Gece Kelebeği; Peperik-a Söe Peperik-a Söe

Stok Kodu:
9789750507700
Boyut:
135-195-0
Sayfa Sayısı:
255
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
2
Basım Tarihi:
2013-03-28
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
12,11
9789750507700
388799
Gece Kelebeği; Peperik-a Söe
Gece Kelebeği; Peperik-a Söe Peperik-a Söe
12.11
Elinizdeki kitapla ilgili olarak size sadece şu kadarını söyleyebilirim: Alın ve okuyun. Okuyup bitirdiğiniz zaman, Haydar Karataşın bu romanının, Yaşar Kemal ve Cengiz Aytmatovun romanları ayarında bir roman olduğunu göreceksiniz. Büyük bir insanlık trajedisini roman tadında okumak istiyorsanız, yine alın, okuyun derim. Hayatta beni üç roman ağlattı. Biri, 1965 yılında, on dokuz yaşındayken okuduğum, John Steinbeckin Gazap Üzümleri romanı; ikincisi, dört-beş yıl önce okuduğum ve tanıtımını yaptığım, Robert Sabatierin İsveç Kibritleri; üçüncüsü ise, şu anda elinizde tuttuğunuz Perperık-a Söe. Gün Zileli Bir yanıyla acılı bir yurt... bir yanıyla da sanki sürekli bir yurtsuzluk hali Müthiş yoksulluk... kahredici imkânsızlık Derininden zonklayan yara Umursamayan merkezin dağlayan zulmü... ve çaresiz kalan dil Bütün bunları anlamaya çalışan yaşlılar... yetişkinler... çocuklar... ve onların çocuk ölümleri İşte bunlarla karşılaşacak, işte bunlarla yaşayacaksınız Perperık-a Söede. Olağanüstü diliyle baştan başa bir çığlık... baştan başa bir ağıt bu roman. Şaşırarak okudum; bu denli yoğun acı, bu denli koyu keder meğer böyle ballandırılır, meğer böyle anlatılırmış. Sina Akyol Sanki Yüzyıllık Yalnızlık ile Lessingin Mara ve Dannı arasında gezinen, çok kuvvetli bir bileşim ortaya koyuyor... Coğrafyanın, zorlu tabiatın, yoksunluğun, o yoksunlukla başa çıkma gayretinin anlatılışı, tüyler ürpertici bir manzaraya vesile oluyor... Adeta Dersimde değil de, nükleer savaşın vurduğu bir dünyada, Kum İnsanlarının arasında geziniyoruz... Murat Uyurkulak
Elinizdeki kitapla ilgili olarak size sadece şu kadarını söyleyebilirim: Alın ve okuyun. Okuyup bitirdiğiniz zaman, Haydar Karataşın bu romanının, Yaşar Kemal ve Cengiz Aytmatovun romanları ayarında bir roman olduğunu göreceksiniz. Büyük bir insanlık trajedisini roman tadında okumak istiyorsanız, yine alın, okuyun derim. Hayatta beni üç roman ağlattı. Biri, 1965 yılında, on dokuz yaşındayken okuduğum, John Steinbeckin Gazap Üzümleri romanı; ikincisi, dört-beş yıl önce okuduğum ve tanıtımını yaptığım, Robert Sabatierin İsveç Kibritleri; üçüncüsü ise, şu anda elinizde tuttuğunuz Perperık-a Söe. Gün Zileli Bir yanıyla acılı bir yurt... bir yanıyla da sanki sürekli bir yurtsuzluk hali Müthiş yoksulluk... kahredici imkânsızlık Derininden zonklayan yara Umursamayan merkezin dağlayan zulmü... ve çaresiz kalan dil Bütün bunları anlamaya çalışan yaşlılar... yetişkinler... çocuklar... ve onların çocuk ölümleri İşte bunlarla karşılaşacak, işte bunlarla yaşayacaksınız Perperık-a Söede. Olağanüstü diliyle baştan başa bir çığlık... baştan başa bir ağıt bu roman. Şaşırarak okudum; bu denli yoğun acı, bu denli koyu keder meğer böyle ballandırılır, meğer böyle anlatılırmış. Sina Akyol Sanki Yüzyıllık Yalnızlık ile Lessingin Mara ve Dannı arasında gezinen, çok kuvvetli bir bileşim ortaya koyuyor... Coğrafyanın, zorlu tabiatın, yoksunluğun, o yoksunlukla başa çıkma gayretinin anlatılışı, tüyler ürpertici bir manzaraya vesile oluyor... Adeta Dersimde değil de, nükleer savaşın vurduğu bir dünyada, Kum İnsanlarının arasında geziniyoruz... Murat Uyurkulak
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat