Gülfim Abla; Aşkın Evde Yapılanı Güzel Oluyor, Dışarıda Ne Koyuyorlar İçine Belli Değil! Aşkın Evde Yapılanı Güzel Oluyor, Dışarıda Ne Koyuyorlar İçine Belli Değil!

Stok Kodu:
9786055134174
Boyut:
140-210-0
Sayfa Sayısı:
180
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2013-01-01
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
11,07
9786055134174
425608
Gülfim Abla; Aşkın Evde Yapılanı Güzel Oluyor, Dışarıda Ne Koyuyorlar İçine Belli Değil!
Gülfim Abla; Aşkın Evde Yapılanı Güzel Oluyor, Dışarıda Ne Koyuyorlar İçine Belli Değil! Aşkın Evde Yapılanı Güzel Oluyor, Dışarıda Ne Koyuyorlar İçine Belli Değil!
11.07
Yıllarca gençler anlattı o dinledi... -Ekmek arası patates yemekten bıktım. Kız arkadaşım beni aldatıyor. Ev arkadaşlarım da dahil hepimiz çay, patates, makarna ve ter kokuyoruz. Üniversite bu mu? -Yavrum benim, bu. Üç aşağı, beş yukarı üniversite bu. Allah zihin açıklığı versin. Her soruyu aklı yettiğince cevapladı... -Hiç arkadaşım yok. Çok da mutluyum. Aynen devam edeyim mi? -Canım yavrum, başka şansın varmış gibi... Bu sefer Gülfim Abla sazı eline alıyor. Yılların suskunluğunu bozuyor, ne derdi varsa ortaya döküyor, çatır çatır anlatıyor. "Benim kemik yaşım 67 fakat sıfatım taze. Genetik bir mirasın sefasını sürüyorum. Sürüyordum en azından bugünlere kadar..." -Ben sana iyi gelmiyorum Gülfim. Ben sana layık değilim. -Ergen mi var lan senin karşında? Sen kimi kandırıyorsun? -Münire'ylen barıştık. (İsme bak? Münire bunun metresidir.) -Allah senin cezanı vermesin! Şunun ismine bak! "Az önce içim elime verilmişti. Hiçbir şeye itimadım kalmamıştı artık. Kendi tazyikiyle tenceresinin kapağını fırlatan patlamış mısırlar gibi ben de ıstırap, güç ve öfke topluyordum. Bu benim, telaffuzu zor bir İzlanda yanardağı misali patlayışımın hikâyesidir."
Yıllarca gençler anlattı o dinledi... -Ekmek arası patates yemekten bıktım. Kız arkadaşım beni aldatıyor. Ev arkadaşlarım da dahil hepimiz çay, patates, makarna ve ter kokuyoruz. Üniversite bu mu? -Yavrum benim, bu. Üç aşağı, beş yukarı üniversite bu. Allah zihin açıklığı versin. Her soruyu aklı yettiğince cevapladı... -Hiç arkadaşım yok. Çok da mutluyum. Aynen devam edeyim mi? -Canım yavrum, başka şansın varmış gibi... Bu sefer Gülfim Abla sazı eline alıyor. Yılların suskunluğunu bozuyor, ne derdi varsa ortaya döküyor, çatır çatır anlatıyor. "Benim kemik yaşım 67 fakat sıfatım taze. Genetik bir mirasın sefasını sürüyorum. Sürüyordum en azından bugünlere kadar..." -Ben sana iyi gelmiyorum Gülfim. Ben sana layık değilim. -Ergen mi var lan senin karşında? Sen kimi kandırıyorsun? -Münire'ylen barıştık. (İsme bak? Münire bunun metresidir.) -Allah senin cezanı vermesin! Şunun ismine bak! "Az önce içim elime verilmişti. Hiçbir şeye itimadım kalmamıştı artık. Kendi tazyikiyle tenceresinin kapağını fırlatan patlamış mısırlar gibi ben de ıstırap, güç ve öfke topluyordum. Bu benim, telaffuzu zor bir İzlanda yanardağı misali patlayışımın hikâyesidir."
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat