Hikem-i Atâiyye Şerhi; Abdullah Şerkâvî'nin Şerhü'l-Hikem'i ve Ali Örfî Efendi Tarafından Yapılan Tercümesi Abdullah Şerkâvî'nin Şerhü'l-Hikem'i ve Ali Örfî Efendi Tarafından Yapılan Tercümesi
Boyut:
140-230-0
Sayfa Sayısı:
400
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2021-03-05
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
Dili:
Türkçe
Kategori:
17,73
9786057683809
574838
https://www.hesapli24.com/hikem-i-ataiyye-serhi-abdullah-serkavinin-serhul-hikemi-ve-ali-orfi-efendi-tarafindan-yapilan-tercumesi
Hikem-i Atâiyye Şerhi; Abdullah Şerkâvî'nin Şerhü'l-Hikem'i ve Ali Örfî Efendi Tarafından Yapılan Tercümesi Abdullah Şerkâvî'nin Şerhü'l-Hikem'i ve Ali Örfî Efendi Tarafından Yapılan Tercümesi
17.73
İbni Atâullah el-İskenderî (v. 709/1309)'nin Hikem adıyla kaleme aldığı eser, doğuşundan
bugüne kadar üzerinde yapılan şerhlerin çokluğu, gerek içinden çıktığı Şâzelî yolu, gerek
umumî tasavvuf camiası tarafından rehber bir kitap olarak okunup okutulmuştur. Bütün
ihtişamıyla yaşayan eser, yüksek bir duyuş ve kavrayışın adeta kelama sığdırılmasının
örneğidir. Eserin onlarca şerhi içinde en önemlilerinden biri Abdullah Şerkâvî (v. 1227/1812)
tarafından yapılan ve Minehü'l-Kudsiyye olarak da bilinen şerhtir. Hikmetleri âyet ve hadisler
yanında, geçmiş sûfilerin sözleri ve görüşleri de değerlendirerek yapılan bu kıymetli şerh, son dönem Osmanlı âriflerinden Ali Örfî Efendi (v. 1305/1888) tarafından hususi katkılarla
zenginleştirilerek Türkçe'ye kazandırılmıştır.
Hikem'in sözleri varlığı kavramamızın, "Asıl Söz"e davranışlarımızı ve gönlümüzü muhatap
etmemizin hasbi sedaları olarak yankılanıyor: "Hakikate talip insan, Hakk'ın büyüklüğünü
kendinde müşâhede ettiğinde, kendinde kibir kalmaz. Hakk'ın ihtiyaçsızlığını gördüğünde
kendinde ihtiyaçsızlık görmez. İlâhî kudreti gören kendinde kudret olmadığını görür... Faydası
kendine ait olan amelin yerine getirilmesiyle, cennet dereceleri ve cehennemden kurtuluş
ümidinde bulunan, dünya ve âhiret karşılığını talep ve niyaz eden muhip değildir. Hakiki
muhip, sana sarfeden ve verendir. Nefsi için sarfeden ve veren, muhip olamaz. Kendi nefsine
hizmet ettiğinden kiracı olur... Ey bu kitabı okuyan sevenlerimiz! Yüce Mevlâ ferahımızı
kendisine layık eylesin. Kendi rızasıyla ve nimetleriyle daim, hizmetiyle meşgul, huzuruyla
hazır ve şahitliğiyle müşâhit buyursun. Eşyanın Allah'la var ve müstakil varlıkla mevcut
olmadıklarını gören irfan ve anlayış ehlinden eylesin. Göz açıp yumuncaya kadar Hak'tan gaip
ve gafil olmayan, vasıtasız ve sebepsiz muttakilerden eylesin."
İbni Atâullah el-İskenderî (v. 709/1309)'nin Hikem adıyla kaleme aldığı eser, doğuşundan
bugüne kadar üzerinde yapılan şerhlerin çokluğu, gerek içinden çıktığı Şâzelî yolu, gerek
umumî tasavvuf camiası tarafından rehber bir kitap olarak okunup okutulmuştur. Bütün
ihtişamıyla yaşayan eser, yüksek bir duyuş ve kavrayışın adeta kelama sığdırılmasının
örneğidir. Eserin onlarca şerhi içinde en önemlilerinden biri Abdullah Şerkâvî (v. 1227/1812)
tarafından yapılan ve Minehü'l-Kudsiyye olarak da bilinen şerhtir. Hikmetleri âyet ve hadisler
yanında, geçmiş sûfilerin sözleri ve görüşleri de değerlendirerek yapılan bu kıymetli şerh, son dönem Osmanlı âriflerinden Ali Örfî Efendi (v. 1305/1888) tarafından hususi katkılarla
zenginleştirilerek Türkçe'ye kazandırılmıştır.
Hikem'in sözleri varlığı kavramamızın, "Asıl Söz"e davranışlarımızı ve gönlümüzü muhatap
etmemizin hasbi sedaları olarak yankılanıyor: "Hakikate talip insan, Hakk'ın büyüklüğünü
kendinde müşâhede ettiğinde, kendinde kibir kalmaz. Hakk'ın ihtiyaçsızlığını gördüğünde
kendinde ihtiyaçsızlık görmez. İlâhî kudreti gören kendinde kudret olmadığını görür... Faydası
kendine ait olan amelin yerine getirilmesiyle, cennet dereceleri ve cehennemden kurtuluş
ümidinde bulunan, dünya ve âhiret karşılığını talep ve niyaz eden muhip değildir. Hakiki
muhip, sana sarfeden ve verendir. Nefsi için sarfeden ve veren, muhip olamaz. Kendi nefsine
hizmet ettiğinden kiracı olur... Ey bu kitabı okuyan sevenlerimiz! Yüce Mevlâ ferahımızı
kendisine layık eylesin. Kendi rızasıyla ve nimetleriyle daim, hizmetiyle meşgul, huzuruyla
hazır ve şahitliğiyle müşâhit buyursun. Eşyanın Allah'la var ve müstakil varlıkla mevcut
olmadıklarını gören irfan ve anlayış ehlinden eylesin. Göz açıp yumuncaya kadar Hak'tan gaip
ve gafil olmayan, vasıtasız ve sebepsiz muttakilerden eylesin."
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.