Hayat Denen Mucizeler Bütünü

Stok Kodu:
9786053439332
Boyut:
135-210
Sayfa Sayısı:
416
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2016-08
Çeviren:
Alaz Kuseyri
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
20,96
9786053439332
463427
Hayat Denen Mucizeler Bütünü
Hayat Denen Mucizeler Bütünü
20.96
Hayat asla düz bir çizgide ilerlemez. Onun hayatı da sönmüş bir yıldızın etrafında düzensiz daireler çiziyordu. Tıpkı ışığı hapseden bir ampulün çevresinde dönüp duran bir güve gibi...

Çeçenistan'ın küçük bir köyünde yaşayan sekiz yaşındaki Havva, babasını alıp götüren Rus askerlerinden kaçmayı başarmıştır. Ateşe verilen evini karlar altındaki ormanda saklandığı yerden izlerken komşuları Ahmet tarafından kurtarılır. Fakat bir somun ekmek için her şeyi yapmaya hazır muhbirlerin bulunduğu bu köyde Ahmet'in onu saklayabileceği güvenli bir yer yoktur. Yine de bir zamanlar en yakın arkadaşı olan adamın kızını kurtarması gerektiğine karar verir. Böylece onu güvenli olduğunu düşündüğü tek yere götürür; sadece adını bildiği bir doktorun"Sonja Rabina'nın" çalıştığı bombalanmış bir hastaneye... Sargı bezi bulmanın cephane bulmaktan daha zor olduğu, dikişlerin diş ipiyle atıldığı ve yalnızca doğum ve travma servisleriyle hizmet veren bir hastane...
Birlikte geçirdikleri o beş tuhaf günde Havva, Doktor Sonja ile Ahmet'in kaderini tek bir yörüngede birleştiren güç, umutları ve tutkuları unutma isteğini alıp götüren rüzgâr, zinciri tamamlayıp çemberin kapanmasını sağlayan son halka olur. Çünkü yıllar süren savaştan sonra hayat artık çok basit ve nettir: Biri doğar, diğeri ölür, hayat yeniden başlar.

"Sıra dışı bir hikâye! Yirmi birinci yüzyılın Savaş ve Barış'ı... Marra felaketler karşısında yıldızlara özgü sakinliğini doğruca Tolstoy'dan almış gibi görünüyor." New York Times

"Marra, zarafet ile trajedi tutamlarını üstün bir hayal gücüyle dikkatlice örmüş. Bu kitaptaki her şey umut ve acı verici bir kalp atışıyla yüceliyor." San Francisco Chronicle

"Yıllardır okuduğum en dokunaklı kitap. Çeçenistan'daki küçük bir köyü muhteşem bir dille anlatan Amerikalı yazar Marra, savaş kurbanlarına dair zamansız bir trajedi ortaya koymuş." Washingtonian

"Bu kitap, ters yüz olmuş bir dünyanın etrafa dağılan parçalarını bir araya getirerek kaostan doğan güzelliğin acımasız bir formunu yaratıyor. Hem hüzünlü bir mizah anlayışıyla hem de baş döndürücü bir şiirsellikle
kaleme alınmış." Chicago Tribune

