9786056998188
771714
https://www.hesapli24.com/guzergah-arayisi-eski-koye-yeni-adet
Güzergâh Arayışı; Eski Köye Yeni Adet
12.61
... Hukukçunun her söylediği, gerçeği ifade etmeyeceği gibi hukuki dile büründürülmüş her şey de
gerçek olmayabilir. Öte yandan, dil ve kültürün sağladığı "anlam" da belli koşulların varlığına
indirgenemez. İşte, "gerçek", "simge", "anlam", "işlev", "çatışma", "geçerlilik", "meşruiyet" ve
"bilgi" kavramları önemli öğeler olarak çağdaş hukuk ve toplum teorisinde yerini almalıdır. Bu
doğrultuda yoğunlaşacak felsefi ve/ya sosyolojik çalışmaların Türk hukuk kültürüne/hukuk bilincine
ve standart hukuk resmine kazanımları da tahminlerin ötesinde olacaktır.
Hukuk teorisi, kavramlar ve soyutlamalarla dile getirilmekte, gerekçelendirilmekte ve
somutlaştırılmakta ise de kurallardan biri ihlâl edildiğinde cezalandırılan ve cezaevine konulanın bir
kavram değil, bir insan olduğu unutulmamalıdır. İnsanı devre dışı bırakıp, hukuku cansız nesneler toplamına dönüştüremeyiz. Bir kavram ne denli yüceltilirse yüceltilsin, anlamı, kavramın tikel/
toplumsal varlıkların deneyimlerine ilişkin sonuçları gözlenerek irdelenmeli ve hukuk bilgisinin,
uğruna hukuk yaratılan kişiler/toplum göz ardı edildiğinde, çok az şey ifade edeceği bilinmeli;
hukukun insanî boyutu olduğu kadar toplumsal bir olgu olduğu unutulmamalıdır. İşte hukuk
düşüncesinin ana teması, bireysel/kolektif seçim haklarını ve bu haklardan etkin bir şekilde
yararlanmayı sağlamaya yönelik kurallarla birlikte özgür, siyasi ve ekonomik bir düzeni
biçimlendirmektir.
Hukukta hiç olmazsa potansiyel olarak değerli bir şeyin varlığına tanık olmaktayız. Temiz hava
temizdir gibisinden iyi hukuk da iyidir. Kuşkusuz, etkili hukuk sistemi ile halka sunulan sosyal
olanaklar yelpazesi olabildiğince artacağından/arttığında, bu durum kendiliğinden bir iyilik
oluşturacaktır. Bazı düşünürler, hukukun (hiç olmazsa bir kısmının) muhtevaya dayalı olarak itaat için
ekseriya ahlaki bir yükümlülük olduğunu da söyleyeceklerdir. Hukuk hakkında "iyi" söylenecek
nesnenin, üyelerinin otonomluğuna saygı içinde kişilerin tümünün eşit olarak görülmesi şeklinde
sosyal yaşamın düzenlenmesidir. Bu açıdan, belli bir ülkedeki hukuk muhtevası düzenlemesinde
hukukun üstünlüğü ideali göz önünde bulundurulmalıdır. İşte bu ideale erişim yolunda elinizdeki
denemeler
mimarı
Ali Rıza Malkoç'u içtenlikle kutlar ve yeni girişimlere yelken açarak demokratik vatandaş olarak
görev ve işlevini yerine getirmekte örnek kimliğini devam ettirmesini kendisinden beklerim.
... Hukukçunun her söylediği, gerçeği ifade etmeyeceği gibi hukuki dile büründürülmüş her şey de
gerçek olmayabilir. Öte yandan, dil ve kültürün sağladığı "anlam" da belli koşulların varlığına
indirgenemez. İşte, "gerçek", "simge", "anlam", "işlev", "çatışma", "geçerlilik", "meşruiyet" ve
"bilgi" kavramları önemli öğeler olarak çağdaş hukuk ve toplum teorisinde yerini almalıdır. Bu
doğrultuda yoğunlaşacak felsefi ve/ya sosyolojik çalışmaların Türk hukuk kültürüne/hukuk bilincine
ve standart hukuk resmine kazanımları da tahminlerin ötesinde olacaktır.
Hukuk teorisi, kavramlar ve soyutlamalarla dile getirilmekte, gerekçelendirilmekte ve
somutlaştırılmakta ise de kurallardan biri ihlâl edildiğinde cezalandırılan ve cezaevine konulanın bir
kavram değil, bir insan olduğu unutulmamalıdır. İnsanı devre dışı bırakıp, hukuku cansız nesneler toplamına dönüştüremeyiz. Bir kavram ne denli yüceltilirse yüceltilsin, anlamı, kavramın tikel/
toplumsal varlıkların deneyimlerine ilişkin sonuçları gözlenerek irdelenmeli ve hukuk bilgisinin,
uğruna hukuk yaratılan kişiler/toplum göz ardı edildiğinde, çok az şey ifade edeceği bilinmeli;
hukukun insanî boyutu olduğu kadar toplumsal bir olgu olduğu unutulmamalıdır. İşte hukuk
düşüncesinin ana teması, bireysel/kolektif seçim haklarını ve bu haklardan etkin bir şekilde
yararlanmayı sağlamaya yönelik kurallarla birlikte özgür, siyasi ve ekonomik bir düzeni
biçimlendirmektir.
Hukukta hiç olmazsa potansiyel olarak değerli bir şeyin varlığına tanık olmaktayız. Temiz hava
temizdir gibisinden iyi hukuk da iyidir. Kuşkusuz, etkili hukuk sistemi ile halka sunulan sosyal
olanaklar yelpazesi olabildiğince artacağından/arttığında, bu durum kendiliğinden bir iyilik
oluşturacaktır. Bazı düşünürler, hukukun (hiç olmazsa bir kısmının) muhtevaya dayalı olarak itaat için
ekseriya ahlaki bir yükümlülük olduğunu da söyleyeceklerdir. Hukuk hakkında "iyi" söylenecek
nesnenin, üyelerinin otonomluğuna saygı içinde kişilerin tümünün eşit olarak görülmesi şeklinde
sosyal yaşamın düzenlenmesidir. Bu açıdan, belli bir ülkedeki hukuk muhtevası düzenlemesinde
hukukun üstünlüğü ideali göz önünde bulundurulmalıdır. İşte bu ideale erişim yolunda elinizdeki
denemeler
mimarı
Ali Rıza Malkoç'u içtenlikle kutlar ve yeni girişimlere yelken açarak demokratik vatandaş olarak
görev ve işlevini yerine getirmekte örnek kimliğini devam ettirmesini kendisinden beklerim.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.