9789750859274
821478
https://www.hesapli24.com/hurriyet-gelirken
Hürriyet Gelirken
9.34
Hürriyet Gelirken adını verdiğimiz kitapta, 1908-1925 yılları arasında yazılmış, çoğu süreli yayınlarda çık¬mış ve 1983'ten sonra günümüz harflerine çevrilerek kitaplarına girmiş Esendal öykülerini okuyacaksınız. Bunlardan 1925 yılında Meslek gazetesinde yayım¬lanmış 12 öykü eski harfli yazımıyla karşılaştırıla¬rak düzeltildi. 1909 yılında Tanin gazetesinde çıkmış “Rüyada” adlı öyküyse ilk kez günümüz harfleriyle yayımlanıyor“Ama yalnız bizde değil, başka yerlerde de hikâye nedir, nuvel nedir, roman nedir, kavgası bitirilmiş değildir. Eğer yazdıkların hoşa gitmiş, okunmuş ise, hikâye olmasa da okurlar. Adını da onlar ister koysunlar, ister koymasınlar, bana vız gelir! İşin doğrusu, yazılacak yazının ya özlü ya da hoş olmasıdır. Adı ne olursa olsun... Bizde hikâye vardır, fıkra vardır, kıssa vardır, nakil vardır, masal vardır, şimdi aklıma gelmeyen daha bir iki şekil vardır. Bunların yeni adları da yoktur. Eskileri de pek iyi hudutlandırılmış de¬ğildir. Biz, bunların hepsine birden hikâye diyoruz. Ama, mutlaka hikâye yazmak gerekmez. İş yazmaktır. Hikâye olmaz da nakil olur, mesel olur. Ne çıkar? İş ki düşünülsün, sonra yazılsın. Hikâye olmaz da onun benzeri bir şey olur.”
Hürriyet Gelirken adını verdiğimiz kitapta, 1908-1925 yılları arasında yazılmış, çoğu süreli yayınlarda çık¬mış ve 1983'ten sonra günümüz harflerine çevrilerek kitaplarına girmiş Esendal öykülerini okuyacaksınız. Bunlardan 1925 yılında Meslek gazetesinde yayım¬lanmış 12 öykü eski harfli yazımıyla karşılaştırıla¬rak düzeltildi. 1909 yılında Tanin gazetesinde çıkmış “Rüyada” adlı öyküyse ilk kez günümüz harfleriyle yayımlanıyor“Ama yalnız bizde değil, başka yerlerde de hikâye nedir, nuvel nedir, roman nedir, kavgası bitirilmiş değildir. Eğer yazdıkların hoşa gitmiş, okunmuş ise, hikâye olmasa da okurlar. Adını da onlar ister koysunlar, ister koymasınlar, bana vız gelir! İşin doğrusu, yazılacak yazının ya özlü ya da hoş olmasıdır. Adı ne olursa olsun... Bizde hikâye vardır, fıkra vardır, kıssa vardır, nakil vardır, masal vardır, şimdi aklıma gelmeyen daha bir iki şekil vardır. Bunların yeni adları da yoktur. Eskileri de pek iyi hudutlandırılmış de¬ğildir. Biz, bunların hepsine birden hikâye diyoruz. Ama, mutlaka hikâye yazmak gerekmez. İş yazmaktır. Hikâye olmaz da nakil olur, mesel olur. Ne çıkar? İş ki düşünülsün, sonra yazılsın. Hikâye olmaz da onun benzeri bir şey olur.”
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.