"Genç yazar son derece etkileyici karakterlerin geniş bir panoramasını sunmuş: cesur kahramanlar, sessizce acı çekenler ve hainlerden ya da direnişçilerden oluşan işkence mağdurları... Çok farklı kaderlerden yola çıkılarak kaleme alınmış olan bu savaş destanı son yılların en iyi çıkış romanı." Deutschlandradio Kultur
"Anthony Marra bizi İkinci Çeçen Savaşı döneminde karlarla kaplı Çeçenistan topraklarına götürüyor. On yıllık bir döneme yayılan bu etkileyici çıkış romanı, sekiz yaşındaki Havva'nın babasının işlemediği bir suç yüzünden Rus askerleri tarafından götürülerek evlerinin ateşe verilmesiyle başlıyor. Kapı komşuları Ahmet, küçük kızı alıp yakınlardaki bir hastaneye saklıyor ve hastanenin yönetiminden sorumlu Doktor Sonja, küçük kızın zaten kötü durumda olan hastane binasında gizlenmesinin gereksiz bir risk olduğunu düşünerek onu kabul etmek istemiyor. Fakat Ahmet ve Sonja, Havva'nın tek bir hayattan daha fazlasını temsil ettiğini anlıyor. Küçük kız, son derece saçma ve adaletsiz bir etnik çatışmanın ortasında korunması gereken insanlığın sembolü... 'İnsanın anlamaması gereken şeyler vardır,' diyor Ahmet. 'Bir insanın anlamamasının ahlaki bir görev olduğu şeyler...' Fakat hikâyenin sonunda anlıyoruz. Son derece duygusal karakterleri ve insanı içine çeken savaş kurbanı Çeçenistan tasvirleriyle Marra anlamamızı sağlıyor." Kevin Nguyen
"Marra bu sıra dışı çıkış romanında pek çoğumuzun yabancı olduğu insanları ve toprakları yürek sızlatan bir dille anlatarak bütün acılarını hissetmemizi sağlamış. İkinci savaş sırasında küçük bir grup insan, Çeçenistan'ın kırsal kesimlerinde çok zor şartlarda yaşam savaşı vermektedir. Çok yetenekli bir cerrah, bir hastanenin yıkıntıları arasında korkunç işini yapabilmek için duygularını hiçe sayarak durmadan çalışmaktadır. Şimdiden çok fazla şey görmüş olan sekiz yaşında bir kız, babası Rus askerleri tarafından götürüldüğü geceden beri hükümet tarafından aranmaktadır. İşinde iyi olmayan ve sanatçı olmanın hayallerini kuran bir doktor, devlet eliyle öldürülen kırk bir komşusunun portrelerini çizerek viraneye dönen köyündeki evlerin kapı eşiklerine ve ağaçlara asmaktadır. Ve bir zamanlar acımasızca işkence gören yalnız bir adam, şeker hastası babasına insülin bulabilmek için onunla küsmeyi bile göze alarak hükümet adına muhbirlik yapmaktadır... Marra, 1996 ile 2004 yılları arasında mekik dokurken gelecekte yaşanacak olaylara dair detaylar da vererek bu çarpıcı hikâyeyi ürkütücü, büyülü bir havaya büründürmüş. Bağlantıları kurmak için can atışımızı ve dayanmak için katettiğimiz mesafeleri zarifçe tasvir ederken bile bütün karakterlerin birbirleriyle yakından bağlantılı olduğunu açıklamakta acele etmemiş." Booklist
"Muhteşem." New York Times
"Gökyüzüne bakıp mucizelere inanmanızı sağlayacak bir ışık... Karşınızda taze ve zarif bir üslupla kaleme alınmış, derin ve bir o kadar da dehşet verici bir hikâye var. Size bir anda inanılmaz derecede yakın ve önemli gelecek uzak diyarlarda yaşayan insanların yürek burkan hikâyesi... Yıllardır hiçbir romandan böylesine etkilenmemiştim. Beklentilerinizi fazlasıyla yükseltme riskini de göze alarak, bu kitabı kesinlikle okumanız gerektiğini söylüyorum." Washington Post
"Tutkulu ve entelektüel açıdan huzursuz bir hikâye... Marra bir savaşçı değil, âşık. Tarzı Joseph Heller'ın Madde 22'sine ve Jonathan Safran Foer'in Her Şey Aydınlandı'sına benziyor." New York Times
"Çok güçlü bir hikâye... Ahmet'in Havva'yla birlikte hastanenin kapısından içeri girdiği anlar, duygusallık açısından Michael Ondaatje'nin kaleme aldığı her şeye rakip olabilecek nitelikte. Bu kitabı okumak ve böylesine genç bir yazarın cesaretine hayran olmak için çok fazla sebep var. Gözlerinizi yaşlarla doldurup içten kahkahalar atmanızı sağlayacak türden bir hikâye. Fakat bu kitabı okumak için bir türlü aklımdan çıkaramadığım en iyi neden, hikâyenin bize sıra dışı şartlar altında birinin canını duygusuzca almanın iyiliği nasıl da çarpıttığını hatırlatmasıdır." Boston Globe
Hayat asla düz bir çizgide ilerlemez. Onun hayatı da sönmüş bir yıldızın etrafında düzensiz daireler çiziyordu. Tıpkı ışığı hapseden bir ampulün çevresinde dönüp duran bir güve gibi...

