https://www.hesapli24.com/gece-cokerken-osmanli-da-gece-hayati
Gece Çökerken – Osmanlı’da Gece Hayatı
20.33
Osmanlı'nın izbe sokaklarına saptığımızda sokakta kimleri görmeyiz ki? İsyan hazırlığında olan yeniçerileri mi,
hırsızları mı, sokak köpeklerini mi, işret âlemlerinin müdavimlerini mi? Gece sokakta yürüyenler karanlığın
perdesi altında gözlerden ırak kalabilirdi, peki ya kulaklardan?
Padişahın, deliksiz bir uykunun sadece ihtimaline sahip olabildiği gecede, yapay ışıkların nazarından, kolektif
dikizden kaçan başka bir Osmanlı nizamı kurulurdu. Herkesin bilip de sustuğu, sadece karanlıkta kol gezen
başka bir âlemdi bu. Gündüzün muktedir ve makbulü, yerini gecenin kendi muvazenesine bırakır, hiyerarşiler
değişir, gözlerden uzak olmanın özgürlüğü, görememenin korkusuyla bir araya gelirdi. Deliksiz uykunun
imkânını ancak sokaktakiler belirlerdi.
Başta İstanbul olmak üzere, 18 yüzyılın Osmanlı kentlerinde karanlık, gölge ve ışık farklı iktidar ilişkilerini, var
olma biçimlerini ve gündelik hayatı belirleyen, görül(e)meyen ama hissedilen sınırlardı. Görülmek veya
görülmemek ait olunan sınıfa göre lüks veya tehlike unsuru olabilirdi. Bu kitabın yazarı, bu iki ihtimalin
bağlama göre padişahtan sokak serserisine, evinde derin uykusuna dalan mazbut mahallelilerden bekâr
odalarının sakinlerine nasıl değiştiğini bizlere gösteriyor. Ayrıca, çeşitli arşiv kaynakları ve zengin edebî
metinlerle farklı toplumsal grupların karanlık deneyimlerine bir nevi “ışık tutuyor”.
Osmanlı'nın izbe sokaklarına saptığımızda sokakta kimleri görmeyiz ki? İsyan hazırlığında olan yeniçerileri mi,
hırsızları mı, sokak köpeklerini mi, işret âlemlerinin müdavimlerini mi? Gece sokakta yürüyenler karanlığın
perdesi altında gözlerden ırak kalabilirdi, peki ya kulaklardan?
Padişahın, deliksiz bir uykunun sadece ihtimaline sahip olabildiği gecede, yapay ışıkların nazarından, kolektif
dikizden kaçan başka bir Osmanlı nizamı kurulurdu. Herkesin bilip de sustuğu, sadece karanlıkta kol gezen
başka bir âlemdi bu. Gündüzün muktedir ve makbulü, yerini gecenin kendi muvazenesine bırakır, hiyerarşiler
değişir, gözlerden uzak olmanın özgürlüğü, görememenin korkusuyla bir araya gelirdi. Deliksiz uykunun
imkânını ancak sokaktakiler belirlerdi.
Başta İstanbul olmak üzere, 18 yüzyılın Osmanlı kentlerinde karanlık, gölge ve ışık farklı iktidar ilişkilerini, var
olma biçimlerini ve gündelik hayatı belirleyen, görül(e)meyen ama hissedilen sınırlardı. Görülmek veya
görülmemek ait olunan sınıfa göre lüks veya tehlike unsuru olabilirdi. Bu kitabın yazarı, bu iki ihtimalin
bağlama göre padişahtan sokak serserisine, evinde derin uykusuna dalan mazbut mahallelilerden bekâr
odalarının sakinlerine nasıl değiştiğini bizlere gösteriyor. Ayrıca, çeşitli arşiv kaynakları ve zengin edebî
metinlerle farklı toplumsal grupların karanlık deneyimlerine bir nevi “ışık tutuyor”.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.