9786055679262
446818
https://www.hesapli24.com/genel-teori-istihdam-faiz-ve-paranin-genel-teorisi
Genel Teori; İstihdam Faiz ve Paranın Genel Teorisi İstihdam Faiz ve Paranın Genel Teorisi
15.61
iktisatcilar, uluslararasi is bolumunun meyvelerinin elde edilmesini saglayan ve ayni zamanda da farkli milletlerin cikarlarini uyumlu hale getiren mevcut uluslararasi sistemi alkislama aliskanliginda olmalarina karsin, soz konusu sistemin daha az yarar saglayan bir etkisini gizliyorlardi. Zengin ve deneyimli bir ulkenin piyasayi ele gecirme mucadelesini onemsemediginde refahinin azalacagina ve gucten kuvvetten dusecegine inanan devlet adamlari sagduyu ve dogru bir degerlendirme yaparak gercegi gozler onune sermis oluyorlardi. Ancak, ulkeler, uygulayacaklari yurtici politikalarla tam istihdam saglamayi ogrenirlerse (ve nufus trendlerine uygun bir dengeye gelmeyi ogrenebilirlerse diye de eklememiz gerekmektedir), bir ulkenin kendi cikarlari cercevesinde komsularina karsi dikebilecekleri onemli iktisadi guclerin hesabina girisme geregi de ortaya cikmayacakti. Hatta uygun kosullarda uluslararasi isbolumu ve uluslararasi odunc verme imkani hala mumkun olabilecekti. Ancak, bir ulke, satin almayi arzuladiginin bedelini odeme imkanina sahip olmasi nedeniyle degil de, ticaret dengesini kendi lehine gelistirecek bir bicimde odemeler dengesini bozma pesinde kostugundan, kendi urettigini bir baska ulkeye kabul ettirme ya da komsunun sundugu mallari reddetme gudusu altinda olmayacakti. Uluslarasi ticaret, oldugu gibi kalacak yani dis pazarlara yapilan satislar ve ithalat sinirlamalarinin yurtici istihdami umutsuzca surdurmede basvurulan bir care olmaktan cikmasi, bu konuda saglanan basarinin issizlik sorununu piyasa mucadelesinde durumu kotulestirilen ulkeye aktarilmasina bagli olacakti.
iktisatcilar, uluslararasi is bolumunun meyvelerinin elde edilmesini saglayan ve ayni zamanda da farkli milletlerin cikarlarini uyumlu hale getiren mevcut uluslararasi sistemi alkislama aliskanliginda olmalarina karsin, soz konusu sistemin daha az yarar saglayan bir etkisini gizliyorlardi. Zengin ve deneyimli bir ulkenin piyasayi ele gecirme mucadelesini onemsemediginde refahinin azalacagina ve gucten kuvvetten dusecegine inanan devlet adamlari sagduyu ve dogru bir degerlendirme yaparak gercegi gozler onune sermis oluyorlardi. Ancak, ulkeler, uygulayacaklari yurtici politikalarla tam istihdam saglamayi ogrenirlerse (ve nufus trendlerine uygun bir dengeye gelmeyi ogrenebilirlerse diye de eklememiz gerekmektedir), bir ulkenin kendi cikarlari cercevesinde komsularina karsi dikebilecekleri onemli iktisadi guclerin hesabina girisme geregi de ortaya cikmayacakti. Hatta uygun kosullarda uluslararasi isbolumu ve uluslararasi odunc verme imkani hala mumkun olabilecekti. Ancak, bir ulke, satin almayi arzuladiginin bedelini odeme imkanina sahip olmasi nedeniyle degil de, ticaret dengesini kendi lehine gelistirecek bir bicimde odemeler dengesini bozma pesinde kostugundan, kendi urettigini bir baska ulkeye kabul ettirme ya da komsunun sundugu mallari reddetme gudusu altinda olmayacakti. Uluslarasi ticaret, oldugu gibi kalacak yani dis pazarlara yapilan satislar ve ithalat sinirlamalarinin yurtici istihdami umutsuzca surdurmede basvurulan bir care olmaktan cikmasi, bu konuda saglanan basarinin issizlik sorununu piyasa mucadelesinde durumu kotulestirilen ulkeye aktarilmasina bagli olacakti.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.