Çeçenistan'ın küçük bir köyünde yaşayan sekiz yaşındaki Havva, babasını alıp götüren Rus askerlerinden kaçmayı başarmıştır. Ateşe verilen evini karlar altındaki ormanda saklandığı yerden izlerken komşuları Ahmet tarafından kurtarılır. Fakat bir somun ekmek için her şeyi yapmaya hazır muhbirlerin bulunduğu bu köyde Ahmet'in onu saklayabileceği güvenli bir yer yoktur. Yine de bir zamanlar en yakın arkadaşı olan adamın kızını kurtarması gerektiğine karar verir. Böylece onu güvenli olduğunu düşündüğü tek yere götürür; sadece adını bildiği bir doktorun"Sonja Rabina'nın" çalıştığı bombalanmış bir hastaneye... Sargı bezi bulmanın cephane bulmaktan daha zor olduğu, dikişlerin diş ipiyle atıldığı ve yalnızca doğum ve travma servisleriyle hizmet veren bir hastane...
Birlikte geçirdikleri o beş tuhaf günde Havva, Doktor Sonja ile Ahmet'in kaderini tek bir yörüngede birleştiren güç, umutları ve tutkuları unutma isteğini alıp götüren rüzgâr, zinciri tamamlayıp çemberin kapanmasını sağlayan son halka olur. Çünkü yıllar süren savaştan sonra hayat artık çok basit ve nettir: Biri doğar, diğeri ölür, hayat yeniden başlar.

"Sıra dışı bir hikâye! Yirmi birinci yüzyılın Savaş ve Barış'ı... Marra felaketler karşısında yıldızlara özgü sakinliğini doğruca Tolstoy'dan almış gibi görünüyor." New York Times

"Marra, zarafet ile trajedi tutamlarını üstün bir hayal gücüyle dikkatlice örmüş. Bu kitaptaki her şey umut ve acı verici bir kalp atışıyla yüceliyor." San Francisco Chronicle

"Yıllardır okuduğum en dokunaklı kitap. Çeçenistan'daki küçük bir köyü muhteşem bir dille anlatan Amerikalı yazar Marra, savaş kurbanlarına dair zamansız bir trajedi ortaya koymuş." Washingtonian

"Bu kitap, ters yüz olmuş bir dünyanın etrafa dağılan parçalarını bir araya getirerek kaostan doğan güzelliğin acımasız bir formunu yaratıyor. Hem hüzünlü bir mizah anlayışıyla hem de baş döndürücü bir şiirsellikle
kaleme alınmış." Chicago Tribune

