Göç Mekruhsa Mahir Ne Yapsın?

Stok Kodu:
9786055391089
Boyut:
135-195-0
Sayfa Sayısı:
360
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2012-06-20
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
9,72
9786055391089
403643
Göç Mekruhsa Mahir Ne Yapsın?
Göç Mekruhsa Mahir Ne Yapsın?
9.72
Göç nasıl bir şeydi? Ekmek için, yurt için, Töreden muzdarip kan davaları için aynı anlamı taşısa da,savaşlar sonucu can havli ile canlarını kurtarma operasyonuydu onlar için. Göç edildikten sonra, evin Türkmen Pehlivanı Mahmut, Mahiri, karısı Kevseri ve ikiz bebelerini tek zembile sığdıramasa da, kucaklayıp komşu Türkiye ye sığınmayı başarmıştı. Mahmut Zembilini tam tekmil yurda taşımanın mutluluğuyla derin bir nefes aldığını zannederken, bedenini dağıtan o mayının korkunç sonucuna mütakip, zembildeki elmalar gibi ailesinin her bir ferdi bir tarafa dağılıp, uzun yıllar sonra toparlanabilmişti. Göç Mekruh tu, savaş çirkindi ve fakirlik sınır tanımadığı yaşamlarına hediye gibi giren can arkadaşı Saitin vefakâr dostluğu apayrı gurur timsaliydi. Düşünün ki Sait Cizreli, kökü botan suyu gibi tertemiz Kürt kökenli bir aslan parçası, Mahir ise Türk kökenli bir Kerküklü pehlivanın oğluyken yıllara meydan okuyan dostlukları Türk-Kürt kardeşliğinin en güzel sembolü olmuşlardı.Kardeşliğe nifak sokanlardan olmadılar ikisi de.İnsanlık adına açılan kucaklar,din,dil ırk gözetmeksizin gösterilen en kadim kardeşperverliği sergilediler . Irakta Saddamın zulmüne uğrayan sadece Kerkük halkı olmamakla beraber, kendi halkı ve Kürtlerde orada pisipisine katledildikleri aşikârdı. İşte Sait ve diğer doğu halkın bunu ezilmişliklerinin elim yarasını çektikleri için Iraktan göç eden her kim olursa olsun masuma kucak açıyorlardı. Kerkük yiğidi Mahir, ne Halepçiyi unutmuştu Ne de Saddamın zulmü sonucu dağılan aileleri. Irak ve Amerikanın arasındaki ateş çemberinden kurtulan birkaç aileden biriydiler. Kim bilir orada daha milyonlarca hayat hikâyesine tanık olunurken orada ki kadın ve çocukların anılarında katil bir Amerika ve diktatör Saddam Hüseyin portresi asla silinmeyecekti. (Yıl 30 Aralık 2006) Saddam Hüseyin idam edildiğinin sabahında Mahir ve annesi, memleketlerinden göç ettikleri o günü, uzun metrajlı film şeridi gibi hafızlarında geçirdiler. Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste deyimi milyonlarca dudakta o dakika mırıldanıyordu.. Göçzede Mahirin hayatındaki en kalıcı haslet kardeşlikti, dostluktu, vefaydı. Mahirin hayat hikâyesine yakinen tanık olan herkesin aklında yer edinen tek bir serzeniş vardı ,tek bir ezber, tek bir idol: Göç mekruh ise Mahir ne yapsın?
Göç nasıl bir şeydi? Ekmek için, yurt için, Töreden muzdarip kan davaları için aynı anlamı taşısa da,savaşlar sonucu can havli ile canlarını kurtarma operasyonuydu onlar için. Göç edildikten sonra, evin Türkmen Pehlivanı Mahmut, Mahiri, karısı Kevseri ve ikiz bebelerini tek zembile sığdıramasa da, kucaklayıp komşu Türkiye ye sığınmayı başarmıştı. Mahmut Zembilini tam tekmil yurda taşımanın mutluluğuyla derin bir nefes aldığını zannederken, bedenini dağıtan o mayının korkunç sonucuna mütakip, zembildeki elmalar gibi ailesinin her bir ferdi bir tarafa dağılıp, uzun yıllar sonra toparlanabilmişti. Göç Mekruh tu, savaş çirkindi ve fakirlik sınır tanımadığı yaşamlarına hediye gibi giren can arkadaşı Saitin vefakâr dostluğu apayrı gurur timsaliydi. Düşünün ki Sait Cizreli, kökü botan suyu gibi tertemiz Kürt kökenli bir aslan parçası, Mahir ise Türk kökenli bir Kerküklü pehlivanın oğluyken yıllara meydan okuyan dostlukları Türk-Kürt kardeşliğinin en güzel sembolü olmuşlardı.Kardeşliğe nifak sokanlardan olmadılar ikisi de.İnsanlık adına açılan kucaklar,din,dil ırk gözetmeksizin gösterilen en kadim kardeşperverliği sergilediler . Irakta Saddamın zulmüne uğrayan sadece Kerkük halkı olmamakla beraber, kendi halkı ve Kürtlerde orada pisipisine katledildikleri aşikârdı. İşte Sait ve diğer doğu halkın bunu ezilmişliklerinin elim yarasını çektikleri için Iraktan göç eden her kim olursa olsun masuma kucak açıyorlardı. Kerkük yiğidi Mahir, ne Halepçiyi unutmuştu Ne de Saddamın zulmü sonucu dağılan aileleri. Irak ve Amerikanın arasındaki ateş çemberinden kurtulan birkaç aileden biriydiler. Kim bilir orada daha milyonlarca hayat hikâyesine tanık olunurken orada ki kadın ve çocukların anılarında katil bir Amerika ve diktatör Saddam Hüseyin portresi asla silinmeyecekti. (Yıl 30 Aralık 2006) Saddam Hüseyin idam edildiğinin sabahında Mahir ve annesi, memleketlerinden göç ettikleri o günü, uzun metrajlı film şeridi gibi hafızlarında geçirdiler. Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste deyimi milyonlarca dudakta o dakika mırıldanıyordu.. Göçzede Mahirin hayatındaki en kalıcı haslet kardeşlikti, dostluktu, vefaydı. Mahirin hayat hikâyesine yakinen tanık olan herkesin aklında yer edinen tek bir serzeniş vardı ,tek bir ezber, tek bir idol: Göç mekruh ise Mahir ne yapsın?
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat