9786057990136
510740
https://www.hesapli24.com/hayatimin-renkleri
Hayatımın Renkleri
8.00
Aslında, her şey annemin ablama kalem alıp bana bebek aldığı gün başladı. Soğuk bir kış günüydü, çarşıya götürmüştü bizi annem, canım benim, bizlere oyuncak, kıyafet almayı ne çok sever, hep bizi mutlu etmek isterdi. O günde oyuncakçıya götürmüştü. Ben sanırım altı yaşındaydım ablam da on. O oyuncakçıya gitmeyi çok seviyordum, duvarlar zeminden tavana kadar bebek doluydu. Ortada değişik oyuncaklar da vardı, mesela yandan kurmalı yüzen bebek veya tam tam çalan maymun gibi. Benim yaşımda olanlar hatırlarlar. Ben gözlerimi bebeklerden alamıyordum. Evde o kadar bebeğim olmasına rağmen ille de bebek alacaktım. İnadım inat kolum iki kanattı. Adama istediğim bebeği gösterdim. Ağzından biberonla su içiriyorsun, kabak kafalı oğlan bebek altını ıslatıyor, beşiği de vardı bir güzel uyutuyorsun falan.
Annem bana o bebeği aldı, ablam artık büyümüşmüş oyuncak istemezmiş, kalem alacakmış. Mız mız. İstemezsen isteme. Neyse ordan çıktık, ablam yolda satılan uzun renkli kalemlerden istedi. Annem de aldı. Nasıl ağlıyorum bana da alıııın diye. Annem bana bebek aldığını ve kalem almayacağını söyledi, bir de okula da gitmiyorum ne yazacam Allah aşkına. Olsun bana da alınacak illa ki. Çok güzel kalem ya alın alın noluur. Ben böğürerek ağlıyordum. Sümüğüm gözyaşıma karışmıştı. Kış günü olduğu için hava erken kararmıştı. Dolmuşa atlayıp eve gittik. Ben çok sinirlenmiştim, bir kere gururumla oynanmıştı, bana da kalem alınmalıydı. Yolda plan yaptım, benim bu kalemi yok etmem lazımdı. Ablam mutlu olmamalıydı çünkü ben değildim. Eve geldik ve ben ablama alınan o güzelim kalemi, balkondan aşağı attım. Zaferin verdiği rahatlıkla oturma odasında çekyata uzandım televizyon izledim. Ablam ödev yapıyordu o sırada, aklına kalemi geldi. Arıyorlar annemle ama kalem yok. Aradılaaar aradılaaar. İçim acımıştı artık bu çaresiz eyleme. En sonunda dayanamayıp itiraf ettim. Boşuna aramayın ben o kalemi aşşağı attım dedim bilmiş bilmiş. Ayyy annemin ve ablamın yüzlerindeki şaşkınlığı ve siniri unutamıyorum. Annem beni parçalayacaktı ama bir şey yapmadı. O sinirle aşşağı inip kalemi aramaya başladılar. Hava karanlık ki nerden bulacaklar. Nitekim bulamadılar. Ben kazanmıştım oh olmuştu. Çok egoist bir hareket olduğunu biliyorum fakat çocuğum ben napiiim. Ben olsam annemin ya da ablamın yerinde benim saçımı başımı yolardım. Ucuz kurtulmuştum. Ablam zaten çok sessizdi. İçine içine ağladı sadece yazık. Annem de çok kızdı bana döveydi daha iyiydi.
Aslında, her şey annemin ablama kalem alıp bana bebek aldığı gün başladı. Soğuk bir kış günüydü, çarşıya götürmüştü bizi annem, canım benim, bizlere oyuncak, kıyafet almayı ne çok sever, hep bizi mutlu etmek isterdi. O günde oyuncakçıya götürmüştü. Ben sanırım altı yaşındaydım ablam da on. O oyuncakçıya gitmeyi çok seviyordum, duvarlar zeminden tavana kadar bebek doluydu. Ortada değişik oyuncaklar da vardı, mesela yandan kurmalı yüzen bebek veya tam tam çalan maymun gibi. Benim yaşımda olanlar hatırlarlar. Ben gözlerimi bebeklerden alamıyordum. Evde o kadar bebeğim olmasına rağmen ille de bebek alacaktım. İnadım inat kolum iki kanattı. Adama istediğim bebeği gösterdim. Ağzından biberonla su içiriyorsun, kabak kafalı oğlan bebek altını ıslatıyor, beşiği de vardı bir güzel uyutuyorsun falan.
Annem bana o bebeği aldı, ablam artık büyümüşmüş oyuncak istemezmiş, kalem alacakmış. Mız mız. İstemezsen isteme. Neyse ordan çıktık, ablam yolda satılan uzun renkli kalemlerden istedi. Annem de aldı. Nasıl ağlıyorum bana da alıııın diye. Annem bana bebek aldığını ve kalem almayacağını söyledi, bir de okula da gitmiyorum ne yazacam Allah aşkına. Olsun bana da alınacak illa ki. Çok güzel kalem ya alın alın noluur. Ben böğürerek ağlıyordum. Sümüğüm gözyaşıma karışmıştı. Kış günü olduğu için hava erken kararmıştı. Dolmuşa atlayıp eve gittik. Ben çok sinirlenmiştim, bir kere gururumla oynanmıştı, bana da kalem alınmalıydı. Yolda plan yaptım, benim bu kalemi yok etmem lazımdı. Ablam mutlu olmamalıydı çünkü ben değildim. Eve geldik ve ben ablama alınan o güzelim kalemi, balkondan aşağı attım. Zaferin verdiği rahatlıkla oturma odasında çekyata uzandım televizyon izledim. Ablam ödev yapıyordu o sırada, aklına kalemi geldi. Arıyorlar annemle ama kalem yok. Aradılaaar aradılaaar. İçim acımıştı artık bu çaresiz eyleme. En sonunda dayanamayıp itiraf ettim. Boşuna aramayın ben o kalemi aşşağı attım dedim bilmiş bilmiş. Ayyy annemin ve ablamın yüzlerindeki şaşkınlığı ve siniri unutamıyorum. Annem beni parçalayacaktı ama bir şey yapmadı. O sinirle aşşağı inip kalemi aramaya başladılar. Hava karanlık ki nerden bulacaklar. Nitekim bulamadılar. Ben kazanmıştım oh olmuştu. Çok egoist bir hareket olduğunu biliyorum fakat çocuğum ben napiiim. Ben olsam annemin ya da ablamın yerinde benim saçımı başımı yolardım. Ucuz kurtulmuştum. Ablam zaten çok sessizdi. İçine içine ağladı sadece yazık. Annem de çok kızdı bana döveydi daha iyiydi.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.