"Genç yazar son derece etkileyici karakterlerin geniş bir panoramasını sunmuş: cesur kahramanlar, sessizce acı çekenler ve hainlerden ya da direnişçilerden oluşan işkence mağdurları... Çok farklı kaderlerden yola çıkılarak kaleme alınmış olan bu savaş destanı son yılların en iyi çıkış romanı." Deutschlandradio Kultur
"Anthony Marra bizi İkinci Çeçen Savaşı döneminde karlarla kaplı Çeçenistan topraklarına götürüyor. On yıllık bir döneme yayılan bu etkileyici çıkış romanı, sekiz yaşındaki Havva'nın babasının işlemediği bir suç yüzünden Rus askerleri tarafından götürülerek evlerinin ateşe verilmesiyle başlıyor. Kapı komşuları Ahmet, küçük kızı alıp yakınlardaki bir hastaneye saklıyor ve hastanenin yönetiminden sorumlu Doktor Sonja, küçük kızın zaten kötü durumda olan hastane binasında gizlenmesinin gereksiz bir risk olduğunu düşünerek onu kabul etmek istemiyor. Fakat Ahmet ve Sonja, Havva'nın tek bir hayattan daha fazlasını temsil ettiğini anlıyor. Küçük kız, son derece saçma ve adaletsiz bir etnik çatışmanın ortasında korunması gereken insanlığın sembolü... 'İnsanın anlamaması gereken şeyler vardır,' diyor Ahmet. 'Bir insanın anlamamasının ahlaki bir görev olduğu şeyler...' Fakat hikâyenin sonunda anlıyoruz. Son derece duygusal karakterleri ve insanı içine çeken savaş kurbanı Çeçenistan tasvirleriyle Marra anlamamızı sağlıyor." Kevin Nguyen
"Marra bu sıra dışı çıkış romanında pek çoğumuzun yabancı olduğu insanları ve toprakları yürek sızlatan bir dille anlatarak bütün acılarını hissetmemizi sağlamış. İkinci savaş sırasında küçük bir grup insan, Çeçenistan'ın kırsal kesimlerinde çok zor şartlarda yaşam savaşı vermektedir. Çok yetenekli bir cerrah, bir hastanenin yıkıntıları arasında korkunç işini yapabilmek için duygularını hiçe sayarak durmadan çalışmaktadır. Şimdiden çok fazla şey görmüş olan sekiz yaşında bir kız, babası Rus askerleri tarafından götürüldüğü geceden beri hükümet tarafından aranmaktadır. İşinde iyi olmayan ve sanatçı olmanın hayallerini kuran bir doktor, devlet eliyle öldürülen kırk bir komşusunun portrelerini çizerek viraneye dönen köyündeki evlerin kapı eşiklerine ve ağaçlara asmaktadır. Ve bir zamanlar acımasızca işkence gören yalnız bir adam, şeker hastası babasına insülin bulabilmek için onunla küsmeyi bile göze alarak hükümet adına muhbirlik yapmaktadır... Marra, 1996 ile 2004 yılları arasında mekik dokurken gelecekte yaşanacak olaylara dair detaylar da vererek bu çarpıcı hikâyeyi ürkütücü, büyülü bir havaya büründürmüş. Bağlantıları kurmak için can atışımızı ve dayanmak için katettiğimiz mesafeleri zarifçe tasvir ederken bile bütün karakterlerin birbirleriyle yakından bağlantılı olduğunu açıklamakta acele etmemiş." Booklist
"Muhteşem." New York Times
"Gökyüzüne bakıp mucizelere inanmanızı sağlayacak bir ışık... Karşınızda taze ve zarif bir üslupla kaleme alınmış, derin ve bir o kadar da dehşet verici bir hikâye var. Size bir anda inanılmaz derecede yakın ve önemli gelecek uzak diyarlarda yaşayan insanların yürek burkan hikâyesi... Yıllardır hiçbir romandan böylesine etkilenmemiştim. Beklentilerinizi fazlasıyla yükseltme riskini de göze alarak, bu kitabı kesinlikle okumanız gerektiğini söylüyorum." Washington Post
"Tutkulu ve entelektüel açıdan huzursuz bir hikâye... Marra bir savaşçı değil, âşık. Tarzı Joseph Heller'ın Madde 22'sine ve Jonathan Safran Foer'in Her Şey Aydınlandı'sına benziyor." New York Times
"Çok güçlü bir hikâye... Ahmet'in Havva'yla birlikte hastanenin kapısından içeri girdiği anlar, duygusallık açısından Michael Ondaatje'nin kaleme aldığı her şeye rakip olabilecek nitelikte. Bu kitabı okumak ve böylesine genç bir yazarın cesaretine hayran olmak için çok fazla sebep var. Gözlerinizi yaşlarla doldurup içten kahkahalar atmanızı sağlayacak türden bir hikâye. Fakat bu kitabı okumak için bir türlü aklımdan çıkaramadığım en iyi neden, hikâyenin bize sıra dışı şartlar altında birinin canını duygusuzca almanın iyiliği nasıl da çarpıttığını hatırlatmasıdır." Boston Globe
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat