9786259983189
809170
https://www.hesapli24.com/harmatan-gokyuzunun-mavisini-cicegin-kokusunu-ozgurlugun-sesini-caldilar
Harmatan;Gökyüzünün Mavisini, Çiçeğin Kokusunu, Özgürlüğün Sesini Çaldılar
13.51
HARMATAN, Afrikalıların en korktuğu şeydir. Sahradan taşıdığı incecik çöl kumlarından oluşan toz
bulutları, güneş ile insanlar arasında perde olur. Bir müddet güneşin yakıcı sıcaklığını azaltıyor gibi
olursa da zamanla taşıdığı hastalıklar ile yıkıcı bir hal alır. Ufukta görünen toz bulutu ile birlikte Afrika
insanının “Harmatan geliyor” diye çığlıkları duyulur. Harmatan, gökyüzünün mavisini, çiçeğin
rengini, özgürlüğün nefesini alır siyah insanın elinden. Hastalık taşıyan toz bulutları kalktığında,
insanlar neler kaybettiklerini ancak anlarlar.
Harun Çelik, bir hayat muhasebesi yapmış; tüm coğrafyayı eleştirirken aslında kendini eleştirmiş.
Alevi-Sünni, Şah-Sultan, Ülkücü-Devrimci, Türk-Kürt diye bölünüp çatıştırılan bu toprağın insanlarının
acı hikâyelerini okuyacaksınız kitabın sayfaları arasında.
Komünist Nuri ile ülkücü Şükrü'nün geçmişteki büyük kinlerine ve bugünkü göz dolduran
dostluklarına ilginç bir yolculuk yapacak ve "Yediniz lan bu ülkenin çocuklarını" diyeceksiniz.
Batı ve Doğu kültürünün farklılıklarını, en ince ayrıntılarıyla birlikte Harun Çelik'in kendine has üslubu
ve "Vayy be! Adam haklı beyler! Dağılalım!" dedirtecek ilginç tespitleriyle okuyacaksınız. Yazarla
birlikte İran bozkırlarından, İtalya'nın sahil şehirlerine kadar yolculuklar da yapacaksınız.
Bir başka hikâyede, Amerika'nın gölgesinde yıkılıp, Amerika'nın gölgesinde kurulmuş kirli iktidarlara
dikkat kesilecek, bir hikâyede saraylarda devlet başkanlarına konuk olacak, bir diğer hikâyede ise
kurulan yer sofralarından aç kalkacaksınız.
Harun Çelik, bu coğrafyada çok alışık olmadığımız bir şeyi yapıyor. Kendi satırlarında kendini
eleştiriyor ve geçmişi ile yüzleşiyor. İçinde bulunduğu topluma tepeden bakmadan ama insanlar beni
taşlar mı diye de düşünmeden hayata, inanca, düşünceye, insana dair eleştirilerini ve önerilerini
HARMATAN, Afrikalıların en korktuğu şeydir. Sahradan taşıdığı incecik çöl kumlarından oluşan toz
bulutları, güneş ile insanlar arasında perde olur. Bir müddet güneşin yakıcı sıcaklığını azaltıyor gibi
olursa da zamanla taşıdığı hastalıklar ile yıkıcı bir hal alır. Ufukta görünen toz bulutu ile birlikte Afrika
insanının “Harmatan geliyor” diye çığlıkları duyulur. Harmatan, gökyüzünün mavisini, çiçeğin
rengini, özgürlüğün nefesini alır siyah insanın elinden. Hastalık taşıyan toz bulutları kalktığında,
insanlar neler kaybettiklerini ancak anlarlar.
Harun Çelik, bir hayat muhasebesi yapmış; tüm coğrafyayı eleştirirken aslında kendini eleştirmiş.
Alevi-Sünni, Şah-Sultan, Ülkücü-Devrimci, Türk-Kürt diye bölünüp çatıştırılan bu toprağın insanlarının
acı hikâyelerini okuyacaksınız kitabın sayfaları arasında.
Komünist Nuri ile ülkücü Şükrü'nün geçmişteki büyük kinlerine ve bugünkü göz dolduran
dostluklarına ilginç bir yolculuk yapacak ve "Yediniz lan bu ülkenin çocuklarını" diyeceksiniz.
Batı ve Doğu kültürünün farklılıklarını, en ince ayrıntılarıyla birlikte Harun Çelik'in kendine has üslubu
ve "Vayy be! Adam haklı beyler! Dağılalım!" dedirtecek ilginç tespitleriyle okuyacaksınız. Yazarla
birlikte İran bozkırlarından, İtalya'nın sahil şehirlerine kadar yolculuklar da yapacaksınız.
Bir başka hikâyede, Amerika'nın gölgesinde yıkılıp, Amerika'nın gölgesinde kurulmuş kirli iktidarlara
dikkat kesilecek, bir hikâyede saraylarda devlet başkanlarına konuk olacak, bir diğer hikâyede ise
kurulan yer sofralarından aç kalkacaksınız.
Harun Çelik, bu coğrafyada çok alışık olmadığımız bir şeyi yapıyor. Kendi satırlarında kendini
eleştiriyor ve geçmişi ile yüzleşiyor. İçinde bulunduğu topluma tepeden bakmadan ama insanlar beni
taşlar mı diye de düşünmeden hayata, inanca, düşünceye, insana dair eleştirilerini ve önerilerini